
Esas No: 2020/860
Karar No: 2021/160
Karar Tarihi: 17.02.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/860 Esas 2021/160 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/860
KARAR NO: 2021/160
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/11 Esas
KARAR NO: 2018/1331
KARAR TARİHİ: 10/12/2018
DAVA: Tazminat (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklı Ölüm Sebebiyle)
KARAR TARİHİ: 17/02/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; davacıların murisi ... ile davalı ... şirketi arasında 18.05.2015-18-05.2017 tarihlerini kapsayan ... nolu poliçe ile Kredi Koruma Plus Standart Grup Sigorta Sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme ile davalı ... şirketinin müvekkillerin murisini poliçede belirtilen rizikolara karşı sigortaladığını, müvekkillerinin murisinin sözleşmede belirlenen sigorta prim miktarının davalı ... şirketine tamamen ödediğini, taraflar arasında akdedilen sigorta sözleşmesi geçerli iken müvekkillerin murisi olan sigortalı ...'ın geçirmiş olduğu beyin kanaması sonucunda 02.10.2016 tarihinde vefat ettiğini, bu nedenle davalı ... şirketine sigorta sözleşmesinde yer alan tehlikeli hastalıklar maddesine istinaden 90.000,00 TL sigorta bedelinin ödenmesi talep edildiği, şöz konusu başvuru talebinin sigorta şirketi tarafından cevaplanmadığını ve herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek şimdilik 1.000,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizinin uygulanması ile birlikte davalıdan tahsiline yargılama giderleri ve nispi vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekilinin ibraz ettiği 22/05/2018tarihli ıslah dilekçesi ile 1.000,00 TL tazminat talepli açılan davanın ıslah suretiyle 10.765,33 -TL arttırarak 11.765,33 TL olarak ıslah ettiklerini, işbu tazminatın temerrüt tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; uyuşmazlık konusu olan kredi koruma plus standart grup sigorta poliçesi kapsamında ... A.Ş'nin dain-i mürtehin olarak belirlendiğinden olası bir talep hakkı bulunması halinde bu hakkın öncelikli alacaklı olan finans kurumuna ait olduğunu, sigortalı adına tanzim olunan katılım sertifikası'nda ... A.Ş. 'nin ''Dain-i Mürtehin'' sıfatını haiz olduğunu, bu durumda davacı yanın ancak dain-i mürtehin olan ve lehine sigorta yaptırılan tarafın açık muvafakatinin olması halinde tazminat isteyebileceğini, davacı yanın müvekkili şirketin talep ettiği belgeleri temin etmemesi sebebiyle poliçe kapsamında ödeme yapılmadığını, sigortalı mirasçılarına ait talebin tehlikeli hastalıklar teminatı kapsamında olup olmadığının değerlendirilebilmesi amacıyla kurum bilgisini gösterir SGK yazısı kontrolü yapıldığını, bu kapsamda davacı yanın müvekkili şirket nezdinde kayıtlı hattan arandığını ve mirasçılardan eksik belgelerin talep edildiğini, eksik evrakın göndermediğini, eksik evrak nedeniyle murisin hasar dosyasının muallak olarak beklediğini, dosyanın iş bu dava bakımından görevli tüketici mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, dain-i mürtehin sıfatını haiz ... A.Ş'nin muvafakatinin dosyaya ibrazı gerekli olup bu muvakkatin ibraz edilmemesi halinde mahkemece aleyhe açılan davanın usulen reddine karar verilmesi gerektiğini beyan ederek her hal ve şartta davacıların müvekkil şirketi bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle haksız ve hukuksuz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, " aktüeryal bilirkişi ...'dan aldırılan dosya kapsamına uygun ve hükme esas almaya elverişli 14/05/2018 tarihli raporda da açıklandığı üzere davalı ile davacıların mirasçısı arasında akdedilen poliçenin davacıların murisinin kullanmış olduğu krediyi korumaya yönelik bir kredi olduğu, davacıların kullanmakta oldukları kredinin ödenmeyen kısmını teminat altına aldığı, davacıların murisinin kullanmış olduğu kredi ödeme planında sırasıyla 18/10/2016 tarihinde 1.469,00 TL, 18/11/2016 tarihinde 1.469,00 TL, 18/12/2016 tarihinde 1.469,00 TL, 18/01/2017 tarihinde 1.469,00 TL, 18/02/2017 tarihinde 1.469,00 TL, 18/03/2017 tarihinde 1.469,00 TL, 18/04/2017 tarihinde 1.469,00 TL, 18/05/2017 tarihinde 1.482,33 TL ödendiği, murisin vefatından sonra ödeme kaldığı, davalının sorumluluğunun iş bu ödemeler toplamı olan 11.765,33 TL olduğu tespit edilmiş olup davanın kabulü ile, 11.765,33 TL 'nin 30/11/2016 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine " karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; sigortalının akut böbrek yetmezliğinden vefat ettiği ve bu durumun, "Tehlikeli Hastalıklar" sigorta teminatı kapsamının dışında olduğu, sigorta teminatı kapsamına giren böbrek yetmezliğinin kronik nitelikte olması gerektiği beyan edilmesine rağmen mahkemece dikkate alınmadan ölüm nedenini sadece dava dilekçesinde beyan edilen beyin kanaması olduğu kabul edildiğini ve ölüm nedeni konusunda bir incelemeye girilmediğini, bu nedenle davacı murisinin ölüm nedeninin ne olduğu tıp bilirkişilerince araştırılmalı ve nihai karar ölüm nedeninin tehlikeli hastalıklar teminatı içinde sayılan hastalıklardan olup olmadığı teknik tıp bilirkişi incelemesi ile belirlendikten sonra bir karar verilmesi gerektiğini, kaldı ki sigortalının vefatının tehlikeli hastalıklar teminatı kapsamı içerisinde yer aldığı düşünülse dahi, sigortalının beyan yükümlülüğüne aykırı davranmış olup olmadığı gibi hususların araştırılması için sigortalının vefatına sebebiyet veren rahatsızlıklarının da poliçe başlangıcının öncesindeki sağlık durumu ile illiyet bağı bulunup bulunmadığı gibi hususların da araştırılması gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK'nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, muris tarafından kullanılan araç kredisine bağlı olarak miras bırakanı ile davalı arasında düzenlenen "Kredi Koruma Plus Standart Grup Sigortası Poliçesi" kapsamında poliçe teminatının tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, müteveffa ... ile dava dışı ... A.Ş. arasında 18/05/2015 tarihinde toplam 29.764,92 TL tutarlı Bireysel VDF Kredi Sözleşmesi (araç satışından kaynaklanan) düzenlendiği, kredinin teminatı olarak davalı şirket ile 18/05/2015-2017 tarihlerine kapsayan Kredi Koruma Plus Standart Grup Sigortası Poliçesi akdedildiği, murisin vefat etmesi üzerine poliçe teminatın davacılardan talep edilmesi üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Tarafların istinaf sebeplerinin incelenmesinde, taraflar arasındaki esasa ilişkin uyuşmazlığın çözümünden önce, davada HMK'nın 355. maddesi gereğince kamu düzeni nedeniyle re'sen dikkate alınması gereken usule ilişkin aykırılıkların mevcut olup olmadığının tespiti gereklidir. Usule ilişkin aykırılıklar konusunda da öncelikli olarak ve mahkemece re'sen dikkate alınması gereken husus ise, mahkemenin görevli olup olmadığı sorunudur. Zira görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınabileceği gibi, taraflarca da davanın her aşamasında ileri sürülebilir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler "tüketici"; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler "tüketici işlemi" olarak kabul edilmiş ve tüketici kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir. Davacılar, davalı şirket ile hayat sigorta sözleşmesi imzalayan murisin mirasçılarıdır. Somut olayda uyuşmazlık, bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta olup dava 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, 04/01/2017 tarihinde açılmıştır. Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır. (Yargıtay 11.H.D., 10.10.2016 T., 2016/7590 E., 2016/7972 K.) Dolayısıyla İlk Derece Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi hatalıdır. Açıklanan nedenlerle mahkemece, tüketici mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, HMK'nın 114/1-c, 115/2. maddesi uyarınca davanın, mahkemenin görevine ilişkin dava şartı yokluğundan, usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası hakkında hüküm tesis edilmesi hatalı olduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin HMK 353/1.a.3 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf talebinin esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜ ile, HMK'nun 353/1.a.3. maddesi uyarınca İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/12/2018 tarih, 2017/11 esas 2018/1331 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-HMK'nın 114/1-c maddesindeki görev dava şartı yokluğundan HMK'nın 115/2.maddesi uyarınca görevsizlik (davanın usulden reddi) kararı verilerek dosyanın görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesi kararı verilmek üzere mahkemesine İADESİNE, 3-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 4-Davalı vekili tarafından peşin yatırılan karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK'nun 362/1-g maddesi uyarınca oy birliğiyle ve kesin olmak üzere karar verildi.17/02/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.