17. Hukuk Dairesi 2016/1873 E. , 2016/1740 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ..."nun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı bir taşınmazı 17.02.2012 tarihinde davalı ..."ye,dört adet taşınmazında 17.02.2012 tarihinde davalı ..."a sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlu ... vekili, iptali istenen tasasrufların borçtan önce yapıldığını, dava konusu 14 ve 15 nolu bağımsız bölümlerin müvekkiline ait olmadığı gibi müvekkili tarafından satılmadığını diğer üç taşınmazın ise ipotekle birlikte satıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar savunma yapmamıştır.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre dava konusu 14 ve 15 nolu bağımsız bölümlerin davalı borçlu tarafından değil dava dışı ...Ltd.Şti tarafından davalı ..."e satıldığı dolayısıyla anılan tasarruflar yönünden borçlunun taraf olmaması nedeniyle anılan parseller yönünden aktif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, dava konusu 23,16 ve 17 nolu bağımsız bölümler yönünden tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer arasında misli fark bulunmadığı, davalı 3.kişilerin kötüniyetli olduğunun davacı tarafından ispatlanamaması nedeniyle anılan bağımsız bölümler yönünden de davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dava konusu 14 ve 15 nolu bağımsız bölümlerde davalı borçlunun tasarrufunun bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Somut olayda 42.000 TL"sı rayiç bedel belirlenen dava konusu 16 ve 17 nolu bağımsız bölümler tapuda üzerindeki 269.096 TL ipotekle birlikte 8.100"er TL"sına yani toplam 277.196 TL bedelle, 135 .000 TL rayiç bedel belirlenen dava konusu 23 nolu bağımsız bölüm ise tapuda 157.118,62 TL ipotekle birlikte 44 100 TL yani toplam 201.218.62 TL bedelle
satılmıştır. 16 ve 17 nolu bağımsız bölümler yönünden rayiç bedelin yaklaşık 7 katı fazla, 23 nolu bağımsız bölüm yönünden ise yaklaşık 66.000 TL fazla bedel ödenmesi hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi mevcut nüfus kayıtlarından davalı 3.kişi ..."nin borçlunun eşi Duygu"nun teyzesi, davalı ..."ün ise borçlunun eşi Duygu"nun teyzesinin eşi olduğu dolayısıyla davalı 3.kişilerin İİK"nun 280/1 madde kapsamında borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu 16,17 ve 23 nolu bağımsız bölümler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun olmayan gerekçeyle davanın reddi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.