Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/5631
Karar No: 2016/2147

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/5631 Esas 2016/2147 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/5631 E.  ,  2016/2147 K.
"İçtihat Metni"


Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davalılar ve ihbar olunan vekillerince temyiz edilmiş, davalılar vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 23.02.2016 Salı günü davacılar ve davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların maliki ve sürücüsü oldukları araçta gerçekleşen tek taraflı kazada, araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin murisi ...."in vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar için ayrı ayrı 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile davacı anne ... için 20.000 TL, davacı baba ... için 15.000 TL, davacı kardeş ... için 15.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle bilikte davalılardna müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 05.12.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini davacı ... için 23.354,13 TL, davacı ... için 33.027,57 TL"ye yükselttiklerini bildirmiştir.
Davalı ... vekili, araç malikinin ... olup davanın kendisine ihbarının gerektiğini, davacıların zararlarının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 22.998,46 TL, davacı ... için 32.528,25 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile davacı ... için 10.000 TL, davacı ... için 8.000 TL, davacı .... için 5.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ve ihbar olunan ..."dan müştereen ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili ve ihbar olunan ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalılar vekilinin aşağıdaki (2), (3) ve (4) numaralı bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı ... kaza tarihinde 18 yaşından küçük olup, davalı ... ev başkanı sıfatıyla sürücü oğlu ..."in verdiği zarardan sorumludur. Ancak davalı ... aleyhine, ev başkanı sıfatının yanısıra araç maliki olduğu iddiasıyla da dava açılmış, davalının yargılama sırasında vefat etmesi üzerine dava dilekçesi mirasçıları ..., ... ve ..."a tebliğ edilmiş, yapılan yargılama neticesinde araç malikinin ... olduğuna kanaat getirilerek, ölen ..."in işleten sıfatının bulunmadığı kabul edilmesine rağmen, işletenin mirasçıları sıfatıyla kendilerine dava dilekçesi tebliğ edilen mirasçılar aleyhine de hüküm kurulmuştur. Muris ..."in işleten sıfatının bulunmaması nedeniyle mirasçılar hakkında açılan davada red kararı verilmesi gerekirken, haklarında kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davalılar vekili yargılama aşamasındaki beyanlarında, desteğin hatır için taşındığını savunmuştur. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda BK.’nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hâkim, tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. O halde mahkemece, bu savunma üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması, BK.’nun 43. maddesi hükmünce tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağı karar yerinde tartışılarak, sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi isabetli değildir.
4-Hükme esas alınan 31.10.2013 tarihli bilirkişi raporunda desteğin askerlik dönemi yapılan hesaplamadan çıkarılmamıştır. Oysa desteğin çalışma yaşamının bir bölümünde mutlaka askere gideceği ve bu dönemde kazanç getirici bir işte çalışamayacağı muhakkaktır. O halde, anılan eksikliğin giderilmesi için bilirkişiden ek rapor aldırılması gerekirken, yazılı olduğu üzere hatalı tespitler içeren bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuş olması da doğru görülmemiş bozma sebebi yapılmıştır.
5-İhbar olunan ..."un temyizine gelince, dava dilekçesi ile ... aleyhine bir dava açılmamış olup, davalılar vekili tarafından ..."a davanın ihbar edilmesi istenmiştir. Hakkında usul yasası hükümlerine göre dava açılmayan kişi dahili dava veya ihbar talebi ile davalı sıfatını kazanamaz. Taraf sıfatı kamu düzenine ilişkin olup usulüne uygun olarak hakkında açılmış bir dava bulunmadığına göre ... hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ihbar olunan ..."un temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 23.2.2016 gününde Üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.


-KARŞI OY-

Davacılar vekili, 23.4.2009 tarihinde davalıların sürücüsü ve maliki olduğu araçta yolcu olan ...."in meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini, ..."nın kaza tarihinde 16 yaşında lise öğrencisi olup üniversite eğitimini tamamlayıp kendilerine destek olacağını, ayrıca bağ bahçe içinde ailesine yardımcı olduğunu ileri sürerek destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talep etmişlerdir.
Mahkeme kararına dayanak teşkil eden bilirkişi raporunda vefat tarihinde 16 yaşında olan desteğin 18 yaşında çalışmaya başlayacağı, anne babasına bu tarihten itibaren destek olacağı, nihai olarak anne ve babasına ayrı ayrı %10 oranında gelirinden pay ayıracağı, gerekçesiyle destek tazminatı hesabı yapılmıştır. Anne babanın çocuklarından destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecekleri süre, çocuğun kendi olanakları ile geçimini sağlayabilme imkanına kavuşması ile sınırlıdır. Rüşt yaşı, bu sürenin sonucu belirlemede kesin kriter olarak alınamaz. Her olayın somut özellikleri, çocuğun vefat tarihinde eğitimini sürdürüp sürdürmediği, olağan hayat tarzı, çocuk ve destek tazminatı talep edenlerin sosyo-kültürel çevresine göre hakim tarafından bu sürenin tayin ve takdir edilmesi ve ülkemizde neredeyse her il ve ilçede üniversitelerin bulunması nedeniyle çocukların üniversite eğitimi almasının eski yıllara oranla daha fazla olması dava dilekçesinde de desteğin üniversite eğitimini alacağının kabul edilmesi dikkate alındığında vefat eden çocuğun ailesine 18 yaşından itibaren destek olacağının kabul edilemeyeceği açıktır.
Somut olayda destek ..."in ölüm tarihinde 16 yaşında olduğu, lisede eğitimini sürdürdüğü, vefat tarihi itibariyle sürekli kazanç getirici faaliyetinin bulunmadığı anlaşılmakta olup destekte bulunacağı yaşın en azından üniversite eğitimini tamamlayacağı 22 yaş olarak kabulü gerekir.
Günümüz şartlarında asgari ücretle çalışan evli ve 2 çocuklu bir kişinin gelirinin toplam %20"sini anne babasına ayıracağını kabul etmek hayatın olağan akışına aykırı olup yerleşmiş içtihatlardaki kabul gereği gelirinin en fazla %7,5"ini annesine, %7,5"ini babasına ayırabileceğinin gözetilmesi gerekir.
Bu nedenle mahkemece bilirkişiden ek rapor veya başka bir bilirkişiden yeni bir rapor alınarak destekten yoksun kalma tazminatının belirlenmesi gerekirken bu hususlar nazara alınmadan vefat eden desteğin davacı anne ve babasına 18 yaşından itibaren çalışmaya başlayarak destek olacağı, evli ve iki çocuklu olduğu dönemde anne ve babasına gelirinin ayrı ayrı %10 oranını ayıracağının kabulüne ilişkin bilirkişi raporu doğru olmayıp davalıların bu konudaki temyizinin de kabulünün gerektiği gerekçesiyle sayın çoğunluğun ret gerekçesine katılmıyorum.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi