Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2311
Karar No: 2012/2934
Karar Tarihi: 17.04.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/2311 Esas 2012/2934 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/2311 E.  ,  2012/2934 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali, tescil ve alacak

    ... ve ... Gıda Tic ve San AŞ. ile ... ve... Un Fabrikaları A.Ş. aralarındaki tapu iptali, tescil ve alacak davasının reddine dair ...1. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 26.05.2010 tarih ve 413/267 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.01.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ve Avukat ... ve karşı taraftan davalılar vekili Avukat ... Yalçın geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosyanın incelenmesi sonucu görülen eksikliklerin ikmali için dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmesini takiben eksiklik tamamlanmış olmakla dosya yeniden incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili, davalılar ile davacılar arasında 4197 ada 1 parselde Mustafa adına kayıtlı 1543/2399 ve davalı şirket adına kayıtlı 856/2399 paylar için 01.03.2006 tarihli 9.500.000 dolar bedelli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, davalıların edimlerini yerine getirmediğini, sözleşmeye göre davalılara yaklaşık 7.422.660 TL ödeme yapıldığını açıklayarak sözleşmeden kaynaklanan bedel ile ayrıca bakiye belirlenecek bedelin uygun mehil içinde vekil edenleri tarafından ödenmesi karşılığında davalılar adına tapu kaydının yaptıkları ödeme oranı dikkate alınarak belirlenecek hisselerinin iptali ile vekil edenleri adına tesciline, olmadığı takdirde sözleşmede belirtilen toplam değer üzerinden yapılan ödemeler dikkate alınarak toplam ödeme miktarı 7.442,660 TL"nin dava tarihinden işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar vekili, davacıların yapması gereken ödemeleri yapmaması sebebiyle vekil edenlerinin zarara uğradığını, ödeme miktarının 7.442.660 TL olmadığını, davacı ... tarafından verilen el yazısı ile düzenlenen belgede ödeme miktarının 4.500.000 dolar olarak belirtildiğini ve 31.12.2009 tarihi itibarıyla vadeye bağlandığını, tapu iptali ve tescil davasının şekle aykırılık sebebiyle, iadesi istenen para borcunun ise bizzat İbrahim tarafından düzenlenen belge ile vadesi 31.12.2009 olarak belirlendiği ve vadeden önce istenemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinin noterde düzenlenmemesi sebebiyle esastan, paranın iadesi isteğinin ise davacı tarafından düzenlenen belgede vadenin 31.12.2009 olarak belirlenmesi ve bu tarihten önce istenemeyeceği, davanın bu tarihten önce açıldığı, vadenin henüz gelmediği gerekçesi ile usul yönünden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava konusu 21.364,68 m2 miktarındaki arsa vasfındaki 4197 ada 1 parselin 15.04.2002 tarihinde imar sebebiyle 1543/2399 payının ..., 856/2399 payının ise... Un Fabrikaları A.Ş. adına tapuda kayıtlı olduğu, maliklerin isteği üzerine 05.03.2008 tarihinde ifrazen 4197 ada 5 ve 6 parsellerin oluştuğu anlaşılmaktadır.
    Davacıların dayandığı ve davacılar ile davalılar arasında adi şekilde düzenlenen 01.03.2006 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde, 4197 ada 1 parselde betonarme fabrika binası, müştemilat ve arsası ile gayrimenkulün tamamının 9.350.000 dolara alıcılara satışı hususunda anlaşmaya vardıkları, alıcıların 5.850.000 doları en geç 30.06.2006 tarihine kadar ödeyeceği, ayrıca istenecek hukuki faiz, gecikme zammı gibi ödemeler bakımından satıcıların sorumluluğunun olmayacağı, kalan 3.500.000 doların 16 taksitte ödeneceği yazılıdır. Davalı tarafından sunulan, ancak davacı tarafından sahte olduğu ve bu hususta ceza mahkemesinde dava açıldığı, devam ettiği ileri sürülen ve 04.08.2008 tarihli dilekçe ekinde sunulan davacılardan ...’in imzası ve ... A.Ş.nin kaşesi bulunan tarihsiz tutanakta ise; 01.03.2006 tarihli sözleşmenin alıcıların kusuru sebebiyle feshedildiği, alıcılarca satıcılara ödenen toplam 4.500.000 doların vadesinin 31.12.2009 olduğu, bu tarihten önce paranın iadesinin istenemeyeceği, bu şartla satıcıların sözleşmenin yerine getirilmemesi sebebiyle tazminat talep edemeyeceği kararlaştırılmıştır.
    Davacıların dayanağı sözleşmenin düzenlendiği 01.03.2006 tarihinde dava konusu taşınmaz davalılar adına tapuda kayıtlı bulunmaktadır. Sözleşmenin haricen satışa ilişkin olduğu hususunda ihtilaf yoktur. Bilindiği üzere ve kural olarak; tapulu taşınmazların TMK.nun 706, Borçlar Kanununun 213, Tapu Kanununun 26. maddesi hükümleri uyarınca haricen satışı geçerli değildir. Böyle bir satış, haricen satın ve devralan kişiye herhangi bir hak bahşetmez. Ancak harici satış nedeniyle taraflar vermiş oldukları değerleri geri isteyebilirler. Bu bakımdan mahkemece tapu iptali ve tescile ilişkin isteğin esastan reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Ancak, davacılar vekili kademeli isteğinde sözleşme gereği ödenen toplam ödeme miktarı 7.442.660 TL.nin dava tarihinden işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, bu istekle ilgili taraflar arasında tutanak düzenlendiği ve ödemenin 31.12.2009 olarak vadeye bağlandığı, vadeden önce tahsilinin istenemeyeceği açıklanmış, mahkemece bu savunmaya değer verilerek yazılı şekilde usulden red kararı verilmiştir.
    Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına geçen değerin eksiksiz olarak iadesi denkleştirici adalet ilkesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi; haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını arttıran kişinin elde ettiği kazanımı geri vermek zorunda olduğu ve eski hale getirmede mal varlığında artış olan tarafın yükümlülüğünün bulunduğunu kapsar. Ülkemizde uzun yıllar yüksek oranlarda yaşanan enflasyon olgusu nedeniyle belli bir miktar paranın ödendiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen süreç içerisinde ve iade günündeki alım gücünün farklı ve çok daha az olduğu bir gerçektir.Davacının sözleşme gereğince ödediği bedelin ödeme tarihinden itibaren ekonomik etkenler nedeniyle azalan alım gücünün enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, döviz kurları, altın, memur maaşı ve işçi ücretlerindeki artışlar ve benzeri unsurların ortalamaları alınmak suretiyle dava tarihine kadar ulaşacağı alım gücünün saptanması gerekir. Bu saptama yapılırken dosyanın konusunda uzman hukukçu ve iktisatçı (muhasebeci) ve bir bankacıdan oluşacak bilirkişi kuruluna tevdi edilerek yukarıdaki açıklamalar ve ilkeler gözönünde tutularak nedenlerini açıklayıcı taraf, hakim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmalıdır.
    Dava açılmasının maddi hukuk ve usul hukuku bakımından sonuçları, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 185, 187 ve 202. maddelerinde düzenlenmiş olup, usul hukuku yönünden doğurduğu sonuçlardan biri, kanunda açıkça belirtilmemekle birlikte, her davanın açıldığı tarihteki duruma göre karara bağlanmasıdır. Bir başka anlatımla istem, dava tarihi itibarıyla var olan gerçekleşmiş hakları konu almalı, hüküm de, uyuşmazlığın başladığı tarihten davanın açıldığı güne kadar gerçekleşmiş olayları içermelidir. Aksi durum, özel ve geçerli bir neden bulunmadıkça, yukarıda anılan Kanunun 389. maddesinde öngörülen ilkelere aykırılık oluşturur. Ancak usul ekonomisi bu durumun özel ve geçerli nedenlerinden birisidir.
    Bu açıklamalar karşısında, her ne kadar davalı savunmasında vadenin ibraz ettikleri tutanağa göre 31.12.2009 tarihinde dolduğunu ve bu tarihten önce vade dolmadan dava açılamayacağını ileri sürmüş, kural olarak, her davanın açıldığı tarihteki koşullara ve kurallara göre değerlendirilmesi ilkesi geçerli ise de; yargılama devam ederken tutanakta yazılı vadenin de dolmuş olması ve aradan uzun zaman geçtiği anlaşıldığından mahkemece yukarıdaki açıklamalar karşısında taraf delilleri değerlendirilerek sonucuna göre işin esası ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar gözardı edilerek bedelle ilgili davanın usulden reddedilmesi yerinde olmamıştır. HUMK.nun 77 (HMK.nun 30.m), Anayasanın 141/son maddeleri gereğince usul ekonomisi de bunu gerektirir.
    Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 900 TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacı tarafa verilmesine ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 17.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi