12. Ceza Dairesi 2014/9125 E. , 2015/1402 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “15/12/2011” yerine “16/12/2011” olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak değerlendirilmiştir.
Katılan vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Anayasa Mahkemesi"nin 13/10/2012 tarih, 28440 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 2011/18 Esas, 2012/53 sayılı kararı ile 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; Yüksek Mahkemece “mülkiyet hakkı ihlali” iddiasının kabul edilmediği, ancak, hukuk devletinin temel ilkelerinden olan “belirlilik ilkesi” ne göre, kişilerin maliki bulundukları taşınmazların korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı niteliğiyle tescilli olduğunu ya da sit alanı içerisinde kaldığını öğrenmeleri gerektiği hususunun vurgulandığı, iptal hükmündeki gerekçeler doğrultusunda, 2863 sayılı Kanunun “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinin 6498 sayılı Kanun ile değiştirildiği, buna göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edilmesi; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulması gerektiği; belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılacağı;
2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete"de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün, 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;
Dolayısıyla, sözü edilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, ... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu"nun 15/09/1989 tarih ve 551 sayılı kararı ile tescil edilen ... İli, ... İlçesi, 91 pafta, 20 ada, 159 numaralı parselde bulunan taşınmazda izinsiz olarak restorasyon çalışmaları yapıldığının belirlendiği, akabinde sanık tarafından sunulan röleve restitüsyon ve restorasyon projelerinin Kurulun 20/01/2012 tarihli 283 sayılı kararı ile uygun olduğuna karar verildiği, mahkemece söz konusu projeler dosya kapsamına alınarak gerçekleştirilen keşfe katılan inşaat mühendisi tarafından düzenlenen 12/03/2012 tarihli raporda, suça konu taşınmazda daha önce yapıya kuzeyden tek kanatlı kapının yerine çelik kapı yapılması, her odada bulunan ahşap dolapların içerisindeki gusülhanelerin, günümüzde kullanılan tuvalet (klozet) ve duşa dönüştürülmesi, 1. Kat sofasının zeminine laminant parke döşenmesi uygulamalarının Kurul tarafından onaylı projelere aykırı olduğunun belirlendiği, sanığın aşamalardaki savunmasında, suça konu taşınmazda izinsiz her hangi bir uygulamada bulunmadığını, 2003 yılında satın aldıktan sonra birkaç yıl kiracı oturduğunu ve 3-4 yıldır da kendisinin kullanımında bulunduğunu, projelerin Kurul tarafından onaylandığını ancak henüz tadilata başlamadıklarını beyan ettiği, tüm dosya kapsamı nazara alındığında sanığın dava konusu taşınmazın korunması gerekli kültür varlığı niteliğini haiz olduğunu bildiği, buna rağmen suça konu izinsiz uygulamaları gerçekleştirdiği anlaşılmakla, mahkemece, öncelikle taşınmazın tapu kaydı celp edilerek sanık tarafından hangi tarihte satın alındığı hususu belirlendikten sonra, konusunda uzman arkeolog, sanat tarihçi ve inşaat mühendislerinden oluşan bilirkişi marifetiyle keşif icra edilerek, suça konu uygulamaların halen mevcudiyetini koruyup korumadığı, projeye aykırılığın devam edip etmediği, söz konusu imalatların, her birinin yapım tarihleri ve özellikle taşınmazın sanık tarafından satın alındığı tarihten önce veya sonra gerçekleştirilip gerçekleştirilmedikleri, söz konusu uygulamaların bizatihi korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli bulunan taşınmazın mimari yapı öğelerine ve özgün dokusuna zarar verip vermediği saptanarak, söz konusu uygulamaların fiili zeminde mevcudiyetini koruduğu, projeye aykırılığın devam ettiği, sanık tarafından taşınmazın satın alınma tarihinden sonra gerçekleştirildiği ve kültür varlığına zarar verildiğinin veya anılan uygulamaların kaldırılmasına rağmen kültür varlığına verilen zararın giderilmesinin mümkün olmadığının belirlenmesi halinde 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1 ve değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 65/a maddesi uyarınca, izinsiz olarak gerçekleştirilen eylemin kültür varlığına zarar vermediğinin ve fakat projeye aykırılığın devam ettiğinin tespiti durumunda ise eylemin izinsiz olarak fiziki ve inşai müdahalede bulunma suçunu oluşturacağı ve sanığın anılan Kanunun 65/1 ve değişikli öncesi 65/b maddesi uyarınca cezalandırılması gerekeceği gözetilmeksizin eksik inceleme ve “2863 sayılı Kanunun 65/a maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptaline karar verildiği” şeklinde hatalı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 27/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.