8. Hukuk Dairesi 2018/9544 E. , 2019/2322 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Yıkım
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen asıl ve birleşen davanın kabulüne dair kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine 1. Hukuk Dairesinin 25.09.2017 tarihli ve 2015/1216 Esas, 2017/4626 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçesinde, Hazine"ye ait 2395 ada 36 parsel sayılı taşınmaza davalının ev ve bahçe yapmak suretiyle müdahale ettiğini belirterek davalının müdahelesinin men"ine ve üzerindeki muhtesatların kal’ine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kabulü ile 26.6.2005 tarihli bilirkişi heyetinin raporu ve ekli krokide gösterilen dava konusu taşınmaza davalı ..."ün müdahalesinin menine, tapu kaydında davalı ..."a ait olduğu şerh edilen evin değeri olan 3.960,63 TL bedelin davacı hazine tarafından davalı ..."a ödenmesi kaydıyla davalının müdahalesinin men"ine,bilirkişile... tarafından 26.6.2005 tarihinde düzenlenen raporda özellikleri, sayısı, yaşı belirlenen inşai ve zirai muhtesatların masrafı davalılardan alınmak suretiyle kal"ine, zeytin ağaçlarının kal"ine ilişkin istemin reddine, hakkında usulü dairesince açılmış bir dava bulunmayan yol hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince “Çekişme konusu 36 parsel sayılı taşınmazın 03.02.1999 tarihinde hükmen Hazine adına tescil edildiği, ancak tapu kaydında “üzerindeki binanın ... oğlu ...’a (birleşen davanın davalısı) ait” olduğuna ilişkin şerhin yer aldığı kayden sabittir.Bilindiği üzere, şerh sahibine kişisel hak sağlar. Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden, davalının taşınmazı ecrimisil ödeyerek kullandığı, dolayısıyla iyiniyetli olmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan her ne kadar davacı Hazine temyizinde, taşınmaz üzerindeki ağaçların yıkılmadığını ileri sürmüş, mahkemece de bu konuda karar verilmemiş ise de, ağaçlar bakımından açılmış bir dava bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, taşınmaz üzerindeki binanın bedel ödenmeksizin yıkılmasına, ağaçlar konusunda, davacı Hazine"nin bir davasının olmadığının gözetilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi doğru olmadığı gibi, davalar birleştirilse dahi ayrı dava olma özelliklerini sürdürdüklerinden, birleşen her bir dava bakımından ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken tek hüküm kurulması da isabetsizdir." denmekle bozulması üzerine, bu defa davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenmiştir.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve taşınmaz üzerindeki muhdesatların kaldırılması istemine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilâmında açıklanan gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan, yerinde olmayan ve HUMK"un 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
2. Davacı vekilinin ağaçların kal’ine ilişkin temyiz itirazlarına gelince ; Davacı vekili dava dilekçesinde ; dava konusu taşınmaza kaçak ev ve bahçe yapmak suretiyle müdahale edildiğini belirterek davalının müdahalesinin men’ine ve taşınmaz üzerindeki muhdesatların kal’ine karar verilmesini talep etmiştir.Mahallinde yapılan keşif neticesinde düzenlenen 26.06.2015 tarihli bilirkişi raporu ile dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların cinsi ve adedi belirtilmiştir.Davacı vekilinin dava dilekçesinde taşınmaz üzerindeki muhdesatların kal’i talebinin taşınmaz üzerinde yer alan ağaçları da kapsadığından hareketle 26.06.2015 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınarak zeytin ağaçları dışındaki zirai muhdesatların kal’ine yönelik hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığının bu seferki incelemeden anlaşılmasına göre davacı vekilinin zeytin ağaçları dışındaki zirai muhdesatların kal’ine ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda ( 2 ) nolu bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteği yerinde görüldüğünden, Kabulüyle, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi"nin 25.09.2017 tarihli ve 2015/1216 Esas, 2017/4626 Karar sayılı bozma kararından “ Öte yandan her ne kadar davacı Hazine temyizinde, taşınmaz üzerindeki ağaçların yıkılmadığını ileri sürmüş, mahkemece de bu konuda karar verilmemiş ise de, ağaçlar bakımından açılmış bir dava bulunmamaktadır. ” ibaresi ile “ağaçlar konusunda, davacı Hazinenin bir davasının olmadığının gözetilmesi” ibaresinin çıkarılmak suretiyle yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (1) numaralı bentte yazılı nedenle davacı vekilinin sair karar düzeltme isteğinin reddine 06/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.