17. Hukuk Dairesi 2015/15170 E. , 2016/2589 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :..........Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili davalıya ait aracın davacı ...... tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, davalının sevk ve idaresinde bulunan aracın inişe eyimle yolda vurdurarak çalıştırma tabir edilen şekilde çalıştırılmaya çalışıldığı sırada, davalının direksiyon hakimiyetini kaybederek araçtan dışarıya atlaması sonucu sürücüsüz kalan aracın ilerleyerek dava dışı 3. Kişiye ait araca çarpması sonucu zarar görenlere 7.689,00 TL hasar bedelinin ödediğini, ZMMS sigortası genel şartlarının B/4-a maddesinde belirtilen koşulların olayda gerçekleştiğini belirterek 7.689,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, ZMMS sigortası genel şartlarının B-4/a maddesindeki halin olayda gerçekleşmediğini, belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulü ile 6.889,00-TL "nin ödeme tarihi olan 21/08/2013 tarihinden itibaren değişen oranda avans faiz uygulanmak suretiyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya yönelik istemin reddine, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava zorunlu mali sorumluluk sigorta ilişkisinden kaynaklanan rücuen tazminat davasıdır.
Kara Yolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B-4/a maddesinde "Tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise," sigortacının işletene rücu hakkının bulunduğu kabul edilmiştir.
Somut olayda davalının, sevk ve idaresindeki davacı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı çalışmayan aracını, eğimli yolda vurdurmak suretiyle çalıştırmak istediği sırada, direksiyon hakimiyetini kaybetmesi, akabinde araçtan atlaması ve sürücüsüz seyreden aracın yoldaki araçlara çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında uyuşmazlık dava konusu sigortalı aracın çalıştırma yönteminin, Kara Yolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B-4/a maddesinde düzenlenen ağır kusur nedeniyle davacı sigorta şirketine ödemiş olduğu zararı sigortalısına rücu etme imkanını tanıyan koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda toplanmaktadır.
H.G.K.nun 2013/11-756-743 sayılı ilamında belirtildiği şekilde, kasıt, hukuka aykırı sonucun bilerek ve isteyerek meydana getirilmesidir. Ağır kusur ise aynı durum ve koşullar altında her mantıklı insanın göstereceği basit dikkat ve özenin gösterilmemesidir. Dava konusu olayda davalının aracını vurdurma ile eğimli arazide kendiliğinden hareket etmesiyle başka araçlara çarparak hasarlanmalarını sağlama kastı olmayacağı gibi, vurdurma ile aküsü biten aracın eğimli yolda ilerletilerek çalıştırılmasının trafikte tehlike yaratabileceği bilinmesi gereken bir durum olmakla, bu işlem günlük hayatta araç sahiplerince herhangi bir kazaya sebebiyet vermeden de yapılabildiğinden, her mantıklı insanın göstereceği basit dikkat ve özenin gösterilmemesi durumu söz konusu olmayıp, davalının olayda ağır kusuru bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece dosyada mevcut, ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli uzman bilirkişi raporuna göre davalının kasti bir hareketi veya ağır kusuru bulunmadığından davacı sigorta şirketinin zarar gören aracın kasko sigortacısına ödediği hasar tazminatını Kara Yolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B-4/a maddesine göre sidortalı davalıdan rücuen talep etmekte haklı olmadığından, davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 02/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.