17. Hukuk Dairesi 2015/10563 E. , 2016/898 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili; davalının sevk ve idaresindeki araç ile davacının aracına sol yandan şiddetli bir şekilde çarptığını, bu olay sonucunda aracında ciddi maddi zarar meydana geldiğini, aracın kazadan önceki 2.el piyasa değeri 14.500 TL iken kazadan sonra hurdaya çıktığını ve bedelinin 6.750,00 TL"ye düştüğünü, olaydan sonra aracın hasarı için .... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/118 D.İş sayılı dosyasıyla rapor alındığını belirterek davacının aracındaki değer kaybı için 7.750,00 TL maddi, kaza nedeniyle yaşadığı sıkıntılar için 1.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacının ışık ihlali yaparak hızlı şekilde kendisine çarptığını, sigorta tarafından %50-50 kusur belirlemesi yapıldığı için hasarın yarısının trafik sigortası tarafından ödendiğini belirtmiştir.
Dava dilekçesinde değişik iş dosyasındaki hasar tespitinden bahsedilerek 7.750,00 TL maddi tazminat istenmesi karşısında, bu miktarın değer kaybı için olduğu belirtilmiş ise de davacı yanın gerek dava dilekçesi ile gerek 13/10/2011 tarihli duruşmadaki beyanının sehven yapıldığı ve asıl talebin maddi hasara yönelik olduğu mahkemece kabul edilmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile maddi tazminat yönünden 7.750,00 TL hasar bedeline ilişkin tazminatın 30/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminata ilişkin isteğin reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili gerek dava dilekçesinde, gerekse 13/10/2011 tarihli duruşmadaki anlatımında değer kaybı istediklerini bildirmiştir.
23/10/2012 tarihli celsede ""hasar bedelini alacaklarına ilişkin olarak 13/10/2011 tarihli celsede yapılan beyanda yanlış anlama olduğunu, böyle bir şey olmadığını, değer kaybının da ödenmediğini"" söylemiştir.
Mahkemece aldırılan 12/03/2013 havale tarihli makine mühendisi raporunda pert yoluna gidilmeyip tamir edilen araçta değer kaybının olmayacağı bildirilmiştir.
Davacı vekili; 08/04/2013 tarihli bilirkişi raporuna beyan dilekçesi ile ise tespit ve mahkeme dosyası birlikte değerlendirildiğinde davanın hasar bedelinin tazmini ve manevi tazminat davası olduğunu, tespit dosyasında belirlenen hasar miktarı esas alınarak 7.750,00 TL maddi tazminat istendiğini, değer kaybı şeklindeki taleplerin sehven yapıldığını açıklamıştır.
Mahkemece aldırılan 22/12/2014 havale tarihli ek raporda ise 2.el değerinin 14.500, hurda değerinin 6.750 olduğu belirlemesi ile davacının 7.750 hasarı olduğu bildirilmiştir.
Davalı vekili 27.04.2015 tarihli beyan dilekçesinde; davacının sehven değer kaybı istediği hususunu kabul etmediklerini ve talebin iddianın genişletilmesi kapsamında olduğunu ve bu hususa açık onaylarının olmadığını bildirmiştir.
Davacı vekili dilekçeler ve tahkikat aşamalarında araçta değer kaybı olduğunu iddia edip 13/10/2011 tarihli celsede ve bilirkişi raporuna beyanlarını içerir 08.04.2013 tarihli dilekçesinde değer kaybı taleplerini sehven yaptıklarını belirtmiş ise de, davalı bu iddiaya iddianın genişletilmesi kapsamında olduğu gerekçesiyle itiraz etmiştir.
Bu durumda mahkemece, iddianın genişletilmesi yasağı ve davalının itirazı ile mevcut deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 25/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.