Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/178
Karar No: 2012/2172
Karar Tarihi: 26.03.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/178 Esas 2012/2172 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/178 E.  ,  2012/2172 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... ile Hazine ve Kaşıklı Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Kızıltepe Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25.02.2010 gün ve 852/168 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, dava dilekçesinde; mevki ve sınırlarını açıkladığı yaklaşık 100 dönümlük taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında taşlık niteliğiyle tapulama harici bırakıldığını, vekil edeni tarafından imar ve ihya edilerek kültür arazi haline getirildiğini, 20 yıldan beri tasarruf ettiğini açıklayarak vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, cevap dilekçesinde; taşınmazın taşlık niteliğinde bulunduğunu, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup, kazanılmayı sağlayacak zilyetlikle edinilecek yerlerden olmadığını belirterek asıl davanın reddini savunmuş, birleştirilen Kızıltepe Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/307 ve 2006/293 Esas sayılı dosyaların dava dilekçelerinde mevki ve sınırlarını açıkladıkları asıl davaya konu taşınmazların Hazine adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Kaşıklı köyü tüzel kişiliğine dava dilekçesi tebliğ edilmiş ve eksik hususların giderilmesini istemiştir.
    Davacılar vekili, Hazinenin açtığı davaların reddine ve vekil edenine ait davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, teknik bilirkişiler Vahit Hazar ve arkadaşının dosyaya sunduğu 26.2.2002 tarihli rapora ekli krokide A harfiyle gösterilen 36618,50 m2 ve B harfiyle işaretlenen 47782,49 m2 yüzölçümlü taşınmazlar hakkındaki davanın kabulü ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, kazanma koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
    Eldeki dava dosyasıyla birleşen dava dosyalarına ait keşif tutanakları üzerinde yapılan incelemede kabulüne karar verilen taşınmaz bölümlerinin davacının babasından kaldığı 1960’lı yıllarda imar ve ihyasına başladığını, imar ve ihyanın 1980 yılında tamamlandığı ve babasının ölümüyle davacıya kaldığını bildirmişler, ancak, intikal biçimi konusunda herhangi bir açıklamada bulunmamışlardır. Davacı vekili de dava dilekçesinde; taşınmazın vekil edeninin babasından kaldığını bildirmemiştir. Dava konusu yer davacının babasından kaldığına ve babası öldüğüne göre TMK.nun 701 ve 702. maddeleri gereğince, taşınmazlar elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların payları belli olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. Terekeye tabi taşınmazlar için bir veya birkaç mirasçının üçüncü kişilere karşı tek başına dava açma sıfat ve hukuki ehliyetleri bulunmamaktadır. Davada tasarrufi işlemlerden olduğundan TMK.nun 702. maddesi uyarınca tüm mirasçıların birlikte üçüncü kişilere karşı dava açmaları zorunludur. Şayet dava konusu taşınmaz bölümleri satış, bağış veya terekenin paylaşımı sonucu davacıya düşmüş ise davanın bulunduğu bu haliyle yürütülmesi ve aşağıda belirtilecek eksikliklerin yerine getirilmesi gerekmektedir. Aksi halde davacı dava dilekçesinde; sadece kendi adına iptal ve tescil isteğinde bulunduğundan ve üçüncü kişilere karşı tek başına dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi düşünülmelidir.
    Davacı vekiline ait vekaletname dosya arasında bulunmadığı gibi yapılan gazete ilanına ilişkin gazete de dosya arasında bulunmamaktadır. Bu nedenle vekaletname ile ilanın yapıldığı gazete temin edilerek dosya arasına konulmalıdır.
    Uyuşmazlık konusu taşınmaz 1962 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında taşlık niteliğiyle tespit dışı bırakılan bir yerdir. Davacı vekili de dava dilekçesinde; dava konusu yerin taşlık olduğunu ve vekil edeni tarafından imar ve ihya edilerek kültür arazisi haline getirildiğini açıklamıştır. Taşınmazın belirlenen bu niteliğine göre imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olup, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesinde açıklanan imar ve ihya koşullarının araştırılıp belirlenmesi gerekmektedir. Bundan ayrı çifte tapunun önlenmesi açısından hükme esas alınan teknik bilirkişinin rapor ve krokisi eklenerek dava konusu yapılan yerin tapuda kayıtlı yerlerden olup olmadığının Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, tesciline karar verilen ve krokide A ve B harfiyle gösterilen taşınmaz bölümlerine komşu parselleri kapsar biçimde birleşik paftanın Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, Dairenin bugüne kadarki uygulaması göz önünde tutularak davanın açıldığı 04.12.2006 tarihinden geriye doğru en az 20 yıl öncesine ait (1970-1990 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğrafları bulunduğu yerden getirtilerek dosyaya eklenmesi, getirtilecek birleşik pafta üzerinde yapılacak inceleme sonucu komşu kadastro parsellerine ait kadastro tutanakları ve ekleriyle, kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtları ilgili yerlerden getirtilmek suretiyle eldeki dosya arasına konulması, yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK.nun 258, 259 (HMK.m. 243, 244, 259 ve 290/2) maddeleri uyarınca davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle adı geçenlerin keşif yerinde dinlenilmeleri, hava fotoğrafları ile komşu parsellere ait tapu ve vergi kayıtlarının daha önce götürülmeyen uzman bilirkişi jeodezi ve fotoğrafmetri uzmanı mühendis, teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, hava fotoğraflarının stereoskopik aletle üç boyutlu olarak uzman bilirkişice incelemeye tabi tutulması, hava fotoğraflarının çekildikleri tarihlere göre taşınmazın kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, imar ve ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı veya hangi nitelikte bulunduğu konusunda gerekçeli, denetime açık rapor alınması, dava konusu yerin her iki hava fotoğrafı üzerindeki yerlerinin işaretlenmesi, komşu parsellere ait tapu ve vergi kayıtlarının taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması, teknik bilirkişiye krokisi üzerinde işaret ettirilmesinin sağlanması, davacının hangi tarihte taşınmazın imar ve ihyasına başladığı, imar ve ihyayı ne şekilde sürdürdüğü, emek ve para sarfını ne biçimde yaptığı hususlarının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, bu konuda davacının doğum tarihinin gözönünde bulundurulması, eldeki dava dosyasıyla birleşen dava dosyası üzerinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar taşınmaz bölümlerinin imar ve ihyasına 1960-1963 yıllarında davacının babası tarafından başlandığı, imar ve ihyanın 1980 yılına kadar sürdürüldüğü ve bu tarihte tamamlandığı konularında da aynı biçimde yerel bilirkişi ve tanıklardan gerekli bilginin sorularak alınması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması doğru değildir.
    Öte yandan, TMK.nun 713/1. maddesine dayalı olarak açılan tescil davalarında davalı Hazine ve ilgili kamu tüzel kişisi aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca yasal hasım durumunda olup her türlü yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretiyle sorumlu tutulamazlar. Bu tür davalarda davanın olumlu veya olumsuz sonuçlanması sonuca etkili olmayıp, davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, eksik nispi harcın davacıdan alınmasına, davacı yararına vekalet ücretine taktirine yer olmadığına karar verilir. Bu nedenle vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesi şeklinde kurulan hüküm kanuna aykırıdır. Kaldı ki, davalılar Hazine ve köy olup, sadece davalıdan alınması şeklinde kurulan hüküm de usule aykırıdır. Hangi davalıdan vekalet ücreti alınması gerektiğinin hüküm fıkrasında açıkça belirtilmesi gerekir.
    Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi