17. Hukuk Dairesi 2014/7331 E. , 2016/2611 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :.........Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davacı ........."nin yönetimindeki ....... plakalı araç ile davalı Vahip yönetimindeki, davalı ......."a ait, davalı .... trafik sigortalı 38 SU 850 plakalı aracın karıştığı trafik kazasında davacıların desteği ..."nin vefat ettiğini, kazanın ..."ın yaptığı şerit ihlalinden kaynakladığını, ..."ın asli kusurlu olduğunu, kazada ..."nin ölmesinden dolayı davacıların büyük üzüntü duyduklarını, manevi olarak zarar gördüklerini, davacıların ..."nin desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek, davacılar ......, ......., .......,........, ........ ve küçük ........için 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılar......ve ......"ten tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla davacılardan......,......., ........,........ için için (belirsiz alacak) 1.000,00"er TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ........ ve ....... ile sigorta poliçesindeki miktar ile sınırlı olmak kaydıyla davalı ........"den alınarak davacılara verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, sorumluluklarının azami limit ile sınırlı olacağına, olay tarihinden itibaren faiz talebinin reddine, yasal faize hükmedilmesine, poliçe teminatı dışında kalan manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalılar......... ve ..., davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davacı ..."nin maddi tazminat talebinin kabulü ile, 115.290,12 TL maddi tazminatın 1.000,00 TL"si için dava tarihi olan 07/12/2011 tarihinden itibaren, 114.290,12 TL"si için ıslah tarihi olan 24/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı ........"den alınarak davacı ..."ye verilmesine, davacı ..."nin (murisin oğlu) maddi tazminat talebinin kabulü ile, 27.612,95 TL maddi tazminatın 1.000,00 TL"si için dava tarihi olan 07/12/2011 tarihinden itibaren, 26.612,95 TL"si için ıslah tarihi olan 24/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı ......."den alınarak davacı Hacı Mustafa Tenke"ye velayeten annesi ..."ye verilmesine, davacı ... (murisin babası), ........, ... ve ..."nin maddi tazminat taleplerinin reddine, feragat nedeniyle davalılar ... ve ..."a yönelik maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat ve destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
Somut olayda, davacı vekili, davalı sigorta şirketlerine davadan önce başvuruda bulunduklarını ileri sürmemiş, buna ilişkin herhangi bir belge dosyaya ibraz etmemiştir. Mahkemece, dava dilekçesinde talep edilen 1.000.00 TL’na, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, ıslah ile artırılan kısımlara ise, davalı sigorta
şirketi yönünden yönünden ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir.
Yukarıda açıklanan ilke ve alacağı doğuran sebebin esasen haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de, aynı tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanması gerekir. Zira, davalı......... ile davacı arasındaki hukuki ilişki sözleşme ilişkisi değildir. Borcun nedeni haksız eylemdir. Yukarıda anılan hükümlere göre, davalı sigorta şirketi bakımından temerrüt faizinin başlangıcını oluşturan ihbar yükümlülüğünde esas olan, zarar miktarı değil, kazanın ihbar edilmesidir. Kazanın ihbar edilmesiyle, zararın miktarını belirlemek sigortanın sorumluluğundadır. Bu itibarla, sigorta şirketlerine başvuru yapılması veya dava açılmasıyla; kaza, davalı sigorta şirketlerine ihbar edilmiş olacağından, anılan hükümlerde öngörülen koşullar yerine getirilmiş olacaktır.
Bu durumda mahkemece, davalı sigorta şirketlerine davadan önce usulüne uygun başvuru yapıldığı iddiası olmadığına göre, başvuru yapılmadığı dikkate alındığında davalı sigorta şirketinin en erken dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile, tazminat alacağının tamamı için dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Her ne kadar bu husus bozma nedeni ise de; bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. bendide yer alan “1.000,00 TL"si için” ve “114.290,12 TL"si için ıslah tarihi olan 24/10/2013 tarihinden itibaren” ibarelerinin çıkartılmasına, hüküm fıkrasının 2. bendide yer alan “1.000,00 TL"si için” ve “26.612,95 TL"si için ıslah tarihi olan 24/10/2013 tarihinden itibaren” ibarelerinin çıkartılmasına, ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02/03/2016 gününde oybirliği ile karar verildi.