Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacı, eşinden boşanması nedeniyle ekonomik sıkıntı içersinde olduğu sırada Ş... B...’un bankadan kredi çekerek yardımcı olacağını söylemesi üzerine, bankadan çekilecek kredinin teminatı olarak 14 parselde bulunan 20 nolu bağımsız bölüme ipotek konulacağını zannederek tapuya götürüldüğünü, okuma yazma bilmemesi nedeniyle tapudaki evrakı imzaladığını, daha sonra borcu ödeyip ipoteği kaldırmak isterken taşınmazının Ş.tarafından H.S...’a satıldığını, öğrendiğini H.’in de kendisine evin tahliyesi için icra emri gönderdiğini, evinin kandırılarak elinden alındığını ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı Tapu Sicil Müdürlüğü, davanın husumetten ve zamanaşımı nedeniyle reddini savunmuş, diğer davalılardan H.taşınmazı konut ihtiyacı nedeniyle satın aldığını belirtmiş, zamanaşımı itirazında bulunmuş,diğer davalı Ş.de davanın reddi gerektiğini iddia etmiştir.
Mahkemece, davalı Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumetten reddine,diğer davalılar H.ve Ş.aleyhine açılan birleşen davaların hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.6.2008 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edilen vekili Avukat Z.M.ile temyiz edilen vekili Avukat G.Ş.geldiler davetiye tebliğe rağmen diğer temyiz edilenler vekili avukatlar gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava hata hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup mahkemece, hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya arasında bulunan ve taşınmazı tahliye etmesi için Ankara ........Noterliğinin 14.11.2002 tarih 25776 yevmiye nolu ihtarnamenin tebliğ belgesinde davacıya bizzat tebliğ edildiği yazılı olduğu halde, davacı Ankara da bulunmaması nedeniyle posta kutusuna bırakılan tebligatı daha sonra aldığını ileri sürerek, tebliğ belgesindeki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmiştir.Nevar ki bu husus mahkemece incelenmiş değildirHal böyle olunca, noter tebligatındaki imzanın davacıya ait olup olmadığının usulüne uygun olarak araştırılması,keza tüm dosya kapsamı göz önünde bulundurularak davanın hak düşürücü süre içersinde açılıp açılmadığının belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken davanın yazılı olduğu üzere reddine karar verilmesi yerinde değildir.Davacının temyiz itirazları yerindendir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK’nun 428. md. gereğince BOZULMASINA,13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 550.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 10.6.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.