Taraflar arasında görülen davada;
Davacı,maliki olduğu 940 parsel sayılı taşınmazın davalı kardeşi M. tarafından sahte vekaletname kullanılarak diğer davalı oğluna satış suretiyle devrildiğini,satıştan sonra taşınmazın 1179 ve 1180 parsellere ifraz edildiğini ve 1179 parselin 3. kişiye satıldığını, işlemlerin yok hükmünde olduğunu ileri sürerek 1180 parselin tapusunun iptali ve adına tescili 1179 parsel için tazminat isteğinde bulunmuştur.
Davalılar,iddiaların yersiz olduğunu,davacının ibra ve taahhütname ile satışa muvafakat ettiğini ve bedel aldığını kabul ettiğini bildirip davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece " haricen düzenlenen ibra ve taahütname başlıklı belgenin hukuki sonuç doğurup doğurmayacağının saptanması, toplanacak delillerle tartışılması ondan sonra bir karar verilmesi " gerekçesiyle bozulmuş,mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan soruşturma sonucu davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi,duruşma isteği değerden reddedildi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava,sahtecilik iddiasına dayalı olarak açılmış olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece,daha önce kurulmuş olan hüküm Dairenin 29.5.2007 tarih 2007/3888 esas-6168 karar sayılı ilamı ile “ temlik sırasında kullanılan vekaletname üzerinde bilimsel inceleme yapılmış ise de,davalılardan (vekil gösterilen) M.Ö.’ün cumhuriyet savcılığınca düzenlenen hazırlık soruşturması sırasında sahte vekaletname düzenlettiğini bildirdiği,ifrazdan sonra 1180 parselin davalı M.’in oğlu davalı F.’a temlik edildiği bizzat davacının imzasını taşıyan “ ibra ve taahhütname” başlıklı harici belgede davacının “ F.Ö.’e intikal ve devrine muvafakat ettiğini, hiçbir hak ve iddiada bulunmayacağını,kalan yarısının ise bedelini nakden ve peşinen aldığını ,bu nedenle her türlü hak ve taleplerinden feragat eylediğini” bildirmekle beraber 20.7.2006 tarihli oturumda; “ belgenin hazırlandığı tarihte davalı kardeşi M.Ö.ile anlaştığını,940 parselin yarısı ile 4000 YTL. verileceğinin kararlaştırıldığını,fakat taşınmaz ve bedelin verilmediğini” belirterek hata hileye düşürüldüğüne dair beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda,olayın gelişi taraf beyanları ve diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde vekaletnamenin sahte olduğu sonucuna varılmaktadır.Davacının 3.4.2005 tarihli belgedeki açıklaması tabiî ki işlemin sahteliğini ortadan kaldırmaz.Kaldi ki, belgenin iradeyi sakatlayan bir nedenle düzenlenmiş olduğunun anlaşılması halinde,o belgeye itibar edilemeyeceği de açıktır.
Hal böyle olunca,mahkemece söz konusu belgenin toplanan ve toplanması gerekli görülebilecek delillerle birlikte değerlendirilmesi geçerli olup olmadığının diğer bir deyişle hukuki sonuç doğurabilecek (bağlanabilecek ) nitelikte sayılıp sayılmayacağının tartışılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi" gerekçeleriyle bozulmuş ve mahkemece bozmaya uyularak yine davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de bozma gereklerinin yerine getirildiğini söyleyebilme imkanı bulunmamaktadır.Bozma ilamında taraflar arasında düzenlenen (ibra ve taahhütname başlıklı) belgenin sahteciliği ortadan kaldırmayacağı ancak bozma kararında bu belgenin iradeyi sakatlayan bir nedenle düzenlenip düzenlenmediğinin araştırılmasına işaret edilmiştir.
Sahtecilikte ,daha sonra düzenlenen belge sahteliği ortadan kaldırmaz ise de,kişinin dava açmayarak veya iradesini ortaya koymayarak veyahutta bu şekilde doğan hakkından vazgeçmesi mümkündür.Bu nedenle taraflar arasında düzenlenen belgenin serbest irade ile düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi önem kazanmaktadır.
Hal böyle olunca, bozma ilamında da belirtildiği gibi söz konusu belgenin tarafların serbest iradesiyle düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken sahtecilik nedeniyle davanın kısmen kabulü doğru değildir.
Davalıların temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin hacrın temyiz edene geri verilmesine,19.6.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.