8. Hukuk Dairesi 2011/3535 E. , 2012/1557 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı
... (...) ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının kabulüne dair Van Aile Mahkemesinden verilen 10.03.2011 gün ve 438/160 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, evlilik birliği içinde edinilen 964 ada 160 parseldeki binanın 6 numaralı bağımsız bölümü ile 65 AK 625 plakalı araç ve ev eşyalarına ilişkin mal rejiminin tasfiyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, mesken nitelikli taşınmaz bedelinin kısmen vekil edenine miras bırakanından kalan miras payı, kısmen kişisel eşyası araç satışından gelen bedel ve banka kredisiyle ödendiğini, ev eşyalarının da bir bölümünün vekil edeni tarafından evlilikten önce satın alındığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu nazara alınarak hesaplanan 70.492 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Taraflar 23.5.1999 da evlenmiş, 9.7.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 28.5.2010 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Dava konusu 964 ada 160 parselde bulunan bağımsız bölümün davalının miras bırakanından intikal ettiği, davalının miras payı bulunmakta iken diğer mirasçıların paylarının satın alınmasıyla 21.6.2007 tarihinde miras payı ile öteki mirasçılardan satın aldığı payların birleştirilmesiyle davalı adına kayıtlı olduğu belirlenmiştir. Ne var ki, davaya konu aracın trafik siciline ve alım tarihine ilişkin kayıtlar dosya arasında yer almamaktadır.
TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir.
TMK.nun yürürlük tarihinden evvel evlilik birliği içinde edinilen mal varlığı için eşler, katkıları oranında katkı payı alacağı hakkına sahiptirler. Kararlılık kazanmış Yargıtay uygulamalarına göre, katkı payı alacağını belirlemek için eşlerin evlenme tarihinden dava konusu mal varlığının edinildiği tarihe kadar olan tüm gelirleri hesaplanmalı, herbirinin toplam gelirinden kişisel harcamaları ile kocanın 743 sayılı MK.nun 152. maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü uyarınca yapması gereken harcamalar çıktıktan sonra yapabilecekleri tasarruf miktarı belirlenmeli, bundan sonra toplam tasarruf miktarı karşısında davacı eşin tasarruf oranı bulunmalı, bulunan bu oran dava konusu mal varlığının dava tarihindeki değeri ile çarpılarak katkı payı alacağı tespit edilmelidir.
TMK.nun yürürlük tarihinden sonra evlilik birliği içinde edinilen mal varlığı ise kural olarak aksi kanıtlanmadıkça edinilmiş mal sayılır. Edinilmiş mallarda diğer tarafın katılma alacağı ise, eklenecek değerlerden (TMK m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) hesaplanır. Ayrıca; TMK.nun 227.maddesinde eşlerden birinin diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine ve korunmasına hiç veya uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunulması halinde tasfiye sırasında ortaya çıkan değer artışı oranında hak sahibi olacağı düzenlenmiştir.
Davacı, uyuşmazlığa konu mesken, araç ve ev eşyalarının edinilmesine gerek maaş geliriyle, gerekse ziynet eşyalarıyla katkıda bulunduğunu ileri sürmüştür. Davalı ise, adına kayıtlı 100.000 TL"ye alınan meskenin bedelinin 40.000 TL"sinin miras payı ile karşılandığını, kalan kısmının ise araç satışı ve banka kredisiyle ödendiğini, davacının bozdurulan ziynetlerinin tutarının iddia edilen kadar bulunmadığını bildirmiştir. Niza konusu araç dışında (edinim tarihi mevcut bulunmadığından) davaya konu diğer mal varlığına yönelik dava ileri sürülüş şekline göre katılma alacağı ve değer artış payı alacağına ilişkindir. Mahkemece, dosyanın bilirkişiye tevdii ile alınan rapor ve değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye ve yanlar arasındaki uyuşmazlığı sona erdirmeye yeterli değildir. Öncelikle; davaya konu aracın alım tarihini içerir trafik sicilinde mevcut kayıtlarının getirtilerek, edinim tarihinin belirlenmesi ve hangi mal rejimine tabi olduğunun tespiti gerekir. Bundan ayrı uyuşmazlık konusu meskenin alımında banka kredisi kullanıldığı iddia edildiğine göre, tapu kaydının rehin bilgileri kısmında yazılı borca ilişkin banka kayıtlarının getirtilerek nazara alınması gerekir. Ayrıca, davaya konu mesken ve taşıta ilişkin değerlerin mahallinde keşifle usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekirken, dosya üzerinde inceleme ile konunun ehili olmayan bilirkişi görüşüne itibar edilmesi doğru değildir. TMK.nun 222.maddesinin son fıkrası hükmüne göre; edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu dönemde eşler adına edinilen bütün mallar aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. TMK.nun 6.maddesine göre de herkes iddiasını ispatla yükümlüdür.
Hal böyle olunca, mahkemece yapılacak iş; tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde tüm delillerinin toplanması, aracın alım tarihi ve banka kredisine ilişkin kayıtlarının getirtilmesi, dava konusu varlığın değerlerinin usulüne uygun şekilde tespiti ile ondan sonra gerekirse bilirkişi görüşüne başvurularak, uyuşmazlık konusu mal varlığının edinildikleri tarih itibariyle eşler arasında mevcut mal rejiminin dikkate alınması suretiyle davacının alacağının tespitidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Kabul şekline göre de; davacı taraf devre tatile ilişkin mülkün katılma alacağı hesabına katılmadığını ileri sürmüş ise de, bu konuda açılmış usulüne uygun bir dava bulunmadığına göre hesap dışı bırakılmış olmasında isabetsizlik bulunmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 18,40"ar TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ve davacıya ayrı ayrı iadesine 08.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.