Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/17854
Karar No: 2022/327
Karar Tarihi: 13.01.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/17854 Esas 2022/327 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacılar, murisleriyle davalı arasında hayat sigorta poliçesi düzenlendiğini ve murisin poliçe teminat süresi içinde vefat ettiğini belirterek poliçe teminat bedelinin öncelikle kredi borcu kapsamında ilgili bankaya ödenmesini, artan kısım olursa bu miktarın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili talebin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvurunun usulden reddine karar vermiştir. Davacılar vekili İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı temyiz etmiş ve karar bozulmuştur. Kararda belirtilen Türk Medeni Kanunu madde 2, rehin hakkı sahibi bankanın davaya muvafakat etme haklarına ilişkin kuralları içermektedir. Ayrıca, kredi borcu ödenmemişse sigorta bedelini talep hakkı öncelikle bankaya aittir. Ancak ödenen miktar kadar tazminat talep etme hakkı mirasçılara, kredinin ödenmeyen kısmı yönünden talep hakkı yine bankaya aittir. Kararda, bankanın davaya muvafakat etme haklarının TMK madde 2 çerçevesinde kullanılması gerektiği belirtilmiştir.
4. Hukuk Dairesi         2021/17854 E.  ,  2022/327 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 29/12/2021 Çarşamba günü taraflar adlarına gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacılar vekili, davacıların murisinin dava dışı bankadan kredi kullandığını, kredinin teminatı amacı ile davalı ile muris arasında hayat sigorta poliçesi düzenlendiğini, murisi poliçe teminat süresi içinde vefat ettiğini açıklayıp poliçe teminat bedelinin öncelikle kredi borcu kapsamında ilgili bankaya ödenmesini, artan kısım olursa bu miktarın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, talebin reddi gerektiğini savunmuştur.
    Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakemince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; dain mürtehin sıfatına haiz bankanın davaya muvafakat etmediği gerekçesi ile başvurunun usulden reddine karar verilmiş; anılan karara karşı itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince, davacılar vekilinin itirazın reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili, muris ile davalı arasında hayat sigorta poliçesi düzenlendiğini, murisin poliçe teminat süresi içinde vefatı nedeni ile 64.727,84 TL poliçe teminat bedelinin tahsilini talep etmiş, davalı vekili sigorta poliçelerinin dava dışı banka tarafından açılan krediye teminat olarak düzenlendiğini, dava dışı bankanın poliçede dain mürtehin sıfatı bulunduğundan davacıların başvuru haklarının bulunmadığını savunmuş, Hakem Heyetince dain mürtehin sıfatına haiz bankadan başvuruya muvafakat etmediği gerekçesi ile başvurunun usulden reddine karar verilmiştir.
    Muris ile davalı arasında düzenlenen hayat sigorta poliçelerinde kredi veren banka lehine dain mürtehin kaydının yer alması taraflar arasında kararlaştırılabilir. Bu durumda rizikonun gerçekleşmesi/sigortalının ölümü halinde poliçeden doğan alacak hakkı rehin
    alacaklısına aittir. Bu nedenle sigortalının mirasçılarının talep ettiği tazminat, dain ve mürtehinin muvafakati olmadan ödenemez. Bu nedenle sigortalı/mirasçıları tarafından açılacak davalarda dain mürtehin hakkına haiz bankanın davaya muvafakat edip etmeme hakkı bulunmaktadır. Ancak rehin hakkı sahibi bankanın davaya muvafakat edip etmeme hakkı bulunsa da her hak gibi bu hakkın da Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 2. maddesi uyarınca iyiniyet kuralları çerçevesinde kullanılması gereklidir. Dain mürtehin sıfatına haiz banka ile sigorta ettirenin aynı olduğu ayrıca davalı ile dain mürtehin banka arasında ortaklık bulunduğu (dosya kapsamından anlaşılmakla) gözetildiğinde rehin alacaklı bankanın davaya muvafakat etmemesinin geçerli olup olmadığının öncelikle TMK'nın 2. maddesi çerçevesinde tartışılması gereklidir.
    Davacılar vekili kredi borç miktarının 39.928,00 TL olduğunu, poliçe teminat bedelinin öncelikle bankaya ödenmesini, artan kısmın davacılara ödenmesini talep etmiştir.
    Kredi borcu ödenmemiş olması halinde sigorta bedelini talep hakkı öncelikle bankaya aittir. Ancak kredi borcunun bir kısmı ödenmiş ise ödenen miktar kadar tazminat talep etme hakkı mirasçılara, kredinin ödenmeyen kısmi yönünden talep hakkı yine bankaya aittir. Diğer bir ifade ile; kredi borcunun poliçe teminatından daha düşük miktarda olduğu durumda kredi borcunun artan kısım için bankanın onayına ihtiyaç bulunmamaktadır.
    Yukarıda da değinildiği üzere, poliçelere esas kredi borcunun artan kısım için bankanın onayına ihtiyaç bulunmadığı gibi, kalan kredi borcu için dava dışı bankanın poliçe teminat bedelinin tahsili için girişimde bulunmaması ve davacıların taleplerinin öncelikle kredi borcunun karşılanmasına yönelik olduğu gözetildiğinde bankanın davaya muvafakat edip etmemesinin geçerli olup olmadığının TMK'nın 2. maddesi çerçevesinde tartışılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 13/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi