8. Hukuk Dairesi 2019/376 E. , 2019/2306 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Galle Fazlasına Müstehak Vakıf Evladı Olduğunun Tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın davalı....ü vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 13.09.2018 tarihli ve 2017/8541 Esas, 2018/15649 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Dava dilekçesinde; davacıların vakfedenin soyundan geldiği ileri sürülerek ..."ta kurulu .... Vakfı"nın galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduklarının tespiti istenmiş; Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce verilen onama kararının davalı vekili tarafından düzeltilmesi istenildiğinden dosya yeniden incelenmiştir.
Dava, vakfın gelir fazlasından faydalanma amacına yönelik galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
5737 sayılı Vakıflar Yasası’nın 3. maddesine göre mazbut vakıflar, bu kanun uyarınca Genel Müdürlükçe (Vakıflar Genel Müdürlüğü) yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince Vakıflar Genel Müdürlüğünce yönetilen vakıflar olarak tanımlanmıştır.
Vakıflar Kanunu ve Vakıflar Yönetmeliğine göre, galle fazlası evlada şart kılınan mazbut ve mülhak vakıflarda vakfedenin soyundan gelen ve bu nedenle vakfın gelirinden (gallesinden) yararlanma hakkına sahip olan kişiler için öncelikle dava açılması ve bu haklarının dava ile tespit edilmesi aranmıştır. Uygulamada bu dava, vakıflarda evladiye davaları, vakıf evladı ya da galleye müstehak evlat olduğunun tespiti davası şeklinde isimlendirilmiştir. Belirtmek gerekir ki vakıf evladı kavramı daha çok, vakfedenin çocukları ya da alt soyundan gelenler için kullanılan bir kavram olup, vakfedenin akrabaları ya da vakıftan yararlanan ismi ile belirtilmiş kişileri kapsamamaktadır.
Vakfın geliri üzerinde hak sahibi olduğuna ilişkin davayı, vakfiye uyarınca galleden yararlanma hakkı olan, yani vakfeden ile soy bağı olan ya da soy bağı olmasa bile galleden kendisine pay özgülenen diğer kişiler açabilir.
Galle fazlası evlada şart kılınan vakıflarda galle fazlasının alınabilmesi için açılan davada öncelikle vakfeden ile soybağının ispatlanması, sonra da vakfiyede öngörülen şartların gerçekleşmesi gerekir. Yani bu tür davalarda incelenecek ilk husus; davacılar ile vakfeden arasında iddia edildiği üzere kan bağı yolu ile soybağı mevcut olup olmadığı, eğer soybağı kurulabiliyorsa ikinci aşamada vakfiyelerde galle fazlası için öngörülen şartların somut olayda davacılar yönünden gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması olacaktır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; dava konusu vakfın Şaban 1216 tarihli vakfiyesinin kayıtlarda bulunmadığı, vakfiye yerine kaim 28.03.1926 tarihli ilam"dan anlaşıldığı üzere galle fazlasının kız erkek ayrımı yapılmadan batın şartı (ön kuşakta sağ vakıf evladı varsa sonraki kuşakta bulunan evladın hak sahibi olmaması kuralı) ile evlada bırakılmıştır. Buna göre somut olayda mahkemece yapılacak iş; davacıların gidebildiği kadar üstsoyuna ve bunların bütün mirasçılarına ait nüfus kayıtları getirtildikten sonra dosyada mevcut Vakıflar Genel Müdürlüğü ... Bölge Müdürlüğü’nün 19.02.2015 gün 442 sayılı yazısı ekinde bulunan daha önce verilmiş ve kesinleşmiş galle fazlasına müstehak evlat kararlarında adı geçen vakıf evlatlarının açık kimlik ve nüfus kayıtlarına göre bir soyacağı çizelgesi çıkartılarak, davacıların bulunduğu kuşağın (batın) tam olarak belirlenmesinden sonra üst batında sağ evlat bulunup bulunmadığının denetime elverişli bilirkişi raporuyla tespit edilip, üst batında sağ evladın bulunması halinde yalnızca vakıf evladı, bulunmadığı takdirde ise şimdiki gibi galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduklarının tespitine karar verilmesi gerekirken, bu yönde sunulan 01.10.2015 tarihli bilirkişi raporu da gözardı edilerek batın şartının sadece davacıların üst soyları ile sınırlı olarak değerlendirilip yetersiz araştırma ve eksik inceleme sonucu hüküm kurulmuş olması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerektiği anlaşıldığından onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile, Dairemizin 13.09.2018 gün ve 2017/8541 Esas, 2018/15649 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"un 442.maddesi gereğince aynı mahkeme ilamı ile ilgili bir defadan fazla karar düzeltme isteğinde bulunulamayacağından ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 05.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.