Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, uzun yıllardan beri vesayet altında olup Adli Tıp Kurumu ve diğer kurum raporları ile hukuki ehliyete sahip olmadığı belli olan babaları İ... C... ’in vasisinin ve çocuklarının haberi olmaksızın açtığı dava sonucunda vasiliğinin ve taşınmaz üzerindeki tedbirin kaldırılmasına karar verildiğini ve 521 parsel sayılı taşınmazını davalı komşusuna asıl değerinin çok altında bir bedelle sattığını ileri sürüp, tapu kaydının iptali ile yeniden tescilini istemişlerdir.
Davalı, davacıların dava ehliyeti bulunmadığını, İdris"in başka mirasçılarının da olduğunu, taşınmazı gerçekte 70.000.-YTL bedelle satın aldığını, bu bedel ödeninceye kadar lehine hapis hakkı tanınması gerektiğini, davacıların murisininin hukuki ehliyete haiz olduğunu bildirip, davanın reddini savunmuş, davanın kabul edilmesi halinde ödediği bedelin iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, murisin işlem tarihinde akıl hastalığı sebebiyle tasarruf ehliyetinin bulunmadığının saptandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 7.7.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat S..A...ile temyiz edilen vs. vekili Avukat C.. Y... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece yapılan araştırma neticesinde 2659 Sayılı Yasanın 15. maddesi hükmü uyarınca akit tarihinde miras bırakanın Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan elde edilen raporla ehliyetsiz olduğu belirlenmek suretiyle davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davalının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ancak, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 28. maddesi hükmü uyarınca hukuki şahsiyet ölümle son bulur. Öte yandan, tapu sicillerinin tutulması ve sicil oluşturulması kamu düzeni ile ilgili olup, hakim doğru sicil oluşturmakla yükümlüdür.
O halde, dava kabul edildiğine göre İ..C..."in tüm mirasçıları adına ve miras payları oranında tescile karar verilmesi gerekirken, ölü kişi adına tescil kararı verilmiş olması doğru değildir.
Davalının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 625.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 7.7.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.