Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, Dereağzı mevkiinde bulunan Samanlıdere balıkçı barınağında devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan alana davalılar tarafından kum boşaltma rampası, iskele, gemi tamir bakım ve çekerek yeri yapılmak suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi,yıkım ve eski hale iadesine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalılardan Namık, çekişme konusu taşınmazdaki iskelenin yıkılması nedeniyle kullanımı olmadığını belirterek, diğer davalılar da davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, müdahalenin sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, bir kısım davalılar vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2 ada 5 nolu parselin müstakil olarak Yalova Belediye, 2 ada 6 nolu parselinde Yalova Belediyesi ve köyleri soğuk hava deposu Meyve Suyu Konserve Yapma İşletme Birliği adlarına kayıtlı iken, Hazine tarafından kayıt maliklerine karşı ayrı ayrı asliye hukuk mahkemesinde açılan davalar sonucunda taşınmazlara ilişkin çap kayıtlarının bir kısmının tanımı 3621 Sayılı Yasanın 4.maddesinde yapılan kıyıda kaldığı tespit edilmek suretiyle bu bölümlere ilişkin sicil kaydının kütükten terkin edilmesine karar verilerek kararların kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Ne varki, değinilen mahkeme kararlarının infaz edilip edilmediği, taşınmazların sicil durumunun ve son hukuki yapısının ne olduğu üzerinde durulmamıştır. Bu göre, mahkemece yapılan arıştırma ve incelemenin hükme elverişli olduğu söylenemez.
Öyleyse, öncelikle kayıt terkin davalarının sonucunun tespit edilmesi, çap kayıtlarının kıyıda kalan bölümlerinin kütükten terkin edilip edilmediğinin saptanması, ondan sonra bu bölümlere ilişkin olarak davalıların bir müdahalelerinin bulunup bulunmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde keşfen belirlenmesi ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, Yalova 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/526 esas sayılı tespit dosyasındaki bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verilmiş olması da isabetsizdir. Ayrıca, keşif zabtına geçilen mahkeme gözleminde davalılardan Namık Kahya"nın keşif tarihinde herhangi bir müdahalesinin bulunmadığının belirtilmesine karşın buna ters düşecek şekilde bu davalı hakkındaki davanın kabul edilmiş olması da doğru değildir.
Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulamaz. O halde, kararı temyiz eden bir kısım davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.1.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.