12. Ceza Dairesi 2014/22055 E. , 2015/1631 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Taksirle yaralama suçundan suça sürüklenen çocuk ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 89/1, 89/2-b, 22/3, 31/3, 62, 50/1-a, 52/2-3-4. maddeleri uyarınca 2.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan aynı Kanun"un 44. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına, adli para cezasının ödenmediği takdirde hapse çevrileceğinin ihtarına dair ... Sulh Ceza Mahkemesinin 08.05.2014 tarihli ve 2013/80 esas, 2014/152 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 106/4. maddesi uyarınca çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde, bu cezanın hapse çevrilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 03.11.2014 gün ve 65178 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.11.2014 gün ve 2014/367299 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında, 19.08.2012 olan suçun işlendiği tarihin “16.08.2012” şeklinde gösterilmesi, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.
Yerel mahkemece, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 22/3. maddesinin, temel ceza belirlendikten sonra uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aynı Kanun"un 61/2. maddesine aykırı ise de, sıralamanın düzeltilmesi halinde de sonuç cezanın değişmeyeceği; ayrıca, sonuç adli para cezası belirlenirken, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında uygulama alanı bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 50/1-a maddesine yer verilmiş olması isabetli değil ise de, hüküm fıkrasında fazlalık teşkil ettiği açıkça anlaşılan bu hususun mahallinde düzeltilebileceği anlaşılmakla, belirtilen hukuka aykırılıkların, kesin hükmün otoritesini ortadan kaldırmaya yeterli nitelikte esaslı ve ciddi bir aykırılık olarak kabul edilemeyeceği değerlendirilerek yapılan incelemede:
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 106/4. maddesinde, “Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde, bu ceza hapse çevrilemez. Bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır.” şeklindeki düzenleme karşısında; kayden 16.02.1995 doğumlu olup, suç tarihi olan 16.08.2012 tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk ... hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapse çevrilemeyeceği; ancak, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilebileceği gözetilmeden, suça sürüklenen çocuğa taksirle yaralama suçundan tayin edilen 2.000,00 TL adli para cezasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 52/4. maddesi gereğince taksitler halinde ödenmesine ve taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde kalan kısmın tamamının tahsil edileceğine karar verildikten sonra ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine ilişkin ihtarda bulunulmasında isabet görülmemiş olup,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 08.05.2014 tarihli ve 2013/80 esas, 2014/152 sayılı kararının CMK"nın 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, CMK"nın 309/4-d maddesindeki “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklindeki düzenleme gereği bozma nedenine göre uygulama yapılarak, hüküm fıkrasının 8. paragrafındaki, “ve ödemeyen adli para cezasının hapse çevrilebileceği” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, hüküm fıkrasındaki diğer hususların aynen bırakılmasına, infazın ve müteakip işlemlerin mahallinde buna göre yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.