
Esas No: 2017/4667
Karar No: 2017/10549
Karar Tarihi: 20.06.2017
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/4667 Esas 2017/10549 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili, davalı ..."e ait aracın, davalıların işlettiği D&B rentacar isimli firmadan davacı ... tarafından kiralandığını, kiralama sırasında aracın kasko sigortası olduğunun davalılar tarafından belirtilmesine rağmen, aracın tek taraflı trafik kazası sonucu, araçta 16.520 TL lik hasar meydana geldiğini ve hasar bedelinin aracın kasko sigortası olmadığından davacı ... tarafından ödendiğini ve davalı ..."e 3.500 TL nakit ve 5.000 TL lik bono verildiğini, belirterek tamir bedeli olarak ödenen 16.520 ve davalı ..."a ödenen 3.500 TL nin davalılardan tahsiline ve bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, kira sözleşmesinin davalı ... ile ... arasında yapıldığını bu nedenle davanın husumetten reddini istemiştir.
Mahkemece, ... ile ilgili açılan dava atiye terk edildiğinden karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... aleyhine açılan davanın ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK"nun 4/1-a maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun"una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayımızda; dava, kira sözleşmesinden kaynaklanmakta olup dava 21.03.2012 tarihinde açılmıştır. Dava tarihinde yürürlükte olan HMK. 4/1-a maddesi gereğince dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. Bu nedenle mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK. nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.