Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 5283 sayılı yasa ile bir kısım taşınmazların davalı hazineye devredildiği oysa bunların bir kısmında kurumlarına ait lojmanın bulunduğu ileri sürerek tapu kaydının iptalini ve adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, lojmanların hastaneden ayrılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava 5283 sayılı yasa gereği hazineye devredilen taşınmazların iadesi isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden_çekişme konusu 391 ada 92,97 parsel ile 346 ada ıo-ıı parsel sayılı taşınmazların 5283 sayılı yasa gereği 06.06.2005 tarihinde davalı hazineye devredildiği, davacı tarafından devredilen taşınmazlar içinde lojman binasının bulunduğu, bunun istisna tutulması gerekirken sehven devredildiği,mahkemece de bu kısmın ifrazının mümkün olmaması ve bir kısım parsellerin de imar planına göre yolda kaldığı gerekçe gösterilmek suretiyle reddine karar verildiği görülmektedir.
Hemen belirtilmelidir ki; yanlar arasındaki uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasında, 19.1.2005 gün ve 25705 sayılı mükerrer resmi gazetede yayınlanan "Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Ait Sağlık birimlerinin Sağlık Bakanlığına devredilmesine" ilişkin 5283 Sayılı Yasanın amaç ve kapsamını belirlemede zorunluluk bulunduğu kuşkusuzdur.
Anılan yasanın "tanımlar" başlıklı 3/d maddesi, "kurum tabiplikleri hariç olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarına ait hastane, dispanser, sağlık merkezi veya istasyonu ile her ne ad altında olursa olsun insan sağlığı ile ilgili hizmet sunan tüm birimleri sağlık birimi olarak tanımlamış; yasanın 4.maddesi, "kamu kurum ve kuruluşlarına ait tüm sağlık birimleri; bunlara ait her türlü görev, hak ve yükümlülükler, taşınırlar ve taşınmazlarla birlikte Soysal Sigortalar Kurumuna ait olanları bedeli karşılığı, diğerleri bedelsiz olarak aşağıdaki usul ve esaslar çerçevesinde bakanlığa devredilir;" hükmünü düzenlemiş; 4/b-l.maddesi, "devirlerin kurulacak komisyonlar aracılığı ile yapılacağını ve komisyonların nasıl kurulduğunu belirlemiş; 4/e maddesinde ise "devredilen sağlık birimleri, kamu kurum ve kuruluşlarına ait arazi, arsa ve binaların bir bölümünde hizmet vermesi halinde, bunların komisyonlarca tespit edilecek kısımları gerektiğinde ifraz edilerek veya kat mülkiyeti ya da kat irtifakı kurularak Bakanlığa devredilir. Bu kısımların tespitinde; Sosyal Sigortalar Kurumunun ihtiyacı, hizmetin etkin ve verimli sunulması ve geleceğe yönelik kapasite ihtiyacı göz önünde bulundurulur. Binaların bir kısmında hizmet sunulan sağlık birimlerinin devrinde komisyonlarca, devrin taşınır, taşıtlar ve personelle sınırlı tutulmasına da karar verilebilir." 4/1 maddesinde de "bu kanunla Bakanlığa devredilen sağlık birimlerine ait taşınmazların mülkiyeti tapuda resen Hazine adına tescil edildikten sonra bu taşınmazlar Sağlık Bakanlığına tahsis edilmiş sayılır biçiminde düzenlemeye yer verilmiştirSomut olayda, çekişme konusu 391 ada 97 parsel içerisinde hastanenin yanı sıra lojman olarak kullanılan bina bulunduğu keşfen saptanmıştır. O halde, lojmanın bulunduğu bölümün davalı idareye devrinin yasalolduğu söylenemez. Diğer taraftan, yasanın 4/e maddesine göre devri gereken bölümlerin ifrazının mümkün olması halinde ifraz edilerek sadece bu bölümün mülkiyetinin devredileceği, yok eğer ifrazı kabil değilse, üzerinde kat mülkiyeti ya da, kat irtifakı kurularak devrinin gerekeceği kuralı dikkate alındığında, kat mülkiyetinin kurulmasının söz konusu olmadığı durumlarda paylı mülkiyet üzere ilgili kısmın davacı adına tescili mümkün olacaktır.
Öte yandan, 3194 Sayılı Yasanın 16.maddesi hükmü, belediye ve mücavir alan hudutları içindeki gayrimenkullerin re" sen veya müracaat üzerine tevhit veya ifrazı, bunlar üzerinde irtifak hakkı tesisi veya bu hakların terkinini belediye encümeninin, şayet taşınmaz belediye veya mücavir alan sınırları dışında ise bu takdirde de; İl İdare Kurullarının onayına bağlı tutmuştur. Başka bir anlatımla, sayılan hallerde yasal bir işlemin varlığının kabul edilebilmesi açısından mutlaka Encümen Kararına dayalı olması gerekeceği tartışmasızdır.
Oysa, mahkemece belediye başkanlığından çekişmeli taşınmazdaki lojmanın bulunduğu kısmın encümen kararına dayalı olarak ifrazının mümkün olup olmadığı sorulmamış,sadece bilirkişi raporundaki tespit ile yetinilmiştir.Öyleyse, mahkemece bu kuralın gözardı edilmiş olması da doğru değildir.
Hal böyle olunca; mahkemece taşınmazın yasa gereğince devrinin mümkün olmadığı belirIenen bölümlerininın öncelikle encümen kararına bağlı olarak ifrazının mümkün olup olmadığının saptanması, mümkün olmadığının tespit edilmesi halinde ana taşınmazın yüzölçümüne oranlanarak bulunacak oran dahilinde davacı idarenin taşınmazda paydaş kılınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacı idarenin, temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesininj. Bendi g eğince azineden harç alınmasına yer olmadığına, 16.4.2008 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY YAZISI-
Mahkemece uzman bilirkişi raporuna dayanarak ifrazın mümkün olmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, dava konusu taşınmazın bir kısım bölümlerinin fiilen sağlık hizmeti veren hastahane niteliğinde (sağlık birimi) bir kısmınında devri gerekmeyen Lojman niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.Devri gerekmeyen yerlerin ifrazının mümkün olması halinde davanın kabul edilmesi gerektiğinde kuşku yoktur.Ancak bunun için 3194 sayılı yasanın 15 ve 16.maddesi hükmü uyarınca belediye encümen kararına dayalı olarak ifrazın mümkün olup olmadığının saptanması, ifrazın mümkün olması halinde, davacıya kat mülkiyeti kurulmasını sağlamak ve dava açmak için mehil verilmesi ve 5283 sayılı yasanın 4.maddesi gözetilerek bir karar verilmesi gerekmektedir.
Zira, Yasa özel bir düzenleme getirmiş anılan yasanın (5283 Sayılı).4.maddesinin (e) fıkrasında devredilen sağlık birimlerinin, kamu kurum ve kuruluşlarına ait arazi, arsa ve binaların bir kısmında hizmet vermesi halinde,bunların komisyonca tespit edilecek kısımları gerektiğinde ifraz edilerek veya kat mülkiyeti yada kat irtifakı kurularak bakanlığa devredileceğini, (f) fıkrasında da devredilen bu taşınmazların mülkiyetinin tapuda res"en Hazine adına tescil edileceği öngörülmüştür.
Görüldüğü gibi, yasa ifraz ve tam bağımsız mülkiyeti esas almış, paydaşlığa yer vermemiştir.Sağlık kurumlarının aynı şemsiye (çatı) altında toplanması ve tekelden idaresini amaçlayan yasının, sağlık birimlerinin ilgisi olmayan başka bir kurumla paydaş hale getirilmesini istemediğini açıkça ortaya koymaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece bağımsız bölüm halinde ifraz edilerek (ifrazı mümkün bulunduğu takdirde) kat mülkiyeti kurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Açıklanan gerekçe ile hükmün bozulması görüşünde olduğundan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum .