17. Hukuk Dairesi 2014/3666 E. , 2016/2195 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :......Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkil şirket tarafından sigortalı iş yerinin, üst katında bulunan davalılara ait 1 nolu dairenin pis su giderlerinde meydana gelen arıza ve kaçak neticesi sızan suların iş yeri tavan kısmından iş yeri dahiline sirayet etmesi ile istifli halde bulunan kitapların ıslanarak hasara maruz kaldığını, yapılan ekspertiz çalışması sonucunda tespit edilen 12.225,00-TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, belirterek müvekkil şirketin ödediği hasar bedelinin davalılardan payları oranında tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili; zarara neden olduğu iddia edilen iş yerinin ve hasara neden olan daireninde müvekkillerine ait olduğunu ve her ikisininde Gema Gelişim şirketine kiralandığını, müvekkilinin 27/02/2008 tarihinde binanın tesisatını tamir ettirdiğini, dava konusu hasar nedeniyle müvekkillerine bildirim yapılmadığını, olayda sigortalının kusurlu olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, binanın yapımındaki bir bozukluk veya bina malikinin bakım eksiği şeklinde bina malikinin sorumluluğunu gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 6102 sayılı TTK.nin 1472 (6762 sayılı TTK.nin 1301) maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet verdiği iddia edilen davalıdan rücuen tahsili istemine istemine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK.nin 1472. (6762 sayılı TTK.nin 1301.) maddesi uyarınca davacı ... şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ödenen tazminatın davalıdan rücuen tahsiline ilişkindir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 22.3.1944 tarih 37 Esas 9 Karar R.G.3.7.1944 sayılı kararında "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." Bu durumda görev konusunun da bu çerçevede değerlendirilmesi gerekir.
Mahkemece görev hususu re"sen gözetileceğinden, sigortalı ve davalı arasında kira ilişkisi bulunmasına ve uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklanıyor olmasına göre, 6100 Sayılı HMK."nın 4/I-a maddesinde kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara, konuları ve değerlerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda halefiyete göre açılan davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yargılamanın sonuçlandırılması doğru olmayıp, bozma sebebi yapılmıştır
2)Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün re’sen BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 24/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.