
Esas No: 2019/2965
Karar No: 2020/1153
Karar Tarihi: 12.02.2020
Çocuğun nitelikli cinsel istismarı - kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2019/2965 Esas 2020/1153 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Sanığın atılı suçlardan mahkumiyetine dair İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 28.06.2018 gün ve 2016/170 Esas, 2018/240 Karar sayılı hükümlere yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü;
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Hükmedilen cezanın miktar ve türü gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK"nın
286/2-a. maddesi uyarınca,ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, sanık müdafisi ile katılan Bakanlık vekilinin anılan hükme ilişkin temyiz istemlerinin aynı Kanunun 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
Sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, ilk derece mahkemesinin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdiriyle anılan hükme ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı nazara alındığında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanığın suç tarihinden önce cinsel istismarda bulunduğu mağduru başka bir gün evine götürüp tehditle cinsel organını yalattıktan sonra herhangi bir kayganlaştırıcı madde kullanmaksızın anal yoldan organını soktuğundan bahisle şikayetçi olunmuş ise de mağdurun aşamalardaki soyut ve çelişkili anlatımları, savunma, tanık beyanları, olayın intikalinden bir gün sonra aldırılan doktor raporunda herhangi bir livata bulgusuna rastlanılmadığının belirtilmesi ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın suç tarihinden önce tanıdığı on üç yaşındaki mağdura işyerinin tuvaletinde vücuduna dokunup sürtünmek suretiyle cinsel istismarda bulunmasının ardından 03.01.2016 günü sinemaya gitmek için dışarıda buluştuğu mağdura plazma televizyondan film izleyebileceklerini söyleyerek evine götürüp eşcinsel içerikli porno cd takıp izledikleri sırada cinsel organını vücuda sokmayacak şekilde yalatarak sürtündüğünün anlaşılması karşısında; sanığın organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel istismarda bulunduğu ve anılan eylemlerin tehditle gerçekleştirildiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayıp, mevcut haliyle fiillerin zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu gözetilerek ilk derece mahkemesince sanığın 5237 sayılı TCK’nın 103/1-c.1, 43/1, 62. maddeleri uyarınca cezalandırılması gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması karşısında, anılan karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafisi ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 26.12.2018 gün ve 2018/3502 Esas, 2018/2260 Karar sayılı vaki istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik hükmünün 5271 sayılı CMK"nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmesine, 12.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.