8. Hukuk Dairesi 2018/971 E. , 2019/2685 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde davalı adına edinilen yatırım hesabındaki para ile 243 ve 244 parsel sayılı taşınmazlar nedeniyle, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı şimdilik 10.000,00 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tasfiyeye konu edilen menkul değerler ve taşınmazların edinme tarihleri dikkate alındığında edinilmiş mal kapsamında oldukları ancak tasfiyeye konu edilen menkul değerler ve taşınmazların davalının babasına ait taşınmazların kamulaştırma bedeli ile alındığının davalı tanıklarının beyanları ve dosya kapsamı itibariyle sabit olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. mad.). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Eşler, 24.12.1999 tarihinde evlenmiş, 05.04.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 29.06.2007 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK"nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM mad. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad. 10, TMK mad. 202/1). Tasfiyeye konu 243 ve 244 parsel sayılı taşınmazlar, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 24.03.2004 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiştir. Tasfiyeye konu yatırım hesabı da yine eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 30.01.2004 tarihinde davalı eş adına açıldığı anlaşılmaktadır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 Sayılı TMK mad. 179).
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Şöyle ki; davalı tarafça babasına ait taşınmazların kamulaştırma bedelinin dava konusu malların edinilmesinde kullanıldığının savunulduğu, buna ilişkin olarak davalının babasının hesabına 24.12.2003 tarihinde kamulaştırmayı yapan kurumca kamulaştırma bedelinin yatırıldığı ilgili kurumun yazı cevabından anlaşılmakta ise de paranın çekilip çekilmediği, çekildi ise ne miktarda çekildiği ve dava konusu malların edinilmesinde kullanılıp kullanılmadığı açıklığa kavuşturulmamıştır. Ayrıca dava konusu Gedik Yatırımdaki menkul kıymetler dışında, taşınmazların edinme tarihindeki toplam değerinin 305.165,00 TL olmasına göre, kamulaştırma bedeli olarak alınan 145.617,75 TL"nin taşınmazların satın alınmasına dahi yeterli olmayacağı da açıktır. O halde, Mahkemece yapılacak iş, davalının babasının taşınmazlarının kamulaştırılmasından gelen 145.617,75 TL"nin dava konusu taşınmazlar ile menkul kıymetlerin edinilmesinde kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmış ise ne kadarının kullanıldığı hususlarının açıklığa kavuşturularak, sonucuna göre bir karar verilmesidir. Açıklanan biçimde araştırma ve inceleme yapılmadan, hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla ve HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 14.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.