
Esas No: 2020/8465
Karar No: 2022/3762
Karar Tarihi: 11.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8465 Esas 2022/3762 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Bir ortaklık davasında davalı şirketin 2016 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların davacı ortak tarafından iptal edilmesi talebiyle açılan davada, davacının dava şartı olan alınan kararlara muhalif kalması koşulunu yerine getirmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, bu kararı temyiz etmiş ancak Bölge Adliye Mahkemesi kararı onamıştır. Kanun maddeleri olarak, TTK'nın 446. maddesi ve HMK'nın 114/2, 115/2, 355 vd., 369/1, 371, 370/1 ve 372. maddeleri kararda geçmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19.07.2018 tarih ve 2017/588 E- 2018/538 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 05.11.2020 tarih ve 2019/585 E- 2020/1220 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı şirket de doğrudan %0,42 paya sahip ortağı olduğunu, davalı şirketin 28/03/2017 tarihinde yapılan olağan genel kurula katıldığını ve bu toplantıda alınan kararlara ihtirazi kayıt düşüldüğünü, davalı şirketin 28/03/2017 tarihinde yapılan 2016 yılı genel kurulunun gündemin 6. maddesiyle karara bağlanan kârın dağıtılmayarak olağanüstü yedek akçelerde tutulmasına ilişkin kararın ve gündemin 7. maddesi ile karara bağlanan her bir yönetim kurulu üyesi için ödenmesi kararlaştırılan aylık net 20.000,00 TL huzur hakkı ve her bir yönetim kurulu üyesi için ayrı ayrı 200.000,00 TL ikramiye ödenmesine ilişkin kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, şirketin sermaye yapısının güçlendirildiğini, ortakların kâr paylarının sermayeye ilave edilen bedelsiz hisse olarak kendilerine ödendiğini, davacının şirketteki hisselerinin de bu şekilde değer kazandığını,yönetim kurulu üyelerinin tüm banka kredilerine şahsi kefaletlerinin bulunduğunu,haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulü ile dava konusu davalı şirketin 28/03/2017 tarihinde yapılan 2016 yılı olağan genel kurul toplantısında gündemin 6. maddesiyle karara bağlanan kârın dağıtılmayarak olağanüstü yedek akçelerde tutulmasına ilişkin karar ile gündemin 7. maddesiyle karara bağlanan her bir yönetim kurulu üyesi için aylık 20.000,00 TL huzur hakkı ve her bir yönetim kurulu üyesi için 200.000,00 TL ikramiye ödenmesine ilişkin kararların iptaline karar verilmiş kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İstinaf mahkemesince, 6102 sayılı TTK'nın 446. maddesi gereğince toplantıda hazır bulunup karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirten pay sahibinin iptal davası açabileceği, davacı ortağın genel kurulda kendisini vekili aracılığıyla temsil ettirdiği, vekilin iptali istenen ve mahkemece kabulüne karar verilen 28/03/2017 tarihli genel kurul toplantı tutanağının 6. ve 7. maddesi ile ilgili olarak daha karar alınmadan önce karşı çıkıp itiraz ettiği (peşin muhalefette bulunduğu), bu şekildeki muhalefet öneriye karşı çıkma olup, kararın alınmasından sonra yapılmış bir karşı çıkmanın, muhalefetin bulunmadığı, karardan sonra davacının bu karara muhalif olduğuna dair bir şerh yazmadığı gibi bu karara muhalif olduğuna dair ayrı bir yazılı beyan sunmadığı, bu durumda iptal davası açabilmek için kanunun aradığı “alınan kararlara muhalif kalma” koşulunun yerine getirilmediği, bu hususun dava şartı olduğu, dava şartlarının bulunup bulunmadığının yargılamanın her aşamasında re'sen gözetileceği gerekçesiyle,davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına,davanın dava şartı yokluğu nedeniyle HMK'nın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.