7. Hukuk Dairesi 2015/6723 E. , 2016/6097 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Davacı, davalı işyerinde işçi olarak çalışırken iş akdini 8 aylık ücretinin ödenmemesi nedeniyle feshettiğinden bahisle kıdem tazminatı ile ücret alacağının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı, davacının iş akdini, davacı işçinin hiçbir neden olmadan feshettiğini, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının ücret alacaklarının ödenmemesi sebebiyle işçi tarafından haklı nedenle feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İşçi ücretlerinin ödenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 37 nci maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
4857 sayılı Yasanın 32 nci maddesinde, “Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye ...., .... ve ... Müsteşarlığından sorumlu .... müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır.
Somut olayda, işçinin ücretinin ödenmediği iddiasına karşılık işverence bilirkişi raporundan sonra getirtilen banka hesap ekstresine dayanılarak ödeme savunması yapılmıştır. Davacının hesap hareketlerinin incelenmesinde ücretin ödenmediği iddia olunan dönemde yapılmış “para yatırma” açıklamalı ödemelerin olduğu görülmektedir. Davalı bu ödemelerin ücrete mahsuben kendisi tarafından yapıldığını iddia etmektedir. Mahkemece bilirkişi raporundan sonra dosyaya giren bu belge hiç değerlendirilmeden eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuştur.
Yapılacak iş, hesap hareketlerindeki bu ödemelerin kim tarafından yapıldığını davacıdan ve bankadan sormak, davalı tarafından yatırılmış ise, hangi amaçla yapılmış ödemeler olduğunu taraflardan sorarak aydınlatmak; ücret alacağı için yatırılmış ise, davacının bakiye ücret alacağı kalıp kalmadığının ve kalmaması durumunda, iş akdini haklı nedenle fesih gerekçesi olmayacağından, kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususlarını açıklığa kavuşturup bir karar vermektir.
2-Kabule göre de; kıdem tazminatı hesap yönteminin denetime elverişli olup olmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı Yasa md. 120 ve geç. 6 maddenin atıf yaptığı 1475 sayılı Yasa md.14 uyarınca kıdem tazminatının hesabı şu şekilde olmalıdır.
İşçinin brüt çıplak günlük yevmiyesi belirlenir. TİS. ya da bireysel hizmet akdi ile daha fazla bir yevmiye öngörülmemiş ise yasa gereği 30 ile çarpılır.
Bu ücrete süreklilik ve düzenlilik arz eden sosyal yardım ve benzeri ücret ekleri ilave edilir. Örneğin yol ve yemek yardımı gibi. Ancak, bu gibi yardımlar ay içinde fiilen çalışılan gün üzerinden yapıldığından haftada 6 gün çalışan işçi için 26 günlük tutar ilave edilir. Ayni yardımlarda ve yemek yardımında işverene maliyeti baz alınır.
Düzenlilik arz eden ikramiye gibi, yılın belli periyotlarında yapılan yardımlar, ücrete endeksli ise son ücret üzerinden günlüğünün bulunması gerekir. Ancak ücrete endeksli olmayan ikramiye benzeri ödemelerin son 1 yıl içindeki ödemeler toplamı 365"e bölünerek günlüğü bulunur.
Prim, satıştaki başarı şartına bağlı ise kıdeme esas ücrete ilave edilmez. Ancak, uygulamada çıplak ücret tutarı hatta daha fazlası prim ödemelerinin bulunduğu da görülmektedir. Bu halde primlerin ücretin asli unsuru olarak kabulü ile kıdeme esas ücrete ilavesi gerekir. Burada da son I yıl içinde ödenen/hak edilen primler üzerinden günlük tutar bulunur.
TİS. uygulamalarında da TİS. ile sağlanan yemek, yol, aile, bayram harçlığı, ikramiye, ilave tediyenin de kıdeme esas ücrete ilavesi gerekir.
Kıdem tazminatı hesabında 1 tam yıl için 30 günlük giydirilmiş ücret baz alınır. Yıldan arta kalan süreler ise ay ve gün sayısı baz alınarak hesaplanır.
Giydirilmiş ücret hesabıyla değişkenlerin tamamının brüt tutar üzerinden baz alınması gerekir. Ayni yardımlar bordrolaştırılmadığından brüt tutar aynı zamanda net tutardır.
Kıdem tazminatından damga vergisi dışında kesinti yapılamaz. Bu oran 01.01.2014 tarihinden itibaren binde 7,59 dur.
Tam yıl karşılığı kıdem tazminatı aylık giydirilmiş ücret ile çarpılırken, ay olarak çalışmalar önce bir aya düşen (30 günlük ücret/12 ay hesabıyla) miktarla çarpılmakta, gün olarak çalışmalar ise (30 günlük ücret/365 gün hesabıyla) gün sayısına denk gelen ücret ile çarpılarak bulunmaktadır.
Somut olayda, bilirkişi tarafından davacı işçinin, davalı işverene ait işyerinde geçen hizmet süresine göre, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 120. maddesi hükmüne göre yürürlükte bırakılan 1475 sayılı İş Kanunu"nun 14. maddesi gereğince, her tam yıl için 30 günlük ücret, yıldan artan süreler için de aynı oranda ücret esasına göre yapılan hesaplamada 225,75 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatına hak kazandığı tespit edilmiştir denilerek günlük ücret 31,35 TL x 225,75 %07,59 Damga Vergisi hesabıyla yapılmıştır. Bu yöntem denetime elverişli bir yöntem değildir. mahkemece bu raporun hükme esas alınması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine,14.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.