Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, Belediye; idari sınırlar içinde kalan takribi 250 dönüm yol ve yol fazlalıklarının ivriz baraj suları altında kaldığını, lehine kazanma koşullarının oluştuğunun tescil işlemleri yapılabileceğinden kamulaştırma bedellerinin ödenebileceğini ileri sürerek, lehlerine mülkiyet hakkının doğduğunun tespiti isteğinde bulunmuştur.
Davalılar; kamu malı, niteliğindeki taşınmazların kamulaştırma konusu yapılamayacağını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; tarafların sıfatları itibariyle 3533 sayılı yasaya tabi kuruluşlardan oldukları ve ihtilafın hakemde çözümleneceği gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Karar davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, taşınmazın aynı ile ilgili mülkiyetin tespiti isteğine ilişkindir.
Mahkemece, tarafların sıfatları itibarıyle ihtilafın 3533 Sayılı Yasaya göre hakemde çözümleneceği gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, 29.6.1938 tarihli 3533 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince Umumi, Mülhak ve Hususi Bütçelerle idare edilen Daireler ve Belediyelerle sermayesinin tamamı Devlete veya Belediye veya Hususi idarelere ait Daire ve Müesseseler arasındaki ihtilafların tahkim yolu (hakem marifetiyle) ile çözümlenmesi gerekeceği muhakkaktır. Davadaki tarafların ise, anılan Yasanın 1. maddesinde belirtilen kuruluşlardan olduğu ve dava sebebinin taşınmazın aynına yönelik bulunduğu da sabittir. Nevar ki, 3.7.2003 tarihinde kabul edilip 19.7.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 Sayılı Yasanın 24. maddesi ile 3533 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmü değiştirilmiş, taşınmazın aynı ile ilgili ihtilaflar bu maddenin kapsamı dışına çıkarılarak çekişmelerin genel mahkemelerde çözüme kavuşturulacağı hükme bağlanmıştır. Görev kuralı; kamu düzeniyle ilgili olup, mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden (res’en) gözetilmesi gerekli bir usul kuralıdır.
Hal böyle olunca ihtilafın taşınmazın aynına yönelik olduğu gözetilerek işin esası yönünden bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 6.7.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.