4. Hukuk Dairesi 2012/4503 E. , 2012/6976 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... mirasçıları ...... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 07/01/2004 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Diğer temyiz itirazına gelince:
a)Dava, haksız eylem nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece manevi tazminat istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz olunmuştur.
Davacılar, davalının yaşı küçük kızlarını kandırarak ...... geçtiğini, daha sonra kızlarını terk ettiğini ve kızlarının intihar ederek yaşamanı kaybettiğini ileri sürerek uğradıkları maddi ve manevi zararın ödetilmesini istemişlerdir.
Davalı, kusur ve sorumluluğu olmadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Yerel mahkemece istemin tümden reddine ilişkin verilen kararın Dairemizin 26.04.2011 gün ve 2010/5221-2011/4685 E-K sayılı ilamı ile “…davalının davacıların yaşı küçük kızlarının ...... geçmek suçundan mahkum olduğu anlaşılmasına göre davalının eylemi, aile değerlerine de saldırı niteliğinde bulunduğundan anne ve baba olan davacılar yararına uygun tutarda bir manevi tazminat takdir edilmesi gerekir…” gerekçesi ile bozulması üzerine bozmaya uyarak davacı anne ve baba yararına manevi tazminat ödetilmesine karar verilmiştir.
Borçlar Yasası"nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Somut olaya gelince; olay tarihi, olayın gelişim biçimi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacılar yararına takdir edilen manevi tazminat tutarları fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
b)1086 sayılı HUMK’nın 74. maddesi ve 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 26/1 maddesine göre; yargıç, tarafların talep sonuçları ile bağlı olup ondan fazlasına ya da başka bir şeye karar veremez.
Şu durumda, davacılar dava dilekçelerinde ödetilmesine karar verilecek tazminat tutarına 30.10.2000 gününden itibaren yasal faiz yürütülmesini istemiş bulunmalarına karşın talebin dışına çıkılarak 30.03.2000 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş bulunması doğru olmayıp bu yönüylede kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2/a-b) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalının öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.