17. Hukuk Dairesi 2014/5660 E. , 2016/2145 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :.........Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün davalı ve ihbar olunan vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 23.02.2016 Salı günü davacı vekili ...... ile davalı ... vekili Av......... geldiler. İhbar olunanlar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıya ait ve yine onun sevk ve idaresindeki araçla müvekkilinin kullanımındaki motorsikletin çarpışması sonucu müvekkilinin yaralanarak daimi maluliyete uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL tedavi gideri, 15.000 TL sürekli iş göremezlik zararı ile 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 09.03.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile sürekli iş göremezlik talebini 156.083,81 TL"ye yükselttiklerini bildirmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin tamamen kusursuz olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuş, ihbar olunanlar .......... ve ......... vekilleri ise, müvekkilleri hakkında usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığını ve aleyhlerine hüküm kurulamayacağını beyan etmişlerdir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 158.666,62 TL maddi tazminatın-20.000 TL"si kaza, 138.666,62 TL"si ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve .........."den-............ sigorta poliçesindeki 10.000 TL ile sınırlı sorumlu olmak üzere- müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 5.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı.......... "den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili, ihbar olunan .......... vekili ve ihbar olunan ........ vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava dilekçesi ile.......... aleyhine bir dava ikame edilmemiş, ........"ye talep üzerine dava ihbar edilmiş, davada taraf sıfatı bulunmayan ihbar olunan sıfatını haiz ... aleyhine usul hükümlerine uygun olarak hüküm tesis edilmemiştir. Davada taraf sıfatı bulunmayan ve aleyhine hüküm de tesis edilmeyen ihbar olunanın, hükmü temyiz etme yetkisi de bulunmamaktadır. Bu nedenle .......... vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-İhbar olunan ........ vekilinin temyizine gelince, dava dilekçesi ile......... aleyhine bir dava açılmamış olup, davalılar vekili tarafından ......."na davanın ihbar edilmesi istenmiştir. Hakkında usul yasası hükümlerine göre dava açılmayan kişi dahili dava veya ihbar talebi ile davalı sıfatını kazanamaz. Taraf sıfatı kamu düzenine ilişkin olup usulüne uygun olarak hakkında açılmış bir dava bulunmadığına göre ihbar olunan .......... hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
BK.’nun 53. maddesine ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, hukuk hâkimi, gerek ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı, gerekse delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de, sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile o eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen mahkumiyet kararına bu yönleriyle bağlıdır.
Somut olayda, davalının olayın ceza mahkemesince kabul edildiğinin aksi şekilde gerçekleştiği yönünde iddiası bulunmaktadır. O halde mahkemece, BK.’nun 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesince tespit edilen maddi olguların hukuk hâkimini bağlayacağı gözetilerek, ceza davasının kesinleşmesi beklenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ceza dosyası kesinleşmeden hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4-Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri borcun tamamından sorumludur. Bir davalı hakkındaki talepten vazgeçilmesi diğer davalının sorumluluğunu etkilemez. Ancak, BK.145. maddesi gereğince müteselsil borçlulardan biri tarafından yapılan ödeme tüm borçluların ödeme oranında borçtan kurtulması sonucunu doğurur.
Bunun yanında, Borçlar Yasasının 147/2. maddesi gereğince alacaklı, diğerlerinin zararına olarak müteselsil borçlulardan birinin vaziyetini iyileştirdiği takdirde bu fiilin sonuçlarına şahsen katlanır. Müteselsil sorumlulardan biri hakkındaki davadan feragat edilmesi diğer müteselsil sorumlu yönünden de teselsülden feragat niteliğini taşır ve böylece müteselsil sorumlu olan diğer davalı da sorumluluktan kurtulmuş olur.
Somut olaya gelince;
Eldeki dava 21.10.2009 tarihinde açılmış, davalının zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan dava dışı........ tarafından davacıya 05.04.2010 tarihinde 1.809,46 TL, 27.08.2010 tarihinde 69.096,11 TL ödeme yapılmıştır. Davalı tarafça, bu ödemeler karşılığında ibraname alındığı ileri sürülmüş, davacı vekili, ihbar olunan........ hakkındaki davadan feragat ettikleri yönünde beyanda bulunmuştur.
Mahkemece öncelikle iddia olunan ibraname örneğinin dosyaya getirtilmesi, akabinde yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, davacının varsa ibrası ve dosyadaki sigorta şirketi hakkındaki feragat beyanının, kendisine rücu hakkı bulunan davalı ..."e sirayet edip etmeyeceği, onu da sigorta poliçe limiti kadar borçtan kurtarıp kurtarmayacağı hususunun değerlendirilmesi gereirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
5-Maluliyete ilişkin alınacak raporların, 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği"ne uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Hükme esas alınan maluliyete ilişkin rapor ise; Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulu raporu olup, belirtilen düzenlemelere uygun hazırlanmamıştır. O halde mahkemece Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıklarından olay tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine uygun bir rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
6-Hükme esas alınan 08.11.2012 tarihli raporda, davacının asgari ücretin 1.90 katı tutarında geliri olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Davacı tarafça bu hususta yalnızca tanık deliline başvurulmuştur.
O halde mahkemece, dosyada yeşil kartlı olduğuna dair de iddia bulunan davacının kaza tarihinde ve halen yeşil kartlı olup olmadığının sorulması, kolluk marifetiyle, davacının kayıtlı olmasa da kendisi adına yürüttüğü alüminyum sıvama işine ilişkin bir işyerinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, akabinde davacının muhtemel gelirinin tüm deliller birarada değerlendirilerek tespit edilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması da doğru görülmemiş, bozma sebebi yapılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ihbar olunan........"nin temyiz dilekçesinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ihbar olunan ......... vekilinin, (3), (4), (5) ve (6) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 23/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.