
Esas No: 2016/1604
Karar No: 2017/12437
Karar Tarihi: 21.09.2017
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/1604 Esas 2017/12437 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki geçici abonelik tesisi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; maliki olduğu dükkanın su ihtiyacını karşılamak amacıyla davalıya başvurduğunu, davalının abonelik işlemini yapmadığını belirterek geçici abonelik tesisini talep etmiştir.
Davalı; abonelik için iskana başvuru yazısı, statik rapor ve kanal vizesinin ibraz edilmediğini, bu nedenlerle abonelik işleminin yapılamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davacının dava açmadan evvel kurumdan resmi talepte bulunmadığı, bu sebeple dava açmada hukuki menfaati olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
HMK"nun 114.maddesinde, davacının dava açmakta hukuki yararın bulunmasının bir dava şartı olduğu açıklanmıştır.
Hukuki yarardan maksat, davacının subjektif hakkına hukuki korunma sağlanması hususunda mahkemeye başvurmasında hali hazırda hukuken korumaya değer bir yararının bulunmasıdır. Başka bir ifadeyle, davacı hakkına kavuşmak için, hali hazırda mahkeme kararına muhtaç bir konumda değilse, onun hukuki yararının bulunduğundan söz etmek mümkün değildir.
Davalı kurumun, dava konusu binaya ait yapı kullanma izin belgesi, statik rapor iskana başvuru yazısı bulunmadığından davalı tarafa ferdi abonelik ve geçiçi abonelik tesisinin mümkün olmadığını, bu nedenle davacının ferdi abonelik talebinin reddedildiğini bildirir cevap dilekçesi, dikkate alındığında, davacının davalı kuruma yazılı olarak başvuru yapmış olsa dahi talebinin reddedileceği kuşkusuzdur. O halde, davacının abonelik tesisi ile ilgili talebinin yerine getirilmesini istemesinde mahkeme kararına muhtaç konumda olduğu, hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir.
Bu durumda, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilerek 3194 sayılı İmar Kanunu"nun geçici 11.maddesi gereğince dava şartlarının davacı açısından oluşup oluşmadığı incelenerek oluşacak sonuca göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.