
Esas No: 2014/9852
Karar No: 2016/941
Karar Tarihi: 26.1.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/9852 Esas 2016/941 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :..........Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin 1996 yılında dava dışı ......."dan zilyetliğini devraldığı ........ .......... ........mevkii 3691 parsel üzerine ev yaptırdığını 1997-2009 yılları arasında davalı ... ile anılan taşınmazda gayrıresmi yaşadıklarını, iki çocukları olduğunu,mülkiyeti hazineye ait taşınmazın muhtesat bilgilerinde dava konusu taşınmaz üzerindeki evin zilyetliğinin müvekkiline ait olduğunun yazılı olduğunu, müvekkilinin borçları nedeniyle alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla 2001 yılı Mart ayında ev ve arsanın zliyetliğini davalı Nuray"a satış gösterdiğini, satış senedinin 2005 yılında düzenlenmesine rağmen eski tarihli gösterildiğini, satışın muvazaalı olduğu konusunda davalının el yazısını içeren belge bulunduğunu, davalının zilyetliğini tesbiti amacıyla açtığı davanın temyiz aşamasında olduğunu belirterek 2001 Mart tarihli satış senedinin muvazaalı olması nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, zilyetliğin tespitine ilişkin talebin tefrik edilmesini ve görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, müvekkili tarafından açılan zilyetliğinin tespiti davası temyiz aşamasında olduğundan eldeki davanın derdestlik nedeniyle reddi gerektiğini, davanın süresinde açılmadığını, satış işleminin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacı tarafından muvazaalı senedin iptali için tespit davası açılmış ise de eda davası açılabilecek durumda tespit davası açılmayacağından ve davacı vekili aşamalardaki beyanlarında zilyetliğin tespitine yönelik bir talepleri olmadığını açıkça
beyan ettiğinden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kimsenin kendi muvazaasına dayanarak hak elde edememesine göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibarıyla usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA 26.1.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.