8. Hukuk Dairesi 2011/6891 E. , 2012/2871 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve Karakaya Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Çekerek Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 21.01.2011 gün ve 172/28 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesinde; kendisine ait 105 ada 121 sayılı parselin 12 dönüm olması gerekirken, 6,5 dönüm eksik yazıldığını açıklayarak tespit dışı kalan kısmın aynı parsele eklenmek suretiyle adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ... Köyü Tüzel Kişiliğine, dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, teknik bilirkişi Yasin Büyüktaş’ın dosyaya sunduğu krokide maviye taralı A harfiyle gösterilen 5036,65 m2 yüzölçümlü taşınmaz hakkındaki davanın kabulüyle son parsel numarasıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, kazanma koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın bitişiğinde bulunan 105 ada 121 sayılı parsel 31.7.2006 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında davacı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Bitişikte bulunan ve tescili istenen taşınmazın da bu tarihte tespit dışı bırakıldığının kabulü gerekir. Her ne kadar kadastrodan önceki zilyetlik kadastro tespiti nedeniyle kesintiye uğrar ise de, Daire uygulaması gereğince davanın makul süre içinde açıldığı gözetilerek kadastrodan önceki zilyetliğinde kadastrodan sonra başlayan zilyetliğe eklenmesi gerekmektedir. Bu nedenle bu konuda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, dava konusu taşınmaz, dere yatağı olarak tespit harici bırakılmıştır. Taşınmazın niteliği konusunda bu bakımdan duraksama söz konusudur.
Dava tarihi olan 20.12.2006 tarihinden geriye doğru en az 20 yıl öncesine (1976 – 1986 yılları arası) ait iki ayrı zamanda çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı getirtilerek dosya arasına konulması, jeodezi ve fotoğrametri uzmanı bilirkişi aracılığıyla keşifte uygulanması, dava konusu yerin çekilen hava fotoğraflarına göre, kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, imar ve ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı, dere ile taşınmaz arasında kot farkının olup olmadığı, varsa ne kadar olduğu, hava fotoğraflarının çekildikleri tarihlere göre taşınmazın hangi nitelikte bulunduğu konularında uzman bilirkişiden gerekçeli, denetime açık rapor istenmesi, davacının taşınmazın imar ve ihyasına hangi tarihte başladığı, imar ve ihyayı ne şekilde sürdürdüğü ve hangi tarihte tamamlandığı hususlarının keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak saptanması HMK. nun 243, 244, 259 ve 290. maddeleri gereğince yerel bilirkişi ve tanıkların davetiyeyle keşif yerine çağırılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık kazanma süresinin dolup dolmadığının hesaplanması, taşınmazın gerçek niteliğinin saptanması, daha önce götürülen uzman bilirkişi ziraat mühendisinin raporu teknik ve bilimsel verileri içermediğinden yetersiz olduğu gözönünde tutularak bunun dışında başka bir uzman bilirkişi ziraat mühendisi aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı incelenmek suretiyle dava konusu yerin dere yatağından elde edilen yerlerden olup olmadığı, dere ile taşınmaz arasında kot farkının bulunup bulunmadığı, varsa ne kadar olduğu, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususlarında gerekçeli, denetime açık ve komşu taşınmazların toprağıyla karşılaştırmalı rapor istenmesi, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA 16.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.