8. Hukuk Dairesi 2011/6563 E. , 2012/3831 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması
... ile ... ve ... aralarındaki zilyetliğin korunması davasının kabulüne dair Seferihisar Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 05.05.2011 gün ve 396/184 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; mülkiyeti Maliye Hazinesine ait ve müvekkili davacının uhdesinde olan Seferihisar İlçesi, Payamlı Köyü, 786 nolu parsel ve 206 ada 1, 2 ve 3 nolu parsellerde kayıtlı taşınmazlara davalı tarafından müdahale edildiğini belirterek müdahalenin önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, 19.10.2004 tarihli cevap dilekçesinde davayı kabul etmediklerini, bahse konu taşınmazın zilyetliğinin dava dışı ... tarafından müvekkiline Seferihisar Noterliğinin 15.10.2002 tarih, 4812 yevmiye nolu sözleşme ile devredildiğini, müvekkili tarafından zeytin ağacı dikilerek kullanılageldiğini, davacının dava dışı ... aleyhine açmış olduğu Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/293 Esas, 1998/196 Karar sayılı davasının reddedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, “Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.11.1993 tarih ve 1990/155 Esas, 1993/205 Karar sayılı Yargıtay 14.Hukuk Dairesi Başkanlığının 25.11.1994 tarihli onama kararı ile kesinleşen karar kapsamı ve sonucuna göre davalılara bahse konu taşınmazları satan dava dışı ..."un taşınmazlar üzerinde zilyetliğinin bulunmadığı, üzerindeki muhtesatlar ile birlikte Maliye Hazinesi adına tescilinden önce 13.08.1985 tarihinde davacı ..."e satarak zilyetliğini devrettiği, davacının o tarihten bu yana dava konusu taşınmazlar üzerinde zilyetliğini sona erdirdiğine ilişkin herhangi bir iradesinin, bir başka deyişle terk iradesinin tespit edilemediği, davalıların 3. kişi durumundaki ... ile yapmış oldukları sözleşme ve Tedaş / Gediz A.Ş ile yapmış oldukları anlaşma, Emlak Müdürlüğüne ödemiş oldukları ecrimisil, bahse konu taşınmazlar üzerinde yangına ve sonucunda zarara sebebiyet veren kişiye karşı açmış oldukları dava ve diğer hususların davacıyı ve özellikle davacının zilyetlik iradesini etkileyici ortadan kaldırıcı nitelikte olmadığı, zilyetlik iradesinin var olduğunun kabulü için mutlak surette ilgilinin taşınmazın başına gidip gelme zorunluluğu ve taşınmazın bulunduğu mahalde ikamet etme zorunluluğunun bulunmadığı, taşınmazlar üzerindeki muhtesata ilişkin şerhin mahkemesince zilyetliğin olmadığından bahisle değil, ilgili yasada şart olarak belirtilen taşınmazın bulunduğu mahalde ikamet etme zorunluluğuna ilişkin şekli koşulun davacı ... tarafından yerine getirilmediğinden bahisle ret edildiği, bu kararın zilyetliğin bulunmadığı şeklinde yorumlanamayacağı, bu anlamda taraf vekillerinin bildirmiş olduğu tanıkların da dinlenmesinin sonuca etkili olmayacağı, ortada kesin hüküm bulunduğu, davalıların mevcut hali ile davacının dava konusu taşınmazlar üzerindeki zilyetliğine müdahale ettikleri, müdahalenin haksız ve hukuka aykırı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; dava konusu 206 ada 1 parsel, 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılarak, 755,14 m2 yüzölçümü ve tarla vasfıyla 25.07.2002 tarihinde hükmen Hazine adına tescil edilmiş; tapu kaydının beyanlar hanesinde ...oğlu ... zilyetliğinde bulunduğu yazılmıştır. 786 parsel 7860 m2 yüzölçümü ve tarla vasfıyla 30.05.1988 tarihinde hükmen Hazine adına tescil edilmiş; tapu kaydının beyanlar hanesinde ağaçlar ve ev Halil Turgut"a aittir ibaresi yazılmıştır. 206 ada 2 parsel 4443,78 m2 yüzölçümü ve zeytinlik vasfıyla 15.07.2002 tarihinde hükmen Hazine adına tescil edilmiş; tapu kaydının beyanlar hanesinde ...oğlu ... zilyetliğinde bulunduğu bildirilmiştir. 206 ada 3 parsel 3493,37 m2 yüzölçümü ve bağ vasfıyla 25.07.2002 tarihinde hükmen Hazine adına tescil edilmiş; tapu kaydının beyanlar hanesinde ...oğlu ... zilyetliğinde bulunduğu bildirilmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 09.10.1946 tarih, 1946/6 Esas, 1946/12 sayılı kararında aynen "…MK.896. (TMK.983) madde uyarınca bir taşınmazda zilyetliği tecavüze uğrayan kimsenin bu hakkının korunması için açacağı davada; şeye malik olduğunu veya zilyetlik hakkını beyana lüzum olmadan sadece zilyetlik sıfatını değiştirerek tecavüzü ispat etmesi yeter. Bu halde hakim, yalnız davacının gerçek ise, zilyetlik halini tespit ederek tecavüzün önlenmesine karar verir. Bu karar zilyetlik konusunda kesin hüküm meydana getirmez. Zilyede mülkiyet hakkı vermez ve diğer tarafa mülkiyet iddiasıyla yetkili mercilerde başkaca dava açmak hakkına dokunmaz..." denilmektedir.
Davacı, davalılar aleyhine aynı taşınmaza yönelik zilyetliğine elatıldığı iddiasıyla idari men kararı verilmesi talebiyle 22.06.2004 tarihinde Seferihisar Kaymakamlığına başvurmuş, bu istek müştekinin ilk zilyet Halil Turgut ile Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/308 Esas sayılı dosyasında muarazanın önlenmesi davası açılıp halen devam etmesi davalının 26.11.2002 tarihli cevap dilekçesinde de bu yerin zilyetliğinin Ali ve İbrahim"e devredildiğinin belirtilmiş olduğu müştekinin o tarihe kadar zilyetlik devrini öğrenmiş olması gerektiğinden talebi reddedilmiştir”. Ayrıca davalılar GEDAŞ 10.11.2010 tarihli yazısına göre: 18.10.2002 tarihinde davacıya ait elektrik aboneliğini kendi adlarına kaydettirmiştir. Milli Emlak"ın 02.02.2011 tarihli yazılarında davacı ve davalıların 786 parselle ilgili satış talepleri reddedilmiştir. O halde zilyetliğin korunması davası TMK.nun 984. maddesi uyarınca süresinde açılmamıştır. Davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ve gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve 1.485,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 07.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.