8. Hukuk Dairesi 2011/4581 E. , 2012/1561 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Sınırlandırmanın iptali ve tescil
... ile Hazine ve Ortanca Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki sınırlandırmanın ipali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Van 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17.03.2011 gün ve 218/157 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, miras yolu ile intikal ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik nedeniyle dava dilekçesinde mevki ve sınırları yazılı 101 ada 675 parsel dahilinde sınırlandırılan taşınmaz bölümüne ilişkin sınırlandırmanın iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, niza konusu taşınmazın mera olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 101 ada 675 parselin teknik bilirkişinin 17.9.2009 ve 10.10.2010 havale tarihli rapor ve krokilerinde A harfiyle gösterilen 24990,14 m2, B harfiyle gösterilen 4651,79 m2 ve C1 harfiyle gösterilen 7626,92 m2 taşınmaz bölümlerine ilişkin sınırlandırmanın iptali ile davacı adına tesciline; C2 ile gösterilen ve D harfiyle gösterilen taşınmaz bölümü dava dışı 3.şahıs adına kayıtl1 101 ada 565 parsel dahilinde bulunduğundan buna ilişkin davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Hükmün kabule ilişkin bölümü davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu Ortanca Köyünde 4342 sayılı Mera Kanunu hükümleri uyarınca kurulan İl Mera Komisyonu 16.4.2001 tarihinde çalışmalara başlamış, davaya konu taşınmaz bölümü krokisinde M1 ile gösterilen ve aynı Kanunun 5/a maddesine göre mera dahilinde tespit edilmiş, 3.6.2004 ila 4.7.2004 tarihleri arasında ilan edilen tespit çalışmalarına itirazda bulunulmamış, 24.2.2006 tarih ve 359 sayılı Mera Komisyon kararı ile köy tüzel kişiliğine tahsis edilerek, tahsis kararı da 15.5.2006 ila 15.6.2006 tarihleri arasında ilanla itirazsız kesinleşmiştir. Bu arada nizalı taşınmazın bulunduğu köyde 3402 sayılı Kadastro Kanunu uyarınca kadastro çalışmalarına başlanılmış, mera tespit komisyonu tarafından yapılan ve kesinleşen işlemler ve krokiler esas alınmak suretiyle, davaya konu taşınmazın bulunduğu Mera Komisyonunca sınırlandırılan mera parseline 101 ada 675 parsel numarası verilmiş ve sınırlandırma krokileri kadastral paftaya aktarılmıştır.
Temyize konu taşınmaz bölümleri 101 ada 675 parsel ile belirlenen ve 4342 sayılı Kanunun 5/a bendi gereğince kadim meradan Ortanca Köyü Tüzel Kişiliğine tespit ve tahsis edilen yerlerdendir. Dava konusu yerin öncesi kadim meradır. Davaya konu taşınmaz bölümlerinin güneyinde davacı adına senetsizden tespit edilen aynı ada 564 parsel bulunmaktadır. Dosya arasında mevcut paftadan görüldüğü üzere dava konusu 101 ada 675 sayılı parsel büyük bir mera parseli olup tamamının kadim mera olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda, davaya konu taşınmazlar davacı adına tespit edilen parselle olan sınır hariç diğer yönleri itibariyle kadim mera ile çevrilidir. Meralar üzerindeki zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazanmayı sağlayan zilyetlik yoluyla edinilemezler. Öte yandan, üç tarafı merayla çevrili bulunan taşınmazların özel mülkiyete konu yapılması halinde mera bütünlüğünün bozulacağı da açıktır. Her ne kadar keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar; davacının tescilini istediği yerin mera olmadığını, özel mülkiyete konu olan yerlerden olduğunu, zirai bilirkişi heyeti de dava konusu yerin biçenek niteliğinde tarım arazisi olduğunu bildirmiş ise de, aynı zirai bilirkişiler taşınmazın çevresinde mera olduğunu da açıklamışlardır. Yukarıda saptanan durumlar gözönünde bulundurulduğunda, yerel bilirkişi ve tanıklar ile zirai bilirkişilerin raporunda yer alan aksi görüşlere değer verilemez. Kaldı ki, öncesi mera olan bir taşınmazın sürülerek tarla ya da biçenek haline getirilmesi hiçbir zaman bu yerin mera özelliğini ortadan kaldırmaz. Biçenek niteliğindeki taşınmaz bölümlerinin aynı zamanda yerine göre meranın içerisinde yer alan ve onunla bir bütünlük arz eden yerler olduğu açıktır. Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında dava konusu tescili istenen taşınmaz bölümleri 101 ada 675 sayılı parselle bütünlük arz ettiğine ve kadim mera niteliğinde bulunduğuna göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasa hükümlerine aykırı bulunan hükmün kabule ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 08.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.