
Esas No: 2017/2207
Karar No: 2017/12347
Karar Tarihi: 20.09.2017
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/2207 Esas 2017/12347 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıya ait taşınmazın aylık 1700 TL bedelle kiralandığını, ödemeleri davacının asistanının sehven bazen döviz olarak fazladan ödediğini, davalının da aylık 3.500 TL den kira alacağının tahsiline yönelik haksız icra takibi başlattığını belirterek; aleyhine başlatılan icra takiplerinde borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, aylık kira bedelinin 3.500 TL olduğunu, davacı isteği ile yazılı sözleşmeye 1.700 TL yazıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; aylık kira bedelinin 3.500 TL olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ile davalı arasında imzalanan 05.09.2011 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davaya konu taşınmaz konut olarak davacıya kiralanmıştır. Sözleşmede aylık kira bedeli 1.700 TL olarak belirlenmiş, sözleşmenin hususi şartlar 5. maddesinde kira bedelinin İTO TEFE/TÜFE ortalaması ile artırılacağı kararlaştırılmıştır.
Davalı kiraya veren 18.06.2012 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2012 yılı Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları olmak üzere 4 aylık, aylık 3.500 TL den toplam 14.000 TL kira alacağının tahsilini talep etmiş, icra takibi kesinleşmiştir. Davacı kiracının icra dosya borcunu 26.09.2013 tarihinde dosyasına ödediği anlaşılmaktadır.
Davalı alacaklı, aylık kira parasının icra takibinde talep edildiği miktarda olduğuna ilişkin yazılı bir delil sunamamıştır. Bu durumda, icra takibi ile istenen kira alacağının, taraflar arasında geçerli yazılı kira sözleşmesi uyarınca belirlenerek ve varsa davacının fazla ödemesi davacıya iade edilerek dava hakkında bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.