8. Hukuk Dairesi 2018/12421 E. , 2019/2321 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil, Tazminat
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine 1. Hukuk Dairesinin 23.11.2017 tarihli ve 2015/1489 Esas, 2017/6733 karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davacı ... tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, maliki oldukları 181 ada 3 parsel sayılı taşınmazın, davalı tarafından 24.07.1997 tarihli encümen kararı ile kamulaştırıldığını ve mahkeme kararı ile adına tescil ettirildiğini, davacıların murisinin, ... 3. İdare Mahkemesinde açtığı davalar ile kamulaştırma kararını iptal edildiğini, bu sebeple encümen kararının ve kamulaştırmanın hukuki sonuçlarının ortadan kalktığını, fakat davalının, 90 m² taban alanlı binayı yıkarak, kamulaştırdığı yeri otopark olarak kullandığını, bunun üzerine, ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu iptali tescil ve tazminat davası açtıklarını, davanın lehlerine sonuçlanarak kesinleştiğini,mahkeme kararı ile geri aldıkları bu yeri yeniden yapılaşmaya gitmeleri mümkün olmadığından, 760.000 TL‘ye (Büyükşehir Belediyesine) sattıklarını, 31.07.2003 tarihine kadar olan kira geliri ve ecrimisil alacaklarını tahsil ettiklerini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla,bu tarihten sonraki alacak miktarı olarak 50.000 TL kira alacağı, ecrimisil ve taşınmazın değerindeki azalmadan kaynaklanan alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, davacıların hakettikleri tazminatı daha önce tahsil ettiklerini, açılan bu dava ile ikinci kez alma yoluna gittiklerini, davaya konu taşınmazın mülkiyetinin kanundan doğan şartları yerine getirilerek ve mahkeme kararıyla tescil ettirildiğini, bu nedenle yıkım kararının haksız olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince özetle “ ... davacı ...’ye ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 28/10/2009 tarihli ve 2009/834 Esas, 2009/1066 Karar sayılı ilamı ile davacı ...’in vasi olarak atandığı, eldeki davada da davacı ... tarafından davacı ... adına vesayeten davacı vekiline vekaletname verildiği ve davanın bu şekilde açıldığı, ancak vesayet makamından alınmış husumete izin kararının dosya içerisinde bulunmadığı görülmektedir.
Öte yandan; davacının 31.07.2003 ile 07.09.2010 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisil ve tazminat istekli davayı 29.06.2012 tarihinde açtığı, davalının süresinde zaman aşımı itirazında bulunduğu görülmektedir. O halde, 25/05/1938 tarihli ve 29/10 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda belirtildiği üzere, davalının zamanaşımı savunması dikkate alınarak ancak 5 yıllık ecrimisilin hüküm altına alınması gerektiği gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere fazla ecrimisile hükmedilmiş olması da doğru değildir.
Ayrıca, davalı tarafından dosyaya sunulan 12.04.2010 tarihli davacılar vekili tarafından imzalanmış "İbranamedir" başlıklı belgeye göre; ... 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/327 Esas, 2008/221 Karar sayılı kararının icraya konulduğu ve Ümraniye 2.İcra Müdürlüğünün 2009/23724 Esas sayılı dosyasındaki alacağının fazlasından alacaklılar feragat etmek sureti ile 168.182.36 TL’ye anlaştıklarının,borçlu ... Belediye Başkanlığı tarafından bu borcun ödendiğinin belirtildiği, alacaklı ...’in asil ve vasi olarak alacağın fazlasından feragat ettiği ve borçlu ... Belediye Başkanlığı’nı ibra ettiği anlaşılmakla, mahkemece bu belge değerlendirilmeden hüküm kurulmuş olması da isabetli değildir.” denmekle bozulması üzerine, bu defa davacı ... tarafından kararın düzeltilmesi istenmiştir.
Dava, ecrimisil ve tazminat istemine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilâmında açıklanan gerektirici sebeplere göre, davacı ...’in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan, yerinde olmayan ve HUMK"un 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
2. Davacı ...’in husumete izin kararı alınmasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Davacı ...’nin 08/12/2013 tarihinde vefat ederek geriye sadece diğer davacı ve vasisi olan ...’in mirasçı kaldığı ,bu durumda husumete izin kararının alınmasında hukuki yararın bulunmadığı bu seferki incelemeden anlaşılmakla davacı ...’i husumete izin kararı alınmasına ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacı ..."in sair karar düzeltme istekleri yerinde görülmediğinden REDDİNE, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacı ..."in husumete izin kararı alınmasına ilişkin karar düzeltme isteği yerinde görüldüğünden kabulüyle, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi"nin 23.11.2017 tarihli ve 2015/1489 Esas, 2017/6733 Karar sayılı bozma kararından “davacı ...’ye ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 28/10/2009 tarih 2009/834 Esas, 2009/1066 Karar sayılı ilamı ile davacı ...’in vasi olarak atandığı, eldeki davada da davacı ... tarafından davacı ... adına vesayeten davacı vekiline vekaletname verildiği ve davanın bu şekilde açıldığı, ancak vesayet makamından alınmış husumete izin kararının dosya içerisinde bulunmadığı görülmektedir. Öte yandan;” ibaresi çıkarılmak suretiyle Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 06/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.