8. Hukuk Dairesi 2011/5116 E. , 2012/1811 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve ...Belediye Başkanlığı aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Sinanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25.01.2011 gün ve 270/38 sayılı hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar Serban Belediye Başkanlığı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise; Hazine vekili taraflarından süresinde istenilmiş ise de; duruşma talebinin değer yönünden reddine karar verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, satın alma ve eklemeli zilyetlik nedeniyle dava dilekçesinde mevki ve sınırları yazılı kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan taşınmazın vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, niza konusu taşınmazın mera ve yayla olduğunu, 2863 sayılı kanun hükümleri gereğince kazanılması yasaklanan yerlerden bulunduğunu açıklayarak davanın reddi ile sınırlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... temsilcisi, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince davanın kabulüne, teknik bilirkişinin 2.7.2008 tarihli rapor ve krokisinde A harfiyle gösterilen 12004,19 m2; B harfiyle gösterilen 3149,76 m2; C harfiyle gösterilen 4892,12 m2; D harfiyle gösterilen 1200,46 m2 ve E harfiyle gösterilen 14907,57 m2 toplamı 36154,10 m2 taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm davalı Hazine ve Serban Belediye Başkanlığı vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Davanın reddine ilişkin önceki hüküm davacı vekilinin temyizi üzerine Dairenin 7.6.2007 tarih, 2183 Esas ve 3613 Karar sayılı ilamıyla özet olarak “....davacının satıcılarından Mevlüt Karadağ ve müştereklerinin 28.10.1997 tarihinde açtıkları tescil davasına şimdiki davanın davacısının katılma isteğinde bulunduğu, davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacının daha önce açılan tescil davasına zilyetliğine istinaden karşı koyması nedeniyle ve toplanan delillere göre niza konusu taşınmazın tasarrufunun davacıda olduğunun belirlendiği; ancak savunmada ileri sürülen mera ve 2863 sayılı Kanuna ilişkin itiraz nedenlerinin araştırılmadığı....” gerekçesiyle bozulmuştu.
Kadastro Müdürlüğünün karşılık yazısına göre, dava konusu taşınmaz 1976-1977 yıllarında yapılan kadastro çalışmalarında 766 sayılı Tapulama Kanununun 2.maddesi gereğince tespit dışı bırakılmıştır. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozmaya uyulmakla tarafı yararına usuli kazanılmış hak doğar ve bozma ilamı çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması gerekir.
Davaya konu taşınmaz bölümlerinin devamında mera niteliğinde taşınmazlar bulunduğu gerek dava dilekçesinde gerekse zirai bilirkişi raporunda açıklanmaktadır. Uyuşmazlık konusu taşınmazlar bakımından yapılan mera araştırması yeterli değildir. Dava konusu taşınmazların öncesinde niteliğinin ne olduğu, meradan elde edilip edilmedikleri hususunda yerel bilirkişi ve tanıklara soru yöneltilmemiş, buna ilişkin beyanları yeterince tespit edilmemiştir. Öte yandan dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 4342 sayılı Mera Kanunu uyarınca oluşturulan komisyon tarafından mera tespit çalışmaları yapıldığı bildirildiği halde, buna ilişkin tespit ve sınırlandırma tutanakları, varsa tahsis kararı getirtilerek mahallinde tatbik edilmemiştir.
Bundan ayrı; davalı Hazine tarafından uyuşmazlık konusu taşınmazın 2863 sayılı Yasa kapsamında Başkomutanlık Milli Parkı ve Kocatepe tarihi sit alanında bulunduğu savunulduğu halde, ilgili sit karar ve haritalarının mahallinde uygulaması yapılmaksızın, idarenin aksi yöndeki cevabına itibarla hüküm kurulması doğru değildir. Mahkemece yapılacak iş, öncelikle dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 4342 sayılı Mera Kanunu uyarınca oluşturulan komisyon tarafından yapıldığı bildirilen mera tespit çalışmalarına ilişkin tüm tutanak ve sınırlandırma krokileri ile varsa tahsis kararının getirtilmesi, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK. nun 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca davetiyeyle keşif yerine çağırılmaları suretiyle yeniden keşif yapılması, uyuşmazlık konusu taşınmaz bölümlerinin öncesi itibariyle niteliği, ne amaçla ve kim tarafından ne şekilde tasarrufta bulunulduğu, mera olarak kullanılıp kullanılmadığı, zilyetliğin ne zaman başladığı hususlarında beyanlarının ayrıntılı olarak tespiti; yerel ve teknik bilirkişilerle getirtilecek sınırlandırma krokilerinin uygulanması, dava konusu taşınmaz bölümlerinin 4342 sayılı Mera Kanunu uyarınca çalışma yapan komisyon tarafından ne şekilde belirlendikleri hususu üzerinde durulması, ayrıca nizalı taşınmazın bulunduğu mevkiye ait ilgili sit haritalarının ve krokilerin uygulanması, belirlenecek durum ve dosya kapsamına göre değerlendirme yapılmasıdır.
Ayrıca, bir taşınmazın kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar, ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının kadastrodan sonraki geçmiş yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için tespit dışı bırakılma tarihi olan 1976-1977 tarihinden sonra dava tarihine göre 20 – 25 yıl öncesine ait (1979 – 1984 yılları arası) stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelenirse arazinin üç boyutlu görüleceği, taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabileceği bilinmelidir. Mahkemece uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır. Mahkemece yapılacak keşifte; ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi veya fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle dava tarihine göre 20 – 25 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilip stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazların niteliğinin ve kullanım süresinin ne zaman başladığının belirlenmesine çalışılması gerekir. Şahit ve bilirkişi sözleri ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, tespit dışı bırakılma niteliğine göre taşınmazlar üzerinde imar-ihya işlemlerinin başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihleri ayrı ayrı belirlendikten sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirilme yapılarak karar verilmelidir. Eksik incelemeyle karar verilemez.
Kabule göre de; dava TMK.nun 713/1.maddesi uyarınca kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Hazinenin ve ilgili kamu tüzel kişiliğinin davada yer alması yasal hasım olmasından ileri gelmektedir. Davanın kabulü halinde Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliği harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağı halde, bu hususun gözardı edilmesi de doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekili ile davalı Serban Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden Serban Belediye Başkanlığına iadesine 15.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.