MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.01.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü;

K A R A R
Dava, İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davalılar ve dahili davalılar, satış yoluyla ortaklığın giderilmesini istemediklerini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 68 parsel sayılı taşınmazda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Davacı (alacaklı) Bankanın, İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre usulüne uygun olarak İcra Hakimliğinden aldığı yetki belgesine dayanarak borçlu ..."ın paydaşı olduğu, paylı mülkiyete tabi davaya konu 68 parsel sayılı taşınmaz için ortaklığın giderilmesi isteği ile eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.
5578 sayılı Kanunla değiştirilen 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken, 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez.
taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz...." şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, dava konusu 68 parsel sayılı taşınmazda borçlu ( davalı) ..."ın 3/6 oranında payı mevcuttur. Bu itibarla 5403 Sayılı .Kanununun 8. maddesinde sonradan yapılan yasal değişiklikle alacaklı (davacı) tarafından borçlunun haczedilen payının doğrudan icra yolu ile satışı mümkün hale geldiğinden, alacaklının (davacının) İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi gereğince yetki alarak dava konusu taşınmaz yönünden ortaklığın giderilmesi davası açmasında hukuki yararı kalmadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Mustafa vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 24.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.