12. Ceza Dairesi 2014/7903 E. , 2015/1414 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Sanıklar hakkında beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanıklar ..., ..., ... ve ..."in beraatlerine ilişkin hükmün temyiz incelenmesinde,
Suç tarihinde, 1. derece doğal sit alanı olarak belirlenen sınırlar dahilinde yer alan arazilere ... ve ... tarafından ekilen tahılın iş makinesi vasıtasıyla biçilmesi işinde çalışan sanıkların, çalışma yapılan arazilerin doğal sit alanı içerisinde kaldığı hususunda bilgi sahibi olduklarına ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, ayrıca koruma altına alınan yerde çalışma yaptırmak için, ilgili koruma kurulundan izin alması gereken kişinin arazi sahibinin olduğu, sanıkların izin almak gibi bir sorumluluğu bulunmadığı gibi, dava konusu yerin niteliğini araştırma yükümlülüğünün de kendilerinden beklenmeyeceği, anlaşılmakla;
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından, sanıkların kastının bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek, mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan kurum vekilinin, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğine ilişkin, temyiz itirazlarının reddiyle, sanıkların beraatlerine ilişkin hükmün, isteme uygun olarak ONANMASINA,
2-Sanıklar ... ve ..."in beraatlerine ilişkin hükmün temyiz incelenmesine gelince,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı, belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, ... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 01/07/1992 gün 1368 sayılı kararı ile 1. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde bulunan ... Kasabası, ...Mahallesi"ndeki arazide, sanıklardan ..."ın arpa, ..."in ise buğday ekip, suç tarihinde de biçerdöver ile hasat yaptırdıklarının tespiti üzerine açılan kamu davası ile ilgili olarak, sanıkların dosya kapsamında mevcut savunmalarında, bahse konu yerin sit alanı olduğunu bilmediklerini beyan etmelerine karşın, ... gölü ve çevresinin bu vasfının herkes tarafından bilinmesi mutat yerlerden olması ayrıca, müdahalede bulunulan taşınmazın doğal sit alanı sınırları dahilinde olduğunun, 05/05/2008 tarihinde, ... belediye başkanlığı tarafından ilan edilmesi hususu dikkate alındığında, sanıkların bahse konu yerin sit alanı vasfında olduğunu bildiklerinin kabulünde zorunluluk bulunduğu anlaşılmakla birlikte, bahse konu yerin 1. derece doğal sit alanı olarak tesciline esas bilgi ve belgeler dosyaya getirtilerek, mahallinde ziraat mühendisi ve fen bilirkişinin katılımıyla keşif icra edilip, müdahalede bulunulan taşınmazın, sit alanı kapsamında bulunup bulunmadığı, yapılan müdahalenin bölgenin sit alanı olarak ilan edilmesine neden olan unsurları ortadan kaldırıp kaldırmadığı hususu açıklığa kavuşturulup, suça konu yerin uzun süredir tarımda kullanılıp kullanılmadığı da araştırılarak, hükümden sonra, 11/10/2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1-2. cümle ve 65/4 maddeleri de dikkate alınarak, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, “sanıkların eyleminin fiziki bir müdahale niteliği taşıdığı kabul edilebilir ise de, inşai bir müdahale niteliği olmadığı, yasa metninde fiziki ve inşai müdahalenin birlikte gerçekleştirilmesinin cezai yaptırıma bağlandığı” şeklindeki, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ve hatalı değerlendirme ile beraatlerine dair yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 28/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.