17. Hukuk Dairesi 2016/158 E. , 2016/997 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :.............Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 15.03.2012 tarihinde davalı ........’ye zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı, sürücü ... idaresindeki ....... plakalı araç ile aşırı hızlı olarak kusurlu hareketi ile müvekkillerin murisi ........’a yoldan karşıdan karşıya geçerken çarpması sonucu vefat ettiğini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu belirterek her bir davacı için 12.500,00 TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalılardan müteselsilen tahsilini istemiş, 24.01.2013 tarihli celsede .......... hakkındaki davadan feragat etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davacıların murisinin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davalı ... aleyhindeki davanın reddine, davalı ....... aleyhindeki davanın ise feragat nedeniyle hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin dışında sair temyiz itirazları reddedilmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma (maddi) tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından dava konusu olayla ilgili olarak davalı ... hakkında ..........Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2012/318 Esas 2012/943 Karar sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı ve yapılan yargılama sonucunda davalı sanığın kusursuz olduğu gerekçesi ile beraat kararı verildiği ancak bu kararın Yargıtay 12.Ceza Dairesinin 24.09.2014 tarih 2013/23741 Esas-2014/18603 Karar sayılı ilamı ile “Olay günü saat 11:50 sıralarında, bulutlu havada, meskun mahalde, bölünmemiş, 2 yönlü, 14 metre genişliğindeki, yüzeyi ıslak, asfalt kaplama, hafif eğimli, düz yolda idaresindeki römork takılı traktörle seyir halinde bulunan sanığın, ışık kontrolsüz 4 yönlü kavşakta, seyrine göre sağ taraftan ana caddeye el arabasıyla çıkan yayaya, yol içerisinde çarpması sonucunda, yayanın öldüğü olayda; görüşe engel cisim bulunmayan düz yolda, kaplamaya girerek 7 metrelik kısmı geçen ölene çarpmamak için hızını azaltmayan ve zamanında fren tedbirine başvurmayan sanığın, hızını kullandığı aracın teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı, bu suretle kusurlu olduğu dosya kapsamındaki delillerden anlaşılmakla, atılı suçtan mahkumiyeti yerine, oluşa ve dosya kapsamındaki delillerle bağdaşmayan bilirkişi raporuna itibarla yazılı şekilde beraatına ilişkin hükmün isteme uygun olarak bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar Borçlar Kanunu"nun 53. (6098 sayılı TBK’nin 74.) maddesi gereğince ceza mahkemesince verilen beraat kararı hukuk hâkimini bağlamamakta ise de, ceza mahkemesince belirlenecek olgular hukuk hâkimini bağlayacağından ceza mahkemesi dosyasının kesinleşmesi beklenerek varılacak sonuca göre hüküm kurmak gerekir. Bu yön gözetilmeden eksik inceleme ile davanın reddine dair verilen karar doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davalı ........., dava açıldıktan sonra 20.12.2012 tarihinde davacı asıllar ... ve .......... ile davacılar vekili davalı.......... aleyhindeki açmış oldukları işbu davada davalı ......... yönünden 24.01.2013 tarihli duruşmada davalı sigorta şirketi yönünden açtıkları davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
KTK"nin 91.maddesinde işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu getirilmiştir. Aynı yasanın 85.maddesi ile aracın işletilmesi sırasında 3.şahısların bedeni ve maddi zarara uğratılmasından işleten doğrudan sorumlu tutulmuş, 97.madde gereğince de, zarar görenin, zarara neden olan aracın zorunlu trafik sigortacısından doğrudan talep ve dava hakkı bulunduğu belirtilmiştir. Ancak, zorunlu trafik sigortacısının zarardan sorumluluğu 93.madde gereğince belirlenen ve poliçede belirtilen teminat miktarı ile sınırlıdır.
İşleten ve zorunlu trafik sigortacılarının 3. kişilere karşı sorumluluklarının niteliği ise kanundan doğan 818 sayılı BK"nin 51. maddesince müteselsilen sorumluluk olup, BK"nin 142/1.maddesi gereğince; alacaklı, müteselsil borçluların tümünden veya birinden borcun tamamen veya kısmen tahsilini isteyebilir. Borcun tamamen tahsiline kadar bütün borçlulularm sorumluluğunun devam edeceği de aynı yasanın 142/2 maddesinde açıklanmıştır.
Müteselsil borçlulardan birinin alacaklıya karşı sürebileceği def"iler varsa bunu diğer borçlulardan bağımsız olarak ileri sürmesi mümkün olup, bu defi sonucu kurtulduğu borç miktarını diğer müteselsil borçlulara karşı da ileri sürebilir. Bu def"iler BK"nin 143. maddesinde gösterilen ve şahsi ilişkiler veya müteselsil borcun sebep veya konusundan doğan def"iler olup bunların dışında ileri sürülen def"iler müteselsil borçlular arasındaki rücu hakkını kaldırmaz. BK"nun şimdiye kadar sözü edilen düzenlemeler alacaklıya karşı dış ilişkilerle ilgili olup, borcun ödenmesinden sonra müteselsil borçlular arasındaki iç ilişkilerde BK"nin 144. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre müteselsil borçlular arasında aksine bir sözleşme bulunmadığı takdirde borçlulardan biri diğer borçluların durumunu ağırlaştıramaz. Dış ilişkide alacaklıya karşı sonuç doğurabilen böyle bir işlem, iç ilişkide rücu hakkını kısmen veya tamamen kaldırıcı etkiye sahip değildir.
Diğer taraftan davadan feragat, öncelikle bir usul işlemidir. Dava konusu olayda, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan davacı tarafın davalılardan birisi hakkındaki feragati usul hukuku bakımından diğer davalı aleyhine bir sonuç doğurmaz ise de, davadan feragat aynı zamanda bir maddi hukuk işlemi olduğundan, davalı....... hakkındaki feragatin, rücu hakkı bulunan diğer davalıyı etkileyip etkilemediğinin üzerinde durulması gerekir.
Yukarıda açıklandığı üzere, davalılar alacaklıya karşı borçtan müteselsilen sorumludurlar. Mülga 818 sayıl Borçlar Kanunu"nun, müteselsil sorumlulukta borçluların iç ilişkilerini düzenleyen hükümleri gereğince, müteselsil borçlulardan biri alacaklıya borcu ödediği takdirde, diğer müteselsil borçlulara rücu hakkı bulunmaktadır.
Bunun yanında, BK"nin 145/2 maddesine göre, sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde diğerleri bu oranda borçtan kurtulur. Ancak, müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri için alacaklının bil fiil tatmin edilmiş olması gerekir.
Bunun aksinin kabul edilebilmesi için alacaklının açıkça davadan feragat etmiş olması veya böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. Yine BK"nin 147. maddesi hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her biri ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağına ve alacaklının diğerleri zararına müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceğine dair hükmüne havidir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; dava açıldıktan sonra davalı ........... (..........) yönünden feragat etmiştir. Poliçe limiti sakatlanma ve ölüm halinde kişi başına 200.000,00 TL olduğu halde davacılar vekili davalı....... yönünden davadan feragat etmiştir. Bu durumda, davacıların, davalı .........., yaptığı ödemenin üzerindeki bakiye teminat limitinden zimnen feragat ettiğinin kabulü gerekir. Böylelikle davacı taraf, davalı ..........nin durumunu iyileştirirken diğer müteselsil davalıların (borçluların) iç ve dış ilişkideki durumlarını ağırlaştırmıştır. O halde mahkemece, BK"nin 145/1 ve 147/2 maddeleri uyarınca, davacıların feragati ile davalı.........nin tüm borçtan kurtulduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda Mahkemece, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesinden sonra davalı işleten sürücü ..."in kazada kusurunun bulunması halinde aktüer bilirkişiden destekte yoksun kalma tazminat hesap raporu alınması, davalı sigorta şirketinin davalılara ödeme yapıp yapmadığnın belirlenmesi, ödemesi gereken tazminat varsa yukarıda açıklanan yasal gerekçelere göre değerlendirme yapılıp buna göre sorumlu olduğu tazminat miktarının belirlenlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacılar vekilinin yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.