Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1055
Karar No: 2012/2929
Karar Tarihi: 17.04.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/1055 Esas 2012/2929 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/1055 E.  ,  2012/2929 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    Saniye Elmas ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Silivri 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.03.2011 gün ve 4/151 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.04.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacılar ... bizzat ve müşterekleri vekili Avukat ... ve karşı taraftan ... vekili Avukat ... geldiler. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar ... ve müşterekleri vekili, Alibey Mahallesi 97 ada 9, 288 ada 21, 83 ada 311 parseller ile Pirimehmetpaşa Mahallesi 22 ada 34 ve 39 ada 24 parsellerin iskanen davalıların miras bırakanı ... ile iskan kaydında isimleri yazılı diğer kişiler adına tahsis edildiğini, bunlardan “... Efendi”, “eşi ...” ile “oğlu ...” olarak yazılı kişiler sebebiyle davacıların miras haklarının bulunduğunu, davalıların miras bırakanı ...’nin iskan kaydının aksine kendi adına çıkardığı tapu kaydının davacılara miras haklarını kaybettirmeyeceğini açıklayarak dava konusu taşınmazlara ait tapu kayıtlarının iptali ile ibraz edecekleri veraset ilamlarında yazılı miras payları oranında vekil edenleri davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili, davacıların miras bırakanları ile vekil edeninin miras bırakanı arasında bir mirasçılık ilişkisi olmadığını, kayıtların şaibeli olduğunu, tüm veraset ilamlarının da gerçekle ilgisi olmayıp taşınmazların vekil edeninin miras bırakanı ...’a 1934 yılında tapu ile verildiğini, 44 yıldır da zilyet edildiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, tapunun sahih esasa dayandığını, taşınmazların evvelinden beri ... zilyetliğinde olduğunu, iskan kayıtlarının da ... adına olup davacılar veya miras bırakanlarının bir ilgilerinin bulunmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
    Davalılardan ... ise, 11 yıl önce kadastro yapıldığını ve taşınmazların babası ... adına tapulandığını, 1934 tarihli tapuları olduğunu açıklamış ve reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, iskan kayıtlarında ismi geçen validesi ... ile davacıların miras bırakanı ...’nin aynı şahıs olduğunun iddia edildiği ancak, toplanan deliller, nüfus kayıtları ile davacılar tarafından nüfus kaydının düzetilmesi için açılan dava sonunda verilen, temyiz edilmeden kesinleşen Silivri Asliye Hukuk Mahkemesinin 1992/127-573 Esas ve Karar sayılı ilamındaki taraflar ile eldeki dosyadaki tarafların aynı olmamaları açısından kesin hüküm kabul edilmese de delil teşkil ettiği, karar gerekçesinde davacılar murisi ... ile iskanda geçen ...’nin kayıtlarındaki farklılıklardan bahsedilerek redde karar verilmiş olması karşısında aynı şahıs olduklarının ispatlanamadığı, her ne kadar ibraz edilen bir kısım veraset ilamlarında davacılar mirasçı gösterilmiş ise de, bir kısım veraset ilamlarında da gösterilmedikleri, nüfus kayıtları arasında bağ kurulamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1972 ile 1976 yılları arasında yapılan tapulama çalışmalarında dava konusu taşınmazlardan Alibey Mahallesi 288 ada 21 parsel 15.3.1934 tarih 121 sıra numaralı tapu kaydı uygulanarak 24.12.1976, 97 ada 9 parsel 15.3.1934 tarih 120 sıra numaralı tapu kaydı uygulanarak 15.10.1973, 83 ada 311 parsel 15.3.1934 tarih 119 sıra numaralı tapu kaydı uygulanarak 1.6.1976, Pirimehmetpaşa Mahallesi 22 ada 34 parsel 15.3.1934 tarih 117 sıra numaralı tapu kaydı uygulanarak 16.3.1973 ve 39 ada 24 parsel 15.3.1934 tarih 118 sıra numaralı tapu kaydı uygulanarak 7.4.1972 tarihinde tapu kayıt maliki ...oğlu ... adına tespit edilmiş tutanaklar sırasıyla 1.3.1977, 12.3.1974, 1.3.1977, 21.6.1973 ve 21.11.1972 tarihlerinde kesinleşerek tapuya tescil edilmişlerdir. Dayanak 15.3.1934 tarih 117 ila 121 sıra numaralı tapu kayıtlarının 1771 sayılı Kanuna göre iskanen ve meccanen ... ...oğlu ...adına oldukları ve bu tapunun geldisinin ise iskan defterinin 23. sayfası olarak yazılı olduğu görülmektedir.
    İstanbul Toprak İskan Müdürlüğü tarafından gönderilen 15.9.1927 tarihli iskan kaydının incelenmesinde, tevzi arazi komisyonu tarafından muhacirini merkumeye adiyen tevzi edildiği, kayıtta yazan tarlalarla, bağ, hane ve kahvehanenin mutasarrıfı olarak ... ... ..., pederi ..., validesi ..., zevcesi ... Hanım, biraderi ..., kerimesi Zehra, hemşirezadesi ... isimleri yazılıdır. Bu iskan kaydı, yapılan yazışmalar sonunda 1934 yılında tapuda ... ...oğlu ...adına tedavül görerek tapuya tescil edilmiştir. Silivri Merkez 1 nolu defterin 23.sayfasında da malik olarak; ..., pederi ..., validesi ...Hanım, zevcesi ... Hanım, biraderi ..., kerimesi Zehra, hemşirezadesi ... (7 nüfus) görülmektedir.
    Davacılar, ...... ile ...’den olma 1301 doğumlu 18.1.1952 tarihinde ölen ... ... Toyran mirasçılarıdır. Davalılar ise ...ve ...’den olma 1309 doğumlu 24.3.1960 tarihinde ölen ... mirasçılarıdır. Davacılar, her ne kadar Silivri ve Üsküdar’da iki ayrı kayıt bulunmakta ve gerek baba gerek anne gerekse doğum ve ölüm tarihleri itibariyle birbiri ile farklı yazım var ise de ...... ile Mehmet’in, ...ile ...’nin aynı kişiler, dolayısıyla ... ... ve ...’nin kardeş olduklarını, diğer bekar ve çocuksuz olarak 13.5.1934 tarihinde ölen kardeşleri ... sebebiyle de miras hakları bulunduğunu açıklayarak iskan kaydından kaynaklanan hak talep etmektedirler. Davalılar ise davacılarla mirasçılık ilişkisi olmadığını, kaldı ki tapunun ... adına olduğunu savunmaktadırlar.
    Mahkemece, Silivri Asliye Hukuk Mahkemesinin 1992/127-573 Esas ve Karar sayılı kesinleşen ilamında davacılar murisi ... ile iskanda geçen ...’nin aynı kişi olmadığına ilişkin tesbitin kesin delil olduğu, nüfus kayıtları arasında bağ kurulamadığı açıklanarak redde karar verilmiştir. Mahkemenin tesbiti ve ulaştığı sonuç dosya arasında bulunan dosyalar ve kesinleşen ilamlar ile uyuşmamaktadır.
    Şöyle ki; davacılar Kemal ... ve müşterekleri tarafından Silivri Nüfus Müdürlüğü aleyhine 2.4.1992 tarihinde açılan nüfusta kayıt tashihi davasının yargılaması sonunda Silivri Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.11.1992 tarih 1992/127-573 Esas ve Karar sayılı ilamı ile ...ve ...’nin nüfus kayıtlarının farklı olduğu, davacıların davalarını ispat edemedikleri gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, temyiz edilmeksizin 7.3.1997 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı ... tarafından 8.11.1982 tarihinde açılan veraset ilamı verilmesine ilişkin davalar sonunda Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin 21.8.1997 tarih 1982/543 Esas 1997/626 Karar sayılı ilamı ile 9.8.1926 tarihinde ölen Hafız ... oğlu 1271 doğumlu Mehmet ...’ın, aynı mahkemenin 24.6.1997 tarih 1982/542 Esas 1997/475 Karar sayılı ilamı ile 6.12.1953 tarihinde ... ve Zübeyde’den olma 1281 doğumlu ... (... ...)’ın, aynı mahkemenin 24.6.1997 tarih 1982/544 Esas 1997/474 Karar sayılı ilamı ile de 13.4.1934 tarihinde ölen ... ve ...’den olma 1331 doğumlu ... ...’ın veraset belgelerinin düzenlendiği, bu verasetlerde davacıların yakın miras bırakanları ... ...’den dolayı davacıların da mirasçı gösterildikleri anlaşılmaktadır. Bunun üzerine davacısı ... olan ve 13.7.1998 tarihinde davalılar ... ve müşterekleri aleyhine açılan veraset ilamının iptali istekli davaların yapılan yargılaması sonunda ... 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.12.1999 tarih 1998/738 Esas 1999/1061 Karar, 1998/739 Esas 1999/1060 Karar ve 1998/689 Esas 1999/1059 Karar numaralı ilamlarda gerek ... ile ...gerekse ...ile ......’in aynı kişiler olmadıkları, bu hususun Silivri Asliye Hukuk Mahkemesinin 1992/127-573 Esas ve Karar sayılı dosyasında da belirlendiği açıklanarak davaların kabulüne karar verilerek az yukarıda yazılı veraset ilamlarının iptaline karar verilmiştir. Bu kararlar ... ve müşterekleri tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin birbirine benzer 11.7.2000 tarih 2000/6430-9603, 2000/6429-9602 ve 29.3.2002 tarih 2002/3740-4475 Esas ve Karar sayılı ilamları ile bozma sevk edilmiştir. Bozma gerekçesinde “Silivri Asliye Hukuk Mahkemesinin 1992/127-573 Esas ve Karar sayılı dosyasında davalının nüfus idaresi olduğu, bu dosyalar için kesin hüküm olmayacağı, davalıların 25 Teşrinisani 1928 tarihli İhraç Olunacak ...Gayrimenkule kayıtlarına dayandıkları, bu kayıtların tapu siciline uygun olup olmadıklarının Tapu Sicil Müdürlüğünden yoksa Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünden sorularak tespiti ve sonucuna göre delillerin takdiri ile bir hüküm kurulması” gereğine işaret edilmiştir. Mahkemece bozma ilamlarına uyularak getirtilen, Osmanlıca"dan Türkçe"ye çevrilmiş bulunan bozma ilamında yazılı 25 Teşrinisani 1928 tarihli İhraç Olunacak ...Gayrimenkule kaydında ... ile ...Hanımların karı koca ve ... ... ve ...’in ise çocukları olarak gösterildiğinin, tarafların birbirleri ile mirasçılık ilişkisi olduğunun belirlenmesi üzerine ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 11.5.2001 tarih 2000/585 Esas 2001/385 Karar, 2000/584 Esas 2001/384 Karar ve 2000/586 Esas 2001/386 Karar sayılı ilamları ile veraset ilamlarının doğru oldukları kabul edilerek davaların reddine karar verilmiş, bu kararlar davacı ... vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 4.3.2002 tarih 2002/2294-2273, 29.3.2002 tarih 2002/3740-4475, 31.5.2002 tarih 2002/6468-7326 Esas ve Karar sayılı ilamları ile onanmıştır. Bu kararlardan ikisi karar düzeltme yoluna gidilmeden, diğeri ise Zehra vekilinin karar düzeltme isteğinin Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 27.9.2002 tarih 2002/9474 Esas 10852 Karar sayılı ilamı ile reddedilerek kesinleşmiştir.
    Aşamaları ayrıntıları ile yazılan üç ayrı kesinleşen dosya sonunda, nüfus idaresi aleyhine açılan ve redle sonuçlanan, mahkemenin red gerekçesine de konu edilen Silivri Asliye Hukuk Mahkemesinin 1992/127-573 Esas ve Karar sayılı dosyasının Yargıtay 2. Hukuk Dairesince uyuşmazlıkta kesin hüküm olarak dikkate alınamayacağının açıklandığı,kesinleşen ilamlara göre davacılar ile davalıların aynı kök miras bırakanların mirasçıları olduklarını gösteren veraset ilamlarının geçerlilik ve kesinlik kazandığı, davacıların yakın miras bırakanları ... ... ile davalıların yakın miras bırakanı ...’ın kardeş oldukları, bu durumda davacıların iskan kaydında isimleri geçen “pederi ...”, “validesi ...”, “biraderi ...” sebebiyle mirasçılık ilişkilerini ispat ettiklerinin kabulü gerekmektedir. Mahkemenin yazılı şekilde mirasçılık ilişkisi olmadığına ilişkin belirlemesi, Yargıtay"dan da geçerek kesinleşen dosyalar ve veraset ilamları karşısında doğru değildir.
    Taraflar arasında mirasçılık ilişkisi belirlendikten sonra çözülmesi gereken diğer husus, iskan kaydında isimleri geçen miras bırakanlar sebebiyle davacıların ... adına oluşturulan 1934 tarihli tapularda hak iddia edip edemeyeceğidir. 1927 tarihli ve 23.sayfada bulunan iskan kaydında malikler içinde “pederi ...”, “validesi ...”, “biraderi ...” isimleri geçmekte olup 15.3.1934 tarih 117 ila 121 sıra numaralı tapu kayıtları ... adına tesis edilmiş ise de 1.11.1944 tarih 30 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ışığında 1331, 1771 ve 2510 sayılı Kanunlar uyarınca tahsis ve tefviz olunan taşınmaz mallar tahsis ve tefviz işleminin kesinleşmesinden sonra lehlerine tahsis ve tefviz olunanların malı sayılırlar. İşlemin tapuya tescil edilmemesinin sonuca etkisi bulunmamaktadır. İskanen tahsisde mülkiyet tapuya tescilden önce kazanıldığına, 1771 sayılı Kanuna göre düzenlenen 1927 tarihli iskan belgesinde davacıların da miras bırakanı oldukları belirlenen “pederi ...”, “validesi ...”, “biraderi ...” isimleri yer aldığına göre, taşınmazların davalıların yakın miras bırakanı ... adına tek başına tapuya tescil edilmiş olması TMK.nun 1024 ve devamı maddeleri uyarınca yolsuz tescil niteliğindedir. Bu açıklamalar karşısında davacıların ortak miras bırakanları “pederi ...”, “validesi ...”, “biraderi ...” sebebiyle miras payları olduğu dikkate alınarak kesinleşen veraset ilamları doğrultusunda davacıların miras payları oranında davalarının kabulüne karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
    Davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 900 TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacılara verilmesine ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 17.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi