8. Hukuk Dairesi 2011/5944 E. , 2012/2300 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine, ..., DSİ Elazığ Bölge Müdürlüğü aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Çelikhan Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 11.05.2011 gün ve 63/25 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava konusu 171 ada 13 parselin kazandırıcı zamanaşımı yoluyla tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... ve DSİ Genel Müdürlüğünü temsilen aynı vekil, davanın reddine karar verilmesini, diğer davalı ... vekili ise davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, Hazine aleyhine açılan davanın tapuya tescil tarihine kadar davacı lehine 20 yıla ulaşan zilyetlik oluşmadığı, davalılardan ... ile DSİ Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın ise husumet yokluğu gerekçeleriyle reddine, davalılar ... ile DSİ lehine ayrı ayrı 1.100’er TL , davalı ... lehine ise 1.200 TL avukatlık ücretinin taktirine karar verilmiştir. Hükmün esası ve avukatlık ücretine ilişkin bölümleri davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; kadastro çalışmasında, dava konusu taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmemiş olsa da tespit dışı bırakılması bir kadastro işlemi niteliğindedir. Böyle bir yerin kazanılabilmesi için, taşınmazın nitelik itibariyle kazanmaya elverişli yerlerden olması ve zilyetlik koşullarının gerçekleşmiş bulunması gerekir. Kadastro çalışması sırasında, taşınmaz hakkında mülkiyet iddiasında bulunan kişi ya da kişilerin Kadastro Kanunu’nun 7/4.maddesi uyarınca, kadastro komisyonuna itiraz etme hakkı bulunmaktadır. Tescili istenen taşınmazın paftasının düzenlendiği sırada kadastro ekibine itiraz edilmiş olsaydı, anılan kanun maddesi gereğince kadastro ekibince böyle yerler hakkında tutanak düzenlemesi gerekirdi. Kural olarak, itiraza konu edilmeyen ve tespit dışı bırakılan bir yerin kadastro paftasının düzenlendiği tarihte kimsenin zilyetliği ve tasarrufu altında olmadığının kabulü gerekir. Bu nedenle, tespit dışı bırakıldığı tarihte, zilyetlik süresi kesintiye uğrar, tespit sonrası zilyetlik ise en erken taşınmazın tespit dışı bırakıldığı tarihte başlar. Bu durumda, mülkiyetin kazanılabilmesi için de, tespit dışı bırakıldığı tarihten itibaren en az 20 yıllık sürenin geçmesi gerekir.
Dava konusu 171 ada 13 parsel 18.10.1989 tarihinde yapılan kadastroda tespit dışı bırakılmış olup, idari yoldan 30.6.2006 tarihinde Hazine adına tapu siciline tescil edilmiştir. Çekişme konusu taşınmazın tespit dışı bırakıldığı tarihten Hazine adına idari yoldan tescil edildiği tarihe kadar kazanmaya yeterli 20 yıllık zilyetlik süresi dolmamıştır. Tapu siciline tescil edildikten sonra geçen zilyetlik süresinin ise mülkiyetin kazanılması bakımından hukuki değeri bulunmamaktadır. Davanın reddine ilişkin kararda usul ve kanuna aykırılık görülmediğinden hükmün esasına ilişkin bölümünün ONANMASINA,
Davacının avukatlık ücretine ilişkin temyiz itirazına gelince; dosya içeriğine göre Avukat Fulya Işıl Karcı aynı anda hem davalı ... hem de davalı DSİ Genel Müdürlüğünün vekili sıfatıyla yargılama oturumlarına katılmış ve davaya cevap vermiştir. Davalılar Hazine ve DSİ, aynı davada tek avukat ile temsil edildiğinden, tek avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken yanlışa düşülerek davalılar Hazine ve DSİ için ayrı ayrı avukatlık ücretlerine hükmedilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Yukarıda açıklanan gerekçeler nedeniyle davacının avukatlık parasına yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün vekalet ücretine ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 18,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2,75 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına 29.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.