
Esas No: 2016/5163
Karar No: 2016/6478
Karar Tarihi: 25.04.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/5163 Esas 2016/6478 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti, istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. ve 5510 sayılı Yasanın 86/9. maddeleri olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
İnceleme konusu davada; davac... İl Başkanlığı emrinde 04/02/2005-04/06/2010 tarihleri arasında kısa süreli sigortalı dönemleri hariç çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının 1018110.60 sicil sayılı işyerinde 04/02/2005 - 01/09/2005, 01/12/2005 - 29/12/2009, 01/06/2010 - 04/06/2010 tarihleri arasında hizmet akdi ile asgari ücret düzeyinden çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de, 1018110 sicil sayılı işyerinin davalı işverene olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu bakımdan anılan sicil numarasına dair işyeri bilgileri davalı kurumdan sorularak davalı işverene ait olup olmadığı belirlenmeli, davacının hizmet cetvelinde yer alan diğer dava dışı işveren bilgileri de araştırılmalı, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Diğer taraftan, siyasi partilerin kurulmaları, teşkilatlanmaları, faaliyetleri, görev, yetki ve sorumlulukları, mal edinimleri ile gelir ve giderleri, denetlenmeleri, kapanma ve kapatılmalarıyla ilgili hükümleri düzenleyen 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 3. maddesinde; "siyasi partilerin ülke çapında faaliyet göstermek üzere teşkilatlanan tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar olduğu," 7. maddesinde; "siyasi partilerin teşkilatının; merkez organları ile il, ilçe ve belde teşkilatlarından; Türkiye Büyük Millet Meclisi Grubu ile il genel meclisi ve belediye meclisi gruplarından ibaret olduğu," 15/3. maddesinde, "partiyi temsil yetkisi genel başkana ait olduğu, Kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydı ile parti adına dava açma ve davada husumet yetkisinin, genel başkana veya ona izafeten bu yetkileri kullanmak üzere parti tüzüğünün göstereceği parti mercilerine ait olduğu," belirtilmiştir. Siyasi partilerin belde, ilçe ve il teşkilatlarının parti tüzelkişiliğinden ayrı ve bağımsız bir tüzelkişilikleri yoktur. Bu nendenle, davada pasif husumet ehliyeti bulunmayan ... Başkanlığı yönünden, açılan davanın husumetten reddine karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.