8. Hukuk Dairesi 2012/580 E. , 2012/2234 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve ...Tüzel Kişiliği aralarındaki dava hakkında Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13.04.2010 tarih ve 443/102 sayılı hükmün Dairenin 03.10.2011 gün ve 4015/4822 sayılı ilâmiyle bozulmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, dava dışı 821 parselin vekil edeni adına tapuya tescilli bulunduğunu, bu taşınmazın doğusundan tahmini 3000 m2’lik kısım ile batısında tahmini 12000 m2’lik bölümün 1953-1954 yıllarında yapılan tapulama çalışmaları sırasında “taşlık niteliği” ile tespit harici bırakıldığını, vekil edeninin bu yerleri 1963 yılından başlayarak 5-6 yıl içerisinde taşınmazın içindeki taşları kırarak ve zincir takıp traktörle çekerek çevresindeki su kanallarının olduğu yerlere ise traktörle toprak getirip doldurarak imar ve ihyasını tamamladığını, ne var ki, taşınmazı her sürdüğünde taşlar çıkmakta taşınmazın veriminin arzu edilen seviyeye ulaşmamakta ise de, üçüncü sınıf arazi konumunu sergilediğinden bu yerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve 3402 sayılı Kanunun 17. maddesindeki imar ve ihya işleminin tamamlanması nedeniyle tahmini 3000 ve 12000 m2 olarak özgülenen yerlerin müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, imar ve ihya işleminin tamamlanmadığını, zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediğini, mahallinde keşif yapılarak uzman bilirkişilerden rapor alınmasını ve hava fotoğraflarının uygulanmasını istemiştir. Yargılama aşamasında dava konusu yerlerin Yenimahalle ilçesi, Ballıkuyumcu köyünde 1347 ve 1348 nolu parseller olarak 26.7.1996 tarihinde ... adına tescil edildiği bildirilmiştir.
Davalı köy tüzel kişiliği temsilcisi tebligata rağmen oturumlara katılmamış ve cevap vermemiştir.
Mahkemece, mahallinde yapılan keşif, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık anlatımlarına göre davacının dava dışı 821 parselin doğusunda ve batısındaki dava konusu yerleri 1960 yılından beri aralıksız ve nizasız ekip sürdüğünü, taşlarını temizlediğini söylemiş olmakla 13.10.2003 tarihli krokide A harfi ile gösterilen 21082 m2’lik alanın 1348 nolu parselden tefrik edilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, arta kalan A1 ile gösterilen 4710 m2’lik kısmın ... üzerinde bırakılmasına yine 1347 nolu ihdas parselinin kapsamında kalan ve aynı krokide B harfi ile gösterilen 2096 m2’lik yere ilişkin tapunun iptali ile son parsel numarası verilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin isteğin reddine 26.2.2004 tarihinde karar verilmiştir. Bu karar ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairenin 20.4.2004 tarih 2004/2728-3115 Esas ve Karar sayılı ilamı ile özetle; “…1347 parsel numaralı ... tapusu kapsamında kalan ve 13.12.2003 tarihli krokide B harfi ile gösterilen 2096 m2’lik yere ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu bölümünün onanmasına, 1348 parsel içerisinde kalan aynı krokide A harfi ile gösterilen 21082 m2’lik bölümün iptal ve tesciline karar verilmiş ise de, bu yere ilişkin hava fotoğraflarının yöntemine uygun olarak uygulanması ve dava dilekçesinde takribi 12000 m2 denmesine karşın aşırı miktara ulaşarak 21082 m2’lik bölümünün tesciline karar verilmesinin de HUMK.nun 74. maddesine uygun düşmediği…” gerekçesiyle bozma yapılmıştır. Mahalli mahkemece bozmaya uyulmuştur. 8.10.2008 tarihli ikinci kararda davanın kısmen kabulüne, 1348 nolu parsel içerisinde dava konusu edilen ve 18.6.2008 tarihli fenni bilirkişinin krokisinde C harfi ile gösterilen 3727 m2, D harfi ile gösterilen 408 m2’lik kısımların ... adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Bu karar ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, düzeltilerek onanmasını istemiştir. Dairenin 1.10.2009 tarih 2009/3841-4405 Esas ve Karar sayılı ilamıyla “…dava konusu taşınmazın 1954 yılındaki kadastro çalışmalarında ekilemez arazi niteliği ile tespit dışı bırakıldığı, 26.7.1996 tarihinde idari yoldan ... adına tescil edilerek 1348 nolu ihdas parselinin oluştuğu, 23.6.2004 tarihinde satış yoluyla Toplu Konut İdaresine devredildiği, HUMK.nun 186. maddesi gereğince davacı vekiline seçimlik hakkının sorulması…” gerekçeleriyle bozulmuştur. Yerel mahkeme ikinci bozma ilamına da uymuştur. 13.4.2010 tarihli üçüncü kararında davanın kısmen kabulüne, 1348 nolu parsel içerisindeki 18.6.2008 tarihli fenni bilirkişi krokisinde C harfi ile gösterilen 3727 m2 ve D harfi ile gösterilen 408 m2’lik yerlerin davalı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Sözü edilen karar davalı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hüküm, Dairenin 03.10.2011 tarih ve 2011/4015-4822 E. K. sayılı bozma kararında yazılı olduğu üzere bozulmuştur.
Davacı vekilleri, süresi içerisinde karar düzeltme isteyerek Dairemizin 03.10.2011 tarih, 2011/4015-4822 Esas ve Karar sayılı bozma kararının özellikle 18.06.2008 tarih ve 24.06.2008 tarihli bilirkişi raporlarında C ve D harfleriyle belirlenen kısımlara ilişkin Daire kararının yanlış değerlendirmeye dayalı olduğundan hatalı bozma kararının düzeltilerek yerel mahkeme kararının buna ilişkin bölümlerinin onanmasını istemişlerdir. Bu kez yapılan incelemede yukarıda tarih ve sayısı belirtilen Dairenin bozma kararının özellikle 18.06.2008 ve 24.06.2008 tarihli bilirkişi raporlarında C ve D harfleriyle özgülenen kısımlara ilişkin bozma kararının sehven maddi yanılgıya dayalı olduğu anlaşılmıştır. Bir başka anlatımla, C harfiyle gösterilen 3727 m2’lik bölüm ile D harfi ile işaretli 408 m2’lik bölümün esasında 13.10.2003 günlü bilirkişi raporu ve eki koordinatlı krokide A harfiyle belirlenen 21.082 m2’lik alan içinde kaldığı anlaşılmıştır. Bu durumda, davacı vekillerinin buna ilişkin karar düzeltme isteklerinin HUMK’nun 440.maddesi uyarınca kabulüyle Dairenin bozma kararının buna ilişkin bölümlerinin ortadan kaldırılmasına karar verilerek işin esası yeniden görüşülmüştür.
Hemen belirtmek gerekir ki, imar – ihyadan söz edebilmek için 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesine göre yoğun emek ve para sarf ederek, kayalık, taşlık ve demir girmez vs. nitelikli bir yerin tarım arazisi haline getirilmesidir. Ayrıca, imar ve ihyanın tamamlanmasından itibaren 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin aralıksız ve nizasız geçmesi gerekir. Öte yandan, bir yere toprak taşımak imar ve ihya sayılmaz. Kaldı ki, traktörle her sürüşte taş çıkması imar ve ihyanın tamamlanmadığını gösterir. Açıklanan ilkeler dikkate alındığında, dava dilekçesindeki anlatım ve gerekçelerin somut olayda davacı yararına gerçekleşmediğinin ikrarıdır.
Dairenin karar düzeltmeye konu olan yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında açıkça belirtildiği üzere dava konusu yerde imar ve ihya’nın henüz tamamlanmadığı bilirkişi raporlarına göre davacı tarafın dava konusu yerlerle ilgili olarak 1980 yılından önce imar ve ihyayı kanıtlayamadığı ve ... adına ihdasen kaydın oluştuğu 1996 tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolmadığı, netice olarak davacı lehine TMK’nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunun 14. ve 17.maddesindeki koşulların gerçekleşmediği sonucuna ulaşılmakla yerel mahkemenin bu yerlerle ilgili olarak kabul kararı usul ve yasaya aykırıdır.
Öte yandan TMK’nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunun 14 ve 17.maddelerine dayalı tescil davaları genel olarak kamusal yönü ağırlıklı dava türlerindendir. Eş anlatımla, mahkemece tarafların sundukları delillerle bağlı kalmaksızın davanın niteliği gereği resen araştırma ve delil toplanması olanaklıdır.
Hal böyle olunca, yerel mahkemenin 13.04.2010 tarih 2009/443 Esas, 2010/102 sayılı kararının BOZULMASINA, davacı tarafın HUMK’nun 440. maddesindeki koşullara uymayan karar düzeltme isteklerinin tümüyle REDDİNE, anılan kanunun 442. maddesi uyarınca (6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi gereğince 1086 sayılı HUMK.nun 427 ila 454. maddeleri yürürlükte bulunduğundan) takdiren 203,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye irad kaydına ve aşağıda dökümü yazılı 38,20 TL peşin harcın red harcına mahsubu ile kalan 5,70 TL"nin karar düzeltme isteyen davacıdan alınmasına 27.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.