17. Hukuk Dairesi 2015/13546 E. , 2016/2537 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :..........Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkil şirkete kasko poliçesi ile sigortalı bulunan aracın 18/03/2011 tarihinde yol üzerinde bulunan çukura çarpması sonucu araçta maddi hasar meydana geldiğini, yolun bakım ve onarımından sorumlu olan davalının yoldaki çukurları kapatmamasından dolayı davaya konu olayın yaşandığını,13.479,22 TL hasar bedelinin müvekkili tarafından sigortalısına ödendiğini, rücuen tazminat alacağı olan 10.109,42 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, görev itirazında bulunmuş, esas yönünden de; kazanın meydana geldiği sokakta müvekkili Belediye tarafından herhangi bir çalışma yapılmadığını, söz konusu kazanın araç sürücüsünün kusuru neticesinde meydana geldiğini, bu yerin trafik kurallarına göre geçilmesi yasak olan refüj içinde bir bölüm olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,davanın kısmen kabulü ile, 6.739,61 TL"nin 06/05/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olup hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ve hizmet kusuruna dayanılarak davalı belediye aleyhine açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınması zorunludur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun hukuki sorumluluğa ilişkin 85. ve onu izleyen maddelerinde araç işletenin sorumluluğu düzenlenmiş ancak idarenin kusurundan kaynaklanan sorumluluğu bu yasa kapsamı dışında tutulmuş olmakla, İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun"un 2. maddesi hükmü uyarınca idarelerin hizmet kusurundan kaynaklanan davaların tam yargı davası olarak ikame edilmesi gerekmektedir.
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesinde, "Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.
(Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir." şeklinde düzenlenmiştir.
Dosya kapsamına göre, davacı tarafından aynı istemli davanın öncesinde idari yargıda açıldığı,.........İdare Mahkemesi"nin 2012/1170 E 2013/61 K. sayılı kararı ile Adli Yargı"nın görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verildiği ve kararın 18.02.2014 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda eldeki davada, kendisine ikinci dava açılan ......... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin elinde derdest bulunan dava dosyasındaki yargılamayı durdurmak suretiyle (UMK m. 19/I), dosyayı kül halinde, yargı yolu uyuşmazlığının çözümlenmesi açısından Uyuşmazlık Mahkemesine göndermesi ve verilecek kararı bekleyerek sonucuna göre karar vermesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar vermiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazları- nın incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ....... 01/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.