
Esas No: 2012/560
Karar No: 2012/1818
Karar Tarihi: 15.03.2012
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/560 Esas 2012/1818 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 07.09.2010 gün ve 275/802 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar ... ve ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/755 Esas, 1995/125 Karar sayılı dava dosyasıyla ferağa icbar davasının davalılar tarafından açıldığını, bu dava dilekçelerinde; 1636 parselde 1/3"er, 1539 ve 1540 sayılı parsellerde ise, ½"şer payın tapuya tesciline karar verilmesini istediklerini, yerel mahkemece verilen 14.3.1995 tarihli kararda istek doğrultusunda belirtilen paylar oranında iptal ve tescile değil, her üç parselin miktarlarının tamamı bakımından iptal ve tescile karar verildiğini, söz konusu davada dayanak olarak alınan...ve ...’ın Kayseri 1. Noterliğinin 20.12.1979 tarih ve 18295, ...’ın Söke Noterliğinin 20.12.1979 tarih 18920 yevmiye numaralı olurları ile istenen oranlarda iptal ve tescile karar verilmesi öngörüldüğü halde parsellerde bulunan tüm paylar bakımından iptal ve tescile karar verilmesinin doğru olmadığını, bu durumda kendilerinin mağdur olduklarını, istek dışına çıkılarak HUMK.nun 74. maddesine aykırı olarak hüküm kurulduğunu, Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesince, istekten fazlaya karar verilmiş olduğu hususunun Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2008/4307 Esas ve 2008/4646 Karar sayılı ilamıyla da vurgulandığını, maddi yanılgı sonucu verilen ve dava edilmeyen kısım bakımından kesin hükmün varlığından söz edilemeyeceğinin Daire ilamında açıklandığını belirtmek suretiyle 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/755 Esas, 1995/125 Karar sayılı kararının davalı istekleri doğrultusunda düzeltilmesine, fazlaya ilişkin kararın kaldırılmasına, tapu sicilinin istekleri doğrultusunda düzeltilmesine, davacıların pay oranları gözetilerek adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemiş, 15.12.2009 havale tarihli dilekçesinde ise; “..veraset ilamları doğrultusunda ve mahkemece davacıların kendilerinde kalması gereken pay belirtilmeden istek aşılarak karar verilmiş bulunduğundan 1636 nolu taşınmazın 1/3 pay bakımından, 1539 ve 1540 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının ise ¼’er pay oranında iptali ile Şerife Erdoğan, Emine Göleli ve Hayriye Mazlum’un veraset ilamlarında belirtilen payları oranında vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ...ve ..., taşınmazlar hakkında daha önce yargılama yapıldığını, mahkeme kararının kesinleştiğini, kanaatlerince yargı yolunun bittiğini ve karar düzeltme isteğinin de reddedildiğini açıklamışlar, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Diğer davalılara yöntemine uygun bir biçimde dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın, yargılama oturumlarına katılmamışlar ve davaya cevapta vermemişlerdir.
Mahkemece, “…Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/755 Esas sayılı dava dosyası ile söz konusu parseller için dava dilekçesinde belirtilen oranlar esas alınmak suretiyle iptal ve tescile karar verilmesi gerektiği halde istek dışına çıkılarak 1636, 1539 ve 1540 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının tamamı bakımından iptal ve tescile karar verildiğini, 8. Hukuk Dairesinin ilamıyla fazlaya hükmedilen kısım bakımından kesin hükmün oluşamayacağının vurgulandığını, gerekçe göstermek suretiyle istek dışına çıkılarak verilen oranlar bakımından anılan parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile bilirkişi ...’ün 28.7.2010 tarihli raporunda belirtildiği şekilde iptal edilen kısımların davacılar Şükrü oğlu 1941 doğumlu ..., Hasan çocukları 1966 doğumlu ..., 1950 doğumlu ..., 1956 doğumlu ..., 1954 doğumlu ..., 1966 doğumlu ... ve Şükrü çocuğu 1937 doğumlu ... adlarına tapuya kayıt ve tescillerine, tapudaki iptal ve tescil bakımından ...’ün 28.7.2010 tarihli raporu ve raporda belirtilen pay oranlarının esas alınmasına…” karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan ...ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/755 Esas ve 1995/125 Karar sayılı dava dosyasıyla, 1636 sayılı parselin tapu kaydının 1/3, 1539 ve 1540 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının ise 1/2"şer oranında iptal ve tesciline karar verilmesi istenildiği halde, mahkemece istek dışına çıkılarak ve HUMK.nun 74. maddesine aykırı olarak anılan pay oranları gözardı edilmek suretiyle parsellerin tapu kayıtlarının paylarını devreden mirasçılara intikal eden miras paylarının tümü bakımından iptal ve tescile karar verilmek suretiyle yaratılan maddi hatanın düzeltilmesi, istek dışında kalan paylar bakımından tapu kayıtlarının iptal ve tesciline karar verilmesi isteğine ilişkindir.
Davaya dayanak yapılan Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.3.1995 tarih ve 1993/755 Esas, 1995/125 Karar sayılı dosyası üzerinde yapılan incelemede; davacılar ..., ..., ..., Aliye Erdoğan ve Vildan Erdoğan tarafından davalılar Kemal Erdoğan, Pembe Devir (Demir), Hikmet Devir (Demir), ..., ... ve ... ile dahili davalı Hayriye (Aliye) Mazlum mirasçıları Hasan Mazlum, M. Ali Mazlum, ..., ..., ... ve ...’ya karşı açtıkları ferağa icbar davasında (dava tarihi 29.7.1982) 1539, 1540 ve 1636 sayılı parsellerin ortak miras bırakan Şerife’ye ait olduğunu Şerife’nin mirasçıları arasında taşınmazların paylaşıma tabi tutulduklarını, babaları Hasan Erdoğan’ın 26.07.1979 tarih, 18295 yevmiye numaralı Kayseri 1.Noterliğinde düzenlenen miras payı devrine ilişkin sözleşme ile...ve ...’a, Söke Noterliğinde düzenlenen 20.12.1979 tarih ve 18920 yevmiye numaralı miras payı devrine ait sözleşme ile de ...’a ait miras paylarını devraldığını bildirmişler ve miras paylarını devreden Emine Göleli, ... ve ...’ın 1636, 1539 ve 1540 sayılı parsellerde bulunan miras payları bakımından sırasıyla 1/3, ½ ve ½ oranlarında tapu kayıtlarının iptaline ve davacılar adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesinin istenildiği, ancak yapılan yargılama sonunda sözü edilen parsellerin tapu kayıtlarının davalıların bu parsellerde bulunan miras paylarının tamamı bakımından iptaliyle davacılar adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiştir. Kayseri 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.11.1991 tarih, 382-730 Esas ve Karar sayılı kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 30.12.1992 tarih ve 12423 Esas-13101 Karar sayılı ilamı ile, Kayseri 1.Noterliğiyle Söke Noterliğinde düzenlenen yukarıda tarih ve yevmiye numaraları verilen “Muvafakatname” başlıklı sözleşmelerin miras payının devri niteliğinde olduğunu ilamında belirtmiş ve bu şekilde nitelendirmiştir. Bozma üzerine yapılan inceleme sonucu yukarıda açıklandığı gibi Kayseri 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde verilen 14.03.1995 tarihli karar taraflarca temyiz edilmeyerek 08.06.1995 tarihinde kesinleştiği saptanmıştır.
Davalı ... vekili, 17.09.2007 ve 19.09.2007 harç tarihli dilekçeleriyle Kayseri 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08.06.1995 tarihinde kesinleşen 14.03.1995 tarih, 1993/755 ve 1995/125 Karar sayılı kararına karşı tavzih isteğinde bulunarak davacılar ... ve arkadaşlarının dava dilekçelerinde sadece 1636 parselin tapu kaydının 1/3, 1539 ve 1540 sayılı parsellerde ise tapu kayıtlarının miras paylarını devreden mirasçıların payları bakımından ½’şer oranda iptallerinin istenildiği ancak, kesinleşen mahkeme kararıyla istek dışına çıkılarak miras paylarını devreden mirasçılara intikal eden miras paylarının tamamı bakımından iptal ve tescile karar verildiği, üzerlerinde kalması gereken miras paylarının da bu şekilde yok sayıldığını açıklayarak hükmün tavzihen düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Kayseri 1.Asliye Hukuk Mahkemesi; 31.10.2007 tarih ve 1993/755 Esas, 1995/125 Karar sayılı ek kararıyla tavzih isteğinin reddine karar verilmiştir. Bu hüküm tavzih isteyen ... vekili tarafından 16.11.2006 tarihli dilekçesiyle temyiz edilmiştir.
Temyiz üzerine Yargıtay 8.Hukuk Dairesi 07.10.2008 tarih ve 2008/4307 Esas, 2008/4646 Karar sayılı ilamında; “…HUMK’nun 455.maddesinde açıklanan hususların somut olayda söz konusu olmadığını isteğin tavzih yoluyla düzeltilmesinin de olanaklı bulunmadığını, yerel mahkemece bu konuda verilen red kararında bir isabetsizlik görülmediğini belirtmiştir. Ne var ki belirtilen parseller hakkında talepten fazlaya karar verildiğinin sabit olduğunu ve talep olmadan karar verilemeyeceğine göre aşan kısım için kesin hükmün varlığından söz edilemeyeceğini, talebi aşan bölüm bakımından tapu sicilinin düzeltilmesinin ayrı bir dava konusu olduğunu…” vurgulayarak hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Davacılar vekili de; 8.Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı verilen ilamda belirtilen açıklamaya dayanarak eldeki bu davayı açtığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık konusu 1636 sayılı parsel 27.12.1979 tarihi itibariyle verasette iştirak biçiminde Hasan Erdoğan, Emine Göleli, Kemal Erdoğan, ... ve ... adlarına kayıtlı olup, yapılan kamulaştırma sonucu bu parselin 5223 ve 5224 sayılı parsellere ayrıldığı, 5224 sayılı parselin Karayolları Genel Müdürlüğüne geçtiği, 5223 sayılı parselin ise, eski malikler adına verasette iştirak biçiminde tapuda kayıtlı olduğu saptanmıştır. 1539 ve 1540 sayılı parsellerin ise 10.10.1980 tarihi itibariyle Hasan Erdoğan, Emine Göleli, Kemal Erdoğan, Osman ve ... adlarına verasette iştirak biçiminde adlarına tapuda kayıtlı bulunduğu belirlenmiştir.
Temyize konu Kayseri 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.09.2010 tarih ve 2009/275 Esas, 2010/802 Karar sayılı kararından sonra ve Dairece dosyanın geri çevrilmesi üzerine gönderilen dava konusu parsellerin tapu kayıtları üzerinde yapılan incelemede; Kayseri 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen 1993/755 Esas ve 1995/125 Karar sayılı kararının Tapu Sicil Müdürlüğünde 01.10.2010 tarihinde infaz edildiği ve verasete iştirak biçiminde yukarıda isimleri açıklanan kişiler adına tapuda kayıtlı bulunan her üç parseldeki verasete iştirak çözülerek, hükmen kararda isimleri bulunan ve davacılar olarak görülen Hasan Erdoğan mirasçıları Numan, Mehmet, Fatma, Aliye ve Vildan ile miras payını devretmeyen Kemal Erdoğan adlarına paylı mülkiyete dönüştürüldükleri anlaşılmıştır. 26.01.2011 tarihinde yapılan yenileme kadastrosu sonucu anılan parseller yine paylı mülkiyet şeklinde kayıt malikleri adına belirlenmiş, davacılardan Aliye, Vildan ve Hikmet’in ölümleri sonucu bunlara ait payların yine paylı mülkiyet şeklinde mirasçılarına intikal ettiği gelen kayıtlardan anlaşılmaktadır.
Yenileme kadastrosuyla 1636 (5223) sayılı parsel 11482 ada 2 parsel, 1539 nolu parsel 11472 ada 14 ve 1540 parsel ise 11472 ada 13 sayılı parsel olduğu görülmüştür.
Açılan davalara dayanak teşkil eden Kayseri 1.Noterliğinin 26.07.1979 tarih ve 18295, Söke Noterliğinin 20.12.1979 tarih ve 18920 yevmiye numaralı sözleşmelerin başlığında her ne kadar “Muvafakatname” yazılı ve içeriğinde de taksim ibaresi kullanılmakta ise de; yukarıda tarih ve sayısı verilen Yüksek Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin bozma ilamıyla bu sözleşmelerin miras payının devri niteliğinde bulunan sözleşmeler olduğu, mahkemece bozma ilamına uyulması nedeniyle bu konuda usulü kazanılmış hakkın oluştuğu ve sözleşmeler kapsamları itibariyle değerlendirildiğinde esasen bazı mirasçıların murislerinden gelen miras paylarının bir kısmını diğer bir mirasçıya devrettikleri hususu göz önünde tutulduğunda, içerik itibariyle de söz konusu sözleşmelerin mirasçılar arasında yapılan miras payının devri sözleşmeleri niteliğinde bulunduğu görülmektedir.
Kural olarak her dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine göre görülür ve dava koşulları da aynı tarih itibariyle belirlenip değerlendirilir. Kayseri 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın tarihi 29.07.1982 olup bu tarihte mirasçılar arasında tüm parseller bakımından elbirliği mülkiyet söz konusu olup, zaten kesinleşen hükmün infaz edildiği 01.10.2010 tarihine kadar da mirasçılar arasında verasete iştirak biçiminde taşınmazların tapuda kayıtlı bulunmaları nedeniyle elbirliği mülkiyetinin mevcut olduğu açıktır. 01.10.2010 tarihinden sonra davayı açan davacılar bakımından elbirliği mülkiyet paylı mülkiyete dönüştürülmüştür. Olayın gelişimi ve doğuracağı hukuki sonuçlar ile miras hakları ortadan kaldırılan mirasçıların durumu gözönünde tutulduğunda, somut olayın elbirliği mülkiyet hükümleri gözönünde bulundurularak çözüme kavuşturulması gerekir.
Gerçekten 1636, 1539 ve 1540 sayılı parseller ortak miras bırakan Şerife Erdoğan’dan gelmekte olup mirasçılarına intikal ettiği tapu kayıtları ve belgelerle sabittir. Muris Şerife Erdoğan 1298 doğumlu olup 04.12.1957 tarihinde ölmüştür. 24.03.1985 tarihinde ölen mirasçılarından kızı Emine Göleli, oğlu Şükrü Erdoğan’ın mirasçıları Salim ve ..., Şerife’den ve Şükrü’den gelen miras paylarını az önce açıklanan Kayseri 1.Noterliği ile Söke Noterliğinde düzenlenen miras payının devrine ilişkin sözleşmelerle miras paylarından bir kısmını muris Şerife’nin oğlu Hasan Erdoğan’a devretmişlerdir. Hasan Erdoğan 18.06.1981 tarihinde ölmüştür. Kayseri 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.06.1995 tarihinde kesinleşen hükmünde davacı durumunda bulunan mirasçıları tarafından sadece dava konusu yapılan üç parselde bulunan ve miras paylarını devreden mirasçıların kendilerine intikal eden miras paylarının sadece 1/3 ve ½’şer paylar bakımından iptal ve tescil istedikleri halde, mahkemece miras payının devri sözleşmesiyle miras paylarını devreden Emine, Salim ve Osman’ın miras yoluyla kendilerine gelen tüm payları bakımından iptal ve tescile karar verilmiştir. Miras paylarını devredenlerin kendilerine intikal eden paylarının tamamının iptaliyle haksızlığa uğradıkları ve devretmedikleri paylar olduğu halde HUMK.nun 74.maddesine aykırı olarak hükmün verildiği gerçek olup yukarıda tarih ve sayısı verilen 8.Hukuk Dairesinin ilamında yer alan ibare nedeniyle eldeki davanın açıldığı açıktır. Yani eldeki davayı açan Emine Göleli’nin bir kısım mirasçılarının iddialarında haklı oldukları 8.Hukuk Dairesince verilen ilamda yer alan açıklamayla sabittir. Saptanan bu durum karşısında miras paylarını devreden Emine Göleli, Salim ve ...’a, Şerife ve Şükrü’den gelen miras paylarından, 1636 sayılı parsel bakımından 1/3’er, 1539 ve 1540 sayılı parsellerden ise ½’şer miras payının iptaliyle Hasan Erdoğan mirasçılarına verilmesi ve kalan paylarında miras payını devredenler üzerinde bırakılması gerekirken adı geçenlerden intikal eden Emine ile Salim ve Osman’a gitmesi gereken miras paylarının tamamı bakımından iptal ve tescile karar verilmiş olması doğru olmadığı açıktır. İstek dışına çıkılarak karar verildiğinden, Yüksek 8.Hukuk Dairesince bu kısımlar bakımından verilen hükmün kesin hüküm oluşturmayacağı açıklanmıştır.
Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında Dava konusu parsellerin intikal görmüş olmaları ve ölen mirasçıların yerine mirasçılarının yer almış bulunması ve belirtilen bu durum karşısında yeniden mirasçıların pay oranlarının saptanmasının gerekmesi nedeniyle 04.12.1957 tarihinde ölen Şerife Erdoğan’ın yeni veraset belgesinin alınması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, veraset belgesi dosyaya sunulduğunda dava dışı kalan diğer tüm mirasçılara davanın yöneltilmesi ve davada taraf durumunu almalarının sağlanması, TMK"nun 701 ve 702.maddelerinin gözönünde tutulması ondan sonra dosya tomarıyla birlikte medeni hukuk kürsüsünden seçilecek bir öğretim üyesi, pay oranlarının hesaplanmasında uzman bir kadastrocu veya tapu sicil müdürüne dosya tevdi edilerek miras payının devrine ilişkin her iki sözleşme kapsamları ile murisin mirasçılarına intikal edecek paylar ve miras paylarını kısmen devreden mirasçıların hukuki durumları ile kendilerine kalması gereken pay oranları gözönünde bulundurularak uzman bilirkişilerden açıklamalı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken infazda duraksama yaratacak nitelikte hatalı karar verilmiş olması doğru değildir.
Hüküm fıkrasında kimlere hangi payların gittiği ve ne oranda paylarının bulunduğu açıklanmamış sadece bilirkişi raporuna atıfta bulunmakla yetinilmiş, ayrıca kimden ne kadar payın iptal edildiği hükümde ve gerekçede açıklanmamıştır. Bu haliyle hükmün infaz edilmesi olanaklı değildir. Bundan ayrı Şükrü’nün mirasçılarından dava dışı Kemal Erdoğan tarafından açılmış bir dava ve istek olmadığı gibi miras payını da herhangi bir mirasçıya devretmediği halde miras payının tamamen yok edilmesi doğru değildir.
Dosyanın dairece geri çevrilmesi üzerine 1636 sayılı parselin önce kamulaştırma nedeniyle 5223 ve 5224 sayılı parsellere ayrıldığı 5223 sayılı parselin mirasçılara ait olduğu, yenileme kadastrosuyla da yukarıda açıklandığı üzere 5223, 1539 ve 1540 sayılı parsellerin sırasıyla 11482 ada 2, 11472 ada 14 ve 11472 ada 13 sayılı parsellere gittiği anlaşıldığından verilen hükmün bu haliyle de infaz edilmesi olanaklı bulunmamaktadır. Doğru, düzgün ve sağlıklı sicil tutma kamu düzeniyle ilgili olup mahkemece kendiliğinden gözönünde tutulur.
Her ne kadar Emine mirasçıları tarafından dava açılmış ve miras paylarını devreden Şükrü Erdoğan mirasçılarından olan Osman ve Salim tarafından açılmış bir dava, istek ve temyiz söz konusu değilse de muris Şerife’den intikal eden 1636, 1539 ve 1540 sayılı parsellerin 01.10.2010 tarihine kadar verasete iştirak biçiminde Şerife’nin mirasçıları adına tapuda kayıtlı bulundukları ve yukarıda gösterilen gerekçe nedeniyle uyuşmazlığın elbirliği mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği hususu gözetilerek, Emine mirasçıları tarafından açılan dava ile davalılar tarafından yapılan temyizin hukuki sonuçlarından diğer mirasçıların da yararlanacağının kabul edilmesi gerekir. Bu elbirliği mülkiyet hükümlerinin doğurduğu bir hukuki sonuçtur.
Davalı ... ve ...’ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 297,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ... ve ..."a iadesine 15.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.