Edirne Kaçakçılık Kararları - Hırsızlık - mala zarar verme - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/946 Esas 2015/2416 Karar Sayılı İlamı

17. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/946
Karar No: 2015/2416
Karar Tarihi: 20.05.2015

Hırsızlık - mala zarar verme - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/946 Esas 2015/2416 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)

Kırşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, sanık hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından mahkum edildi. Ancak dosyanın Yargıtay'a gönderilmesi sonrasında, sanık müdafisinin kanun yolu hakkı yeteri şekilde kullanmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verildi. Ayrıca, sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verildi. Kararda, sanığa yüklenen suçların TCK'nın 142/1-e,35/1,31/3.,151/1,31/3 maddelerine uyduğu, hırsızlık ve mala zarar verme suçlarının gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre mahkumiyet hükmünün kurulduğu tarih ile inceleme tarihi arasında aynı Yasa'nın 66/1-e ve 66/2 maddelerinde öngörülen 5 yıl 4 aylık sürenin geçmiş olduğu belirtilmiştir. Kanunlar; 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 40/2, 5271 sayılı CMK'nın 34/2, 231/3, 232/6 ve 40, 5237 sayılı TCK'nın 142/1-e,35/1,31/3.,151/1,31/3, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1 ve 1412 sayılı CMUK'nun 322.maddesi.

17. Ceza Dairesi 2015/946 E. , 2015/2416 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Sanık ... hakkında kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Dosyayı inceleyen Yargıtay 6.Ceza Dairesi"nin 25/11/2009 tarih ve 2008/15450 Esas – 2009/15554 Karar sayılı kararında belirtildiği şekilde, yasa yolu açıklamasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 40/2, 5271 sayılı CMK"nın 34/2, 231/3, 232/6 ve 40. maddelerinde öngörülen biçim ve yönteme uygun olarak sanıklar müdafilerine tebliğ edildiği,kendisine müdafi atandığından haberi olmayan sanık ... müdafiinin de yasal süresi içerisinde temyiz başvurusunda bulunduğu anlaşıldığından; Kırşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 02.10.2007 gün ve 2007/93 Esas- 2007/252 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde:
Sanık ..."a yüklenen 5237 sayılı TCK’nın 142/1-e,35/1,31/3.,151/1,31/3 maddelerine uyan iki müştekiye yönelik hırsızlık ve mala zarar verme suçlarının gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre, mahkumiyet hükmünün kurulduğu 02.10.2007 tarihi ile inceleme tarihi arasında aynı Yasanın 66/1-e ve 66/2. maddelerinde öngörülen 5 yıl 4 aylık sürenin geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
2-Sanık ... hakkında kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
1-Hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından hakkında mahkumiyet hükmü kurulan sanık ... hakkında verilen 02.10.2007 gün 2007/93-2007/252 sayılı kararında kanun yolu açıklanmasının YCGK"nın 08.05.2012 gün 129-182 sayılı kararı gereğince yöntem ve biçimine uygun olarak açıklandığı, kararın temyiz edilmeyerek 07.12.2007"de kararın kesinleştirildiği, kanun yararına bozma talebi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesi"nin 25.11.2009 tarih 2008/15450 E, 2009/15554 sayılı Kararı üzerine sanıklara gerekçeli kararın tebliğ edildiği, sanık müdafiinin bu kararı temyiz ettiği ancak kararın 07.12.2007"de kesinleşmiş olması sebebiyle sanık ... müdafiinin 19.01.2010 tarihli temyiz isteminin REDDİNE,
3-Temyizin haklarında temyizin reddine karar verilen sanık ... hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçları yönünden kanun yararına bozma olağan üstü yasa yolunun değerlendirilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 20.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.