17. Hukuk Dairesi 2015/14279 E. , 2016/2395 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :......Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının kaskoladığı davacı aracının tek taraflı kazada hasara uğradığını, davalıya hasar ihbarı yapılması ile hasar dosyası açıldığını; ancak davalı şirketin kaza tespit tutanağı düzenlenmediği ve davacı sürücüsü beyanının yeterli bulunmadığı gerekçesiyle hasar bedelini ödemediğini, davacı aracındaki hasar için servis tarafından 15.857,00 TL"lik fatura kesildiğini, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.857,00 TL"nin davalıya ihbar tarihi olan 31.07.2013"ten işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, poliçede dain-i mürtehin kaydı olduğundan rehin alacaklısının davaya muvafakatinin alınması gerektiğini, davacının kazanın oluşunu ispat edemediğini, sunması gerekli belgeleri sunmadığını, davacı sürücüsünün kolluk tarafından tutanak düzenlenmeden olay yerinde ayrıldığını, bu nedenle hasarın teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 13.945,94 TL"nin 16.09.2014 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu davacı aracında oluşan hasar bedelinin, kasko poliçesi gereği davalıdan tahsili istemine
ilişkindir. Mahkemece, davacı aracında oluştuğu saptanan hasar bedelinin, davalı sigortacının temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmiş; davalının temerrüt tarihi de, davacının hasar ihbarı yaptığı tarihten sonraki 45. güne denk gelen tarih olan 16.09.2014 olarak saptanmıştır.
Sigortacının tazminat ödeme borcunu düzenleyen 6102 sayılı TTK"nın 1427/1. maddesi "Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur" hükmünü öngörmektedir.
Somut olayda; davacının 31.07.2013 tarihinde gerçekleşen kaza nedeniyle oluşan hasarı, aynı gün davalı sigortacıya ihbar ettiği; bu itibarla ihbardan sonraki 45 günlük sürenin 16.09.2013 tarihinde dolduğu görülmektedir.Davacı lehine hükmolunan tazminata 16.09.2013 tarihinden faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile 16.09.2014 tarihinden faiz işletilmesine karar verilmesi doğru olmayıp bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının (1) nolu bendindeki “16.09.2014 tarihinden itibaren" ibaresinin hükümden çıkarılarak, yerine "16.09.2013 tarihinden itibaren” ibaresinin eklenmesine ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.