8. Hukuk Dairesi 2012/2353 E. , 2012/2628 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Şırnak Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 16.02.2011 gün ve 319/138 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, Hazine adına kaydedilen arazinin kendisine ait olduğunu, 100 yıldan fazla zilyetliği bulunduğunu, haksız yere lise"nin arazisine yapıldığını açıklayarak lisenin arazisinde yapılmasının durdurulmasını istemiş, daha sonra davaya katılan vekili 09.06.2010 tarihli dilekçesinde; 190 ada 29 parselin tapusunun iptaliyle davacı adına kaydını istemiştir.
Davalı vekili 16.02.2010 tarihli cevap dilekçesinde, davaya konu olan 190 ada 29 parselin davacı adına kayıtlı olduğunu davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüyle, A ile gösterilen kısım bakımından 190 ada 30 parselin tapu iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hüküm, Hazine vekilince temyiz edilmiştir.
Yapılan keşifte dava konusu yapılan parselin, 190 ada 30 sayılı parsel değil, aynı ada 30 sayılı Hazine parseli olduğu anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamından; davaya konu olan 190 ada 30 parselin hali arazi vasfıyla senetsizden Hazine adına 10.10.2008 tarihinde yapılan kadastro ile tespit gördüğü, bu tespitin 16.12.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Mahkemece, kazanma koşullarının davacı lehine gerçekleştiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmadığı gibi yapılan araştırma ve inceleme de karar vermeye yeterli değildir. Taşınmazın niteliği konusunda duraksama söz konusudur. Böyle bir yerin zilyetlik yoluyla kazanılabilmesi için niteliğinin açıkça belirlenmesi, tespit tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesindeki koşullar altında tasarruf edilmiş olması ve davacı açısından kazanma koşullarının kanıtlanması gerekmektedir. Bir arazinin kullanım süresi, niteliği ve zilyetlik süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının dava konusu taşınmazın tespit edildiği 2008 yılından önceki 20-30 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının istenilmesi ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülebilmesi, taşınmazın sınırlarının açıkça belirlenebilmesi ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece, uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli olan hava fotoğraflarının olup olmadığı araştırılmamış ve hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
Mahkemece, ziraat mühendisi, kadastro fen bilirkişisi, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle tespit tarihine göre 20-30 yıl öncesine ait iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının bulunup bulunmadığının usulüne uygun ve tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Komutanlığı’ndan sorularak getirtilmesi, stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliği ve kullanım süresinin, ne zaman kullanılmaya başlandığının belirlenmesine çalışılması, tanık ve yerel bilirkişi sözlerinin, bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ve süresinin ayrı ayrı tespiti, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca ulaşılması gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve yasaya aykırı hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.