Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1814
Karar No: 2012/3860
Karar Tarihi: 07.05.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/1814 Esas 2012/3860 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/1814 E.  ,  2012/3860 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... ile Hazine ve ... aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Aşkale Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 08.09.2008 gün ve 57/172 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili ile davalı köy tüzel kişiliği temsilcisi taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenine dayanarak kadastro çalışmalarında tespit harici bırakılan dava dilekçesinde mevki ve sınırları yazılı dava konusu taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı ... temsilcisine dava dilekçesi yöntemine uygun biçimde tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamış, cevap da vermemiştir. Mahkemece, zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, teknik bilirkişinin 18.07.2007 havale tarihli rapor ve ekli krokisinde gösterilen 61,307 m2 taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili ile köy tüzel kişiliği temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Bu tür davaların başarıya ulaşabilmesi için taşınmazlar üzerinde sürdürülen imar-ihya işlemlerinin tamamlanmasından sonra en az 20 yıl süre ile koşullarına uygun olarak zilyet olunması gerekmektedir. Mahkemece, davacı lehine kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme taşınmazın öncesi ve mevcut niteliğini belirlemekten uzak olduğu gibi hüküm vermeye de yeterli bulunmamaktadır. Öncelikle teknik bilirkişilerin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle dava konusu yerin yapılan kadastro çalışmaları sırasında hangi tarihte ve ne niteğiyle tespit dışı bırakıldığının Kadastro Müdürlüğünden, çifte tapunun önlenmesi açısından aynı biçimde teknik bilirkişilerin rapor ve krokisi eklenerek dava konusu yerin tapuda kayıtlı yerlerden olup olmadığının Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması gerekir. Bir arazinin kullanım süresi, niteliği ile üzerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihin en iyi belirlenme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için davanın açıldığı 26.04.2005 tarihinden geriye doğru en az 20-25 yıl öncesine ait (1975-1985 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelenirse arazinin üç boyutlu olarak görüleceği, taşınmaz sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabileceği mümkündür. Mahkemece uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli ve yukarıda tarihi yazılı hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
    Mahkemece yapılacak iş, ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazın niteliğiyle ilgili görüş, kadastro fen elemanı bilirkişiden de taşınmazın yeri ve yüzölçümünü gösterir kroki ve rapor alındıktan sonra; Jeodezi (fotoğrametri) uzmanı marifetiyle taşınmaza ilişkin olarak kadastro tespitinin yapıldığı tarihten sonraki ve dava tarihinden geriye doğru 20-25 yıl öncesine ait (1980-1985 yılları arası) ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda incelemesi yaptırılarak taşınmazın niteliğinin ve kullanımına ne zaman başlandığının belirlenmesine çalışılması gerekir. Tanık ve bilirkişi sözleri ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlenmeye çalışılmalıdır.
    Bundan ayrı; dava konusu taşınmazın belirlenecek tespit dışı bırakılma nedenine ve davada imar-ihya olgusuna dayanıldığına göre, imar ve ihya işlemlerinin de eksiksiz olarak belirlenmesi gerekir. Dosya kapsamına göre imar-ihyanın başlangıç tarihi, sürdürülüş şekli ve tamamlanma tarihleri yeterince araştırılmamıştır. Yine dosya içerisindeki belgelere, paftaya ve kadastro tutanaklarına göre, dava konusu taşınmazın bölümünün batısında yer alan dava dışı 681 parsele revizyon gören 187 tahrir numaralı vergi kaydı nizalı taşınmazın bulunduğu doğu yönünü mera olarak göstermektedir. Buna göre, eldeki dosyada uyuşmazlık konusu taşınmaz yönünden mera araştırılması da yapılması gerekir. Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde tahsisli mera olup olmadığının Özel İdare ve Tarım Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorulması; diğer yandan meradan yararı bulunmayan komşu köy halkı (Güllüdere Köyü dışında) arasından seçilecek yerel bilirkişi ve tanıkların niza konusu taşınmazın bulunduğu yerde yeniden yapılacak keşfe 6100 sayılı HMK.nun 243 ve 244. (1086 sayılı HUMK.m.258) maddeleri uyarınca davetiye ile çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmazların aynına ilişkin olması nedeniyle HMK.nun 259 ve 290/2. maddeleri gereğince yerel bilirkişi ve tanıkların mümkün olduğunca taşınmaz başında dinlenmeleri, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde yüzleştirme yapılarak çelişkinin giderilmeye çalışılması (HMK.nun 261. maddesi) ve varsa ilgili mera tahsis tutanak, kroki ve eklerinin yapılacak keşifte zemine uygulanması, bu şekilde taşınmazların öncesi itibariyle niteliği, tahsisli veya kadim mera olup olmadığının veya meradan açılıp açılmadığının sorulup belirlenmesi suretiyle mera araştırması yapılması, ondan sonra imar-ihya koşulları ve davacının eklemeli zilyetliğinin başlangıç tarihinin tespitine çalışılması gerekir. Yapılacak keşifte önceki bilirkişiler dışında 3 kişilik uzman ziraatçı bilirkişi seçilerek taşınmazların öncesi ve mevcut niteliğinin belirlenmesine çalışılması, dava konusu taşınmazlar üzerinde ne zamandan bu yana ekonomik amaca uygun zilyetliğin bulunduğu ve tasarruf edildiğinin, taşınmazların sulu mu yoksa kuru tarım arazisi mi olduğunun tespit edilmesi, bilirkişi raporlarının maddi bulgulara ve bilimsel gerçeklere uygun ve denetime elverişli olarak düzenlenmesi gerekir.
    Mahkemece belirtilen hususlar araştırılarak, tüm dosya kapsamı ve oluşacak duruma göre uyuşmazlığın esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Kabul şekline göre de, TMK.nun 713/1. maddesi uyarınca açılan tescil davalarında da, yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, dava, davacı lehine olumlu sonuçlanmış olsa bile davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına karar verilir. Yüksek Daire ve Yargıtay uygulaması da bu yöndedir. Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan alınmasına karar verilmesi az önce açıklanan ilkelere ve Yargıtay uygulamasına aykırı düşmektedir. TMK.nun 713/3. fıkrası uyarınca Hazine ve ilgili kamu tüzel kişileri bu tür davalarda kanuni hasım durumunda olup, her türlü yargılama giderleri ile sorumlu tutulamazlar.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekili ile köy tüzel kişiliği temsilcisinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde 48,00 TL peşin harcın temyiz eden davalı ... Kişiliğine iadesine 07.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi