8. Hukuk Dairesi 2011/6882 E. , 2012/3255 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ve ... ile ... aralarındaki tescil davasının reddine dair .... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 26.10.2009 gün ve 296/368 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, Karatay İlçesi, İstiklal Mahallesi, 5362 ada 62 nolu parselin 21.052,63 m2 olarak vekil edenleri adına tescil edildiğini, bu taşınmazın öncesinin 236 nolu parsel olduğunu, 236 nolu parselin miktarının 27.050 m2 olmasına karşın 5362 ada 62 nolu parselde gösterildiği üzere noksan yazıldığını, bu eksikliğin bir kısmının davalı tarafından bu yerde açılan yola katıldığını, bu nedenlerle 2760.51 m2’lik alanın öncelikle yoldan iptali ile müvekkilleri adına payları oranında parsele ilave edilerek tescilini, bu mümkün olmadığı taktirde şimdilik metrekare bedeli 10 TL’den toplam 10.600 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak vekil edenlerine payları oranında verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, öncelikle dava konusu 5362 ada 62 nolu parselin tapu kaydının 2981 sayılı Yasa uyarınca encümen kararı sonucunda oluşturulduğundan idari yargı yerinin görevli olduğunu, ayrıca davanın 2981 sayılı Yasanın 10.maddesinin 6. fıkrasının 2. bendi gereğince kadastro mahkemesinin görevli olduğunu, 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini açıklayarak davanın görev, husumet ve zamanaşımı ile esas yönünden reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, "dava konusu yapılan ve bilirkişi krokisinde A ve B harfleriyle gösterilen kısımların davalı ... Başkanlığının encümen kararına istinaden 2981 sayılı Kanunun 10/b maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu gereğince yol olarak bırakıldığından ve halende yol olarak kullanıldığından dayanak idari işlem idari yargıda iptal edilmediğinden davanın reddine karar verilmiştir." Hüküm süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; pafta:6, parsel 236’ya ilişkin tapu kaydı ve kadastro tutanağı dosya içerisinde ve ekindeki dosya kapsamında bulunmaktadır. Tapulamadan 05.02.1954 tarihinde ... adına ... 27.050 m2 olarak tarla niteliğiyle tespit ve tescil edilmiştir. 26.12.1988 tarihinde irsen intikal sonucunda verasette iştirak halinde ...ve sekiz arkadaşı adına tescil edilmiştir. 26.12.1988 tarihinde Hayber Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği 20/541 payı hibe edilmiştir. Diğer paylar aynı tarihte ..., ... ve ...’e satış suretiyle geçtiği görülmüştür. Davacıların paydaşı olduğu 5362 ada 62 nolu parsele ilişkin kadastro tutanağı ve çap kaydı dosyadadır. 21.052,63 m2 olarak arsa niteliğiyle tapu kayıtları esas alınarak 2981 sayılı Kanunun 10/b maddesi uyarınca 16.06.1998 tarihinde paylı mülkiyet üzere ..., ... ve ... adına tescil edildiği, itirazsız olarak 11.12.2000 taihinde kesinleştiği, halen davacılar ile dava dışı ... adına tescilli olduğu belirlenmiştir. Konya İli, Karatay Belediye Başkanlığının konuyla ilgili 17.06.1999 tarihli 1999/657 sayılı encümen kararı ile 03.06.1999 tarihli, 1999/549 karar nolu encümen kararı ve bununla ilgili kroki ve sair evrak dosya içerisindedir. Mahallinde keşif yapılmıştır. Fen bilirkişi ve inşaat bilirkişi keşifte görevlendirilmiş olup, bu kişiler 1/2000 ölçekli kroki ile üç sayfadan ibaret raporlarını mahkemeye sunmuşlardır. Bilirkişi raporunun sonuç bölümünde krokide A ile gösterilen kırmızı renkle boyalı kısmın 1407 m2, B ile belirlenen kırmızıyla taralı kısmın 1378 m2 ve toplam olarak 2785 m2 olduğu bu yerlerin davacılara ait tapulama, 236 nolu parselin kapsamında kaldığı bu yolların 1980’li yıllarda bu yerin köy birimi iken açıldığı, 1998 yılında yapılan 2981 sayılı Yasanın 10/b maddesi uygulaması sonucunda yeni tapu kaydının oluşturulduğu, yola isabet eden miktarın terkin edilerek tescil edilmediği, yollar üzerinde belediyeye ait yapı hizmetlerinin mevcut olduğu yazılıdır.
Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir. Uyuşmazlık, öncesi tapulama parseli olan 236 nolu parsel iken, 1998 yılındaki 2981 sayılı Yasanın 10/b maddesi uygulamasıyla oluşan 5362 ada 62 nolu parsel nedeniyle aradaki bir kısım noksanlığın fiili imar yollarında kalması nedeniyle eldeki davaya yerel mahkemenin nitelemesindeki gibi idari yargı yerinin mi, adli yargı yerinin mi görevli olduğunda toplanmaktadır. Öncelikle çözümlenmesi gereken konu görev ilişkindir. Bundan sonraki esasa ilişkin işlemlere dayanak bilgiler yukarıda kısaca vurgulanmıştır.
Hemen belirtmek gerekir ki, 2981/3290 sayılı Yasanın 10/b maddesine göre yapılan işlemler bir kadastro işlemidir. Dolayısıyla bu işlemlerle ilgili açılacak iptal ve tescil davalarında adli yargı yeri görevlidir. Aynı Kanunun 10/c maddesine dayalı işlemler ise idari işlemlerdir. 10/c maddesine göre oluşturulan tapuların iptal ve tescili için açılacak davalarda öncelikle idari işlemin iptal ettirilmesi gerekeceğinden idari yargı yeri görevlidir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve 1.Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatları da bu yöndedir. Somut olayda, istek mülkiyet uyuşmazlığına ilişkin olup, adli yargı görevli bulunmaktadır. Mülkiyet uyuşmazlığına yönelik tapu iptali ve tescil davalarını idari yargıda görülme olanağı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; davacılar vekilinin temyiz istekleri bu nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün göreve ilişkin olarak BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına 24.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.